bir dergiye yazı yollamış yazarlar veri tabanı

geçen gün kafkaokur dergisine yazı gönderdim ve 3 gündür sürekli maillerime bakıyorum,deli olacağım. daha önce hiç, bir dergiye yazı gönderen oldu mu ve kabul edildi mi merak ettim.

nasıl yollanıyor bunlar hakkında biri beni aydınlatabilir mi

ıki yazım dergide yayınlandı, bir yazım ise başka bir derginin internet sitesinde yayınlandı. iki yıl önce ise tanzim dergimi çıkardım.

ben de birkaç dergiyi yazı yolladım
açıkçası bu yazıları okuyan ve inceleyen kişilerin pek yetkin olduklarını düşünmüyorum. " çay içen insandan zarar gelmez " edebiyatı yapan insanlardan bir şey beklemeyin derim.

2003 - 2005 yılları arasında bilim teknik dergisine bir kaç tane yazı yollamıştım.

(bkz: sözlük dergisi)ne gönderdim bekliyorum ben de cerci gibi..

ulusal ve uluslararası hakemli dergilere makalelerimi gönderdim, yayımlandı. bir de dijital bir edebiyat dergisinin her sayısında edebî yazılarım ve makalelerim yayımlanıyor.*

orta okulda türkçe hocam yollamıştı. o zamanlar kendime güvenim zemin seviyesinde olduğu için yazdığım bir şeyin diğerleri tarafından okunma ihtimali bende panik atağa neden olmuştu.
imkanı ve isteği olan her insan yazdıklarını dış dünya ile paylaşmalı bence.

üst edit: okul ve ilçe dergisinde de yayınlaşmış yazılarım mecvut. tecrübeliyim yanisi.

benimdir. hem sözlük dergisine hem de ismini veremeyeceğim bir dergiye yolladım ancak yolladığım dergide kabul edilmedi.

şöyle;
herhangi bir konuda yahut derginin seçmiş olduğu konuda yazınızı yazıp mail yoluyla ulaştırıyorsunuz. ardından birkaç gün bekliyor ve gelecek olan "kabul edildi" türevi mesajını almak için dualar ediyorsunuz. çıldırmalar, hayaller falan derken dergi size ulaşmış oluyor.

yazınız istenilen uzunluk ve de kalitedeyse yayına hazırlanıyor. bir sonraki ay yayınlanıyor fakat dediğim gibi öncelikle kriterlere uygun olacak. eğer ki kriterlere uymazsa yayını unutmanızı, önünüzdeki maçlara bakmanızı öneririm.

nedir bu kriterler?
-uzunluk,
-kelime seçimleri,
-anlatım güzelliği,
vs.
bunları sağlıyorsanız hak kazandınız demektir.
••
peki, bu işlemler nasıl gerçekleşiyor?
birçok dergi okurlardan yazı beklediğini sosyal medya hesabından yayınlıyor. dergilerin sosyal medya hesaplarını takip ederseniz duyuruları kaçırmazsınız.

genel itibariyle böyle. sürecin işleme kısmı bu kadar, tabii, çevresel veya içsel etkenler sizde.

(bkz: dergi olmuş yazarlar veri tabanı)

dergilerden sıkıldığım ve artık yazmaya ara verdiğim ve üşendiğim için burda boş yapıyorum... eyv.

mail kutum, elim ve avucum boş. güzel yazdığıma inanmıştım. farklı bir bakış açısı, bilinmeyen bir konu… neyse biz bu dünyaya başkalarının yazdıklarını okumaya gelmişiz.

birkaç sene önce varlık dergisine gönderdiğimdir. her yıl yaşar nabi nayır gençlik ödülü adında ödül sahibinin bedava baskı kazandığı bir yarışma düzenleniyor şiir ve öykü alanlarında. ben tercihimi son yıllarda özellikle yoğunlaştığım şiirden yana kullanmıştım ve içindeki çoğu eserin zamansızlıktan dolayı yeterli düzenleme ve güçlendirmeden geçirilemediği seçkim ön elemeyi geçtiği ancak akıbetinin dergi gizlilik politikası gereği bildirilmediği şekilde ödülü kazanamamıştı. çok sonraları türk şiirinde nazım'dan sonra el birliğiyle sıradanlaştırılmış olan marşandiz dayatması bitmedikçe benim gibi tam serbestçilerin hiçbir popüler ödülü alamayacağını fark ettim. ayrıca eserlerin fikri mülkiyet hakları güya* kendilerine geçtiği için bunlar benden habersiz yayınlandıysa* bunu bilmiyorum.

neyse, bu varlık macerası dışında lise yıllarımda içinde yapım ve kurgu ekibinde kendimin de olduğu bazı dergilerin de bulunduğu birçok yerel dergide yazı yayımlattım.

şimdilerde bir yerlere yeniden yazı göndermek istersem, sözlük dergisi de seçeneklerimden birisi olacak. hatta belki yeni fikirler ve yeni formalarla sizlerle işbirliği yapar, sanatımızı özgür icra ederiz.

henüz gerçekleştirmediğim ama hep istediğim olaydır.

ilk olarak üniversite son sınıftayken bir dergiye yazımı göndermiştim. haftalık yayınlanan bir dergiydi. dergi çıktığı gün elime aldığımda kendi adımı ve yazımı dergide görünce şok yaşadım çünkü bana yayınlanıp yayınlanmayacağına dair hiçbir bilgi vermemişlerdi, tamamen sürpriz oldu. sonraki yıllarda kendi yazılarımı değil, tercüme ettiğim makaleleri dergilere yollamaya başladım. tercümelerimi çok beğendiler, editör benimle iletişime geçip bana belli bir konu verdi, o konuda yazı yazmamı istedi. ilk başlarda çok zorlandım ama yazdığımda "siz boşuna dert ediyorsunuz, gayet iyi yazıyorsunuz, her ay istediğiniz konuda yazıp gönderin" dedi. sonraki aylarda kendi istediğim konularda yazılar yazmaya başladım. iki sene boyunca bir dergide yazdım. iletişime geçtiğim başka iki dergide de farklı farklı yazılarım yayınlandı. hepsi de matbu olarak yayınlanan ve belli kitlelere hitap eden dergilerdi. şimdi de mesleğimde elde ettiğim deneyimlerimi yazmam istendi, iki ayrı öykü halinde yazdım. yakın zamanda çıkacak bir kitapta öyküler yayınlanacak, çok heyecanlıyım. artık bundan sonraki hedefim, kendi kitabımı çıkartmak...

askerlik yaptığım dönemde mesaiden sonra asteğmen arkadaşlarla dışarı çıkıp bir arkadaşın evinde toplanmıştık. playstation oynayıp efendi efendi alkol alırken bir anda telefonum çaldı.

alay komutanının habercisi komutanın beni acilen birlikte beklediğini söylediğinde saat akşam dokuz civarı idi. hemen bir taksiye atlayıp gittim ve komutana tekmilimi verdim. bana, “sabah ilk iş olarak bu gece yazmak zorunda olduğum harp teknikleri konulu makaleyi okuyacağını söyledi.” emrederdi komutanım, hemen odaya gidip yazmaya başladım.

işin tuhaf yanı ben bir asker değildim, askeri bir eğitimim yoktu ve bilgisayar oyunları konusunda da zırcahildim. yabancı birkaç kaynak buldum, birkaç türkçe kaynak buldum. yabancı olanları çevirdim, türkçe olanlarla harmanlayıp bir makale yazdım. alkolün verdiği özgüven de etkili oldu elbette bu yazının yazılmasında.

yazıyı komutana verdikten bir hafta sonra komutan beni yeniden odasına çağırıp kara kuvvetleri dergisinde çıkan makaleyi gösterdi gururla ancak altında topçu kurmay albay bilmemkim şeklinde kendi ismi yazmaktaydı.

t: askerdeyken ismini vermek istemeyen seyirci olarak yazı gönderen yazarlardan biri olarak dahil olduğum veri tabanıdır.

penguen'in patates baskı köşesine yolladıklarım hemen her hafta yayınlanırdı bir dönem.fatih solmaz ile haberleşirdim.
gırgır'daki sit alanı köşesinde de aynı şekilde.karikatürist alper ocak ile hala mail yoluyla görüşüyorum.hatıra fotoğrafını saklıyorum.
güneri içoğlu da "dumur detayları'nda" ara ara yayınlardı yolladığım yazıları.

bilim teknik ve bilim çocukta yayınlanmış 3 tane yazım var toplam.

tam bir dergiye şiirimi yollayacakken bu başlığı görüp ürktüm. yayımlanırsa editlerim ama ürktüm hani.

hayatımda ilk kez geçen ay notos'a yolladım. rezil bir öykü gerçekten. umarım basmazlar kflslf.