bir erkeğe nasıl aşık oldunuz

bir erkege asık olma hikayesidir.

biz simdi private sozluk diye bir sozlukte tanıstık. yas 25.
mesajlasmaya, yazısmaya, cizismeye basladık.
ilerleyen haftalarda telefon konusmaları yapmaya basladık.
mektuplasmaya basladık.
bir gun bana telefonda dedi ki:
-sen ilaclarını bırakıyorsun. almıyorsun o lanet seyleri. ben seni fethiyeye kacırıyorum. orda beraber bir cafe acıyoruz. sen yemekleri yapıyorsun, ben geri kalan seylerle ilgileniyorum. ortada kızımız buse kosturuyor.

bum! boyle asık oldum ona.

birkac hafta sonra ankara dan istanbul a beni gormeye geldi bu konusmadan sonra. ve gitmedi. yanıma tasındı 3 sene icin. 3 sene suren sevgililik.

isin huzunlu kısmına gelince:
-evlendi. ve bu hayalın gerceklesmis halini su an baska bir kadınla yasıyor.

bir erkege niye aşık olayım?

#2998456 hüzün bombardımanı. sabah sabah çok yaraladı..

ben genellikle kültürüne ve karakter yapısına düşüyorum. aslında karşımdaki erkeği ilgi çekici kılan tek argüman; onun entellektüel açıdan birikimidir. tabi, günümüz dünyasında bu çok garip geliyor çünkü bir sürü insanın sadece odağı dış görünümdür. bunun aksine, daha derin değerleri kovaladığım için, insanların benimle empati yapamadığı ya da bu bakış açımı sorguladığı fazlasıyla oluyor.

fiziksellik tamamen genetiğe ve zamana dayalı, değişken bir olgudur. dolayısıyla stabil olmayan şeylere umut bağlamayı kendi adıma çok sevmiyorum. gelip geçici şeylere bir duygu bağladığınızda, bu sefer duygularınızda bağlandığınız olgu kadar dengesiz oluyor. birini kilo aldığında sevmeyecek misiniz yani ? ya da kaza geçirdiğinde ? gibi gibi bir sürü negatif açılımı var bu işin.

stabil erdemlere tutku beslemeyi seviyorum. karakter, kültür, eğitim, zeka , sadakat,vicdan gibi. bunlar ne sonradan edinebileceğiniz şeylerdir ne de parayla satın alabileceğiniz şeylerdir. dolayısıyla, bunların insanın kendi özünde kodlu olması gerekir. bu yüzden sevgi bunlara beslenmelidir.

ben kadınlardan hoşlanan
çook hoşlanan biriyim.
ama
bu adam umarım kendine aşık eder beni;

bu espri olsun diye değil, cidden hayatımda bir kez aşık oldum, o da şu hunili deli gibi. 1 sene falan da fark edemedim aşık olduğumu. o yüzden hunili deli gibi. *

telin ön kamerasını açtım, bir baktım her taraf nergis...*

hic ilk ask oykusu yok:)o da benden olsun:)
yas 20 o zaman daha ögrenciyim
her sey birlikte sarki soylerken basladi:)

arkadaslarimiz olayin farkinda:)
rahmetli sefimiz ise konser provalarinda gülüyor ah genclik der gibi:)
surekli ikimize duet yaptirma pesinde :)
derdi ne bu adamin diyorum niye ille duet anlamiyorum

âşık olmanin verdigi salaklıkmıs o ...tabi ilk kez olunca bilemiyorsun :))

birlikte sarki soylerken baslayan ask :)) ...hâlâ surse film olurdu film:))

sabahtan beri sabırsız ve heyecanlıyım. şu enerjimi yüzde yüz korkmadan heykelime yansıtsam zaten bitecek mesele, atmam lazım artık bitmesi gerekiyor. heykelin iki ayağında yeşil iki tane bitki çıkmış, belki çamurun üzerine dışkılayan kanatlı evcil hayvanımdan dolayı yeşil otlar çıkmaya başladı, heykelin iki ayağına dokunmuyorum, bakalım ne kadar büyüyecekler.

duygusal aşk kelime anlamı dışında; bir erkeğe, insana aslında modelime nasıl aşık olduğumu yazsam şu an çok erken, heykelim bitmedi. ona ilk olarak iletişim ile ilgili soru sormuştum cevabını alamamıştım, kaba davranışını hatırlatıp, tekrardan; "insan, sanat, teknoloji" nedir onu açıklayacağım. buraya da yazmama gerek yok, youtube, ınstagram zaten bunun ne olduğunu iyi biliyor.

sevgili erkek yazar arkadaşlarım, bu sözlükte kadın yok hala uyanamadınız mı?
feyk kadın nicklerinden feyk aşk hikayeleri dinlemeye mi toplaştınız?
nickler uydurma olunca hikayeler de çarpıcı çıkmıyor işte.
kadınlar ekşi' de ve uludağ' da yazıyorlarmış. siz gidin ben de gelcem.

anlatın yarenler anlatın bacısular. dinleyelim. genç kuşağa önderlik edin.

2 dm'ye yelkenleri indirmeye hazır genç kızlar var. kanaat önderi arıyorlar. site geceleri dmleşmeye kadın arayan gizemli adamlarla dolu.

bu kızlarımız heder olmasınlar istiyorum. bugün aşk diyen yarın öper arkadaşlar. diggatli olalım.

private sozluk diye bir yerde yazmaya baslamısım. yas 22-23. o donem paris te yasıyorum ve paris te yasamayan anlamaz, ben her sehrin bir ruhu olduguna inanırım. paris melankolik bir sehir. benim gibi fabrika ayarlarında nese kelebegi olan biri huzunlerin prensesi olmus. velhasılı ben sozluge karanlık karanlık, varoluscu, huzunlu yazılar yazmaya basladım. o donem o sozlukte kose yazısı denen bir kısım vardı. her gun birinin yazısı kose yazızı diyey cıkardı cok oy almıs. her gun benim yazılarım cıkmaya basladı:) yazdıklarımı birileri anlıyor diye o kadar mutluydum ki o donem.
velhasılı bi cocuk mesaj attı. baktım entrylerine adam bildigin sair, adam bildigin yazar. bakın arkadaslar ben simdiye kadar 1000 kitap okumusumdur, adam hala tanıdıgım "en iyi yazma yetenegine" sahip adam.
her gun mesajlar gelip gitmeye basladı.
adamın oyle guzel bir "duygusal derinlik" i var ki..
sonra adam bana gondermeli yazılar yazamaya basladı sozluge. okudugunda mest olursun.
ben ona gondermeli yazılar yazmaya basladım sozluge.
tam bir ikimizin sozleri sarmas dolas dedikleri mesele:)
boyle aylar gecerken hangi ara oldu bilmiyorum ikimiz de birbirimize abayı yaktık.
benim deli damarım vardır ask konularında. atladım paris ten izmir e ona gormeye gittim. harika gecti. sonra o izmir den isttanbul a beni gormeye geldi. gene harika gecti.
bana gelirken en iyi arkadasına demis ki: -hayatımın askını gormeye gidiyorum.

velhasılı bana dedi ki: -su an bes kurussuz bir adamın ve sen cok guzel bir kadınsın. bekle. durumları topliyim alıcam seni.

ya aslında ben beklerdim beklemesine de benim bazen psikoljik rahatsızlıklarım tutuyor. kafa gidiyor bazen. velhasılı oyle bir donem yasadım bir yaz. onu sildim giden kafayla. sonra o da bana guvenini kaybetti. geri dondugumde saglıgıma kavustuktan sonra bana guvenmedi. yalan olduk.

hayatımda ruhumu en cok buyutmus adamlardan biri. belki de en cok buyutmus olanı.
siir bilmeyen bir kadını siire donusturmustu. uzun sure acaba ruh esimmi dedim kendisi hakkında:)

cok, cok kalp.

daha yeni yeni tanıştığımız dönemde "neden bu kadar korkuyorsun aşık olmaktan? en fazla ne kaybedersin ki? tuzlu su! aman ne büyük kayıp... güzelsin sen, gerçekten güzelsin. birazcık cesur ve atik olsan net sana yürürdüm" demişti. ben ise tek iletişimimiz olan bilgisayarı sessizce kapatıp, korkumdan 24 saat bilgisayarın önünden dahi geçmemiştim. çok sonrasında o zamanki en yakın arkadaşıma "bir gün ona aşık olsam dahi bunu asla söylemem." demiştim.

sonra aradan yıllar geçti, ben biraz çırpındım, o biraz alan açtı derken hallettik bir şekilde.

bugün tam 7 yıl olmuş o cümleyi kuralı. aşık olalı da 4...

herkes için edebileceğim tek beddua; allah herkesi aşkla terbiye etsin.

#2998483

edemedi.
gözümden düştü.
halbuki yapması gereken tek bir şey vardı.

aşık oluşunuzun "nasıl" olduğunu çoğu kez bilmezsiniz. sadece olduğunuzu "farkedersiniz." hatta kimi kez, öyle olduğunu kabul etmekte bile zorlanabilirsiniz. sipariş veya planlamayla aşık olunmaz.. (öyle biliyoruz..)

olmadim. gay miyim ben.

ışıl ışıl bakan gözlerine, beni mutlu etmek için verdiği çabaya, bir şeyler anlatırkenki heyecanına, kırılacak bir vazoymuşum gibi davranıp o ihtimamı göstermesi gibi şeylere aşık olmuştum. aşk mıydı onu bile bilmiyordum. çok büyük bir hissi kıpır kıpırdım. heyecanlıydım. söylediği her kelime benim için dünyanın en önemli şeyiydi falan falan.

bitiyor ya çok da şey yapmamak lazım.