bir harcanmak ki öyle böyle harcanmamak

çok fena harcanmak. öyle böyle değil kendini deli gibi yapmak.

hayatımızın başından sonuna kadar her alanda tecrübe ettiğimiz şeydir.

öyle bir harcanmak ki hiç kalmamak.
kendini aynada göremeyecek kadar çok harcanmak.
otobüse binsen arkandan şoförün hanımefendi kartı basmayı unuttunuz diye bağırmayacağı kadar çok harcanmak.
tencerenin dibinde kalan son pirinç tanesi gibi harcanmak.
son dal sigaranın kırılması gibi bir harcanmak.
sanki sen limitsiz bir kredi kartısın gibi harcanmak.
kalmamak. kalmadım dedikçe daha çok harcanmak...

diş fırçalarken çeşmeden boşa akan su gibi harcanmak.

gozlerinin ici parlayan, gelecek icin matrak meyveleri olan bir agacın, olmayan imkanlardan dolayı tıkılması, tıkanmasıdır.
hiçbir şekilde harcanmadan çok fena harcanmıştır ornegin. yurek dayanmaz.

yurdum kadının, kocasına çocuklarına saçını süpürge etmesinin yeni bir yorumu