bir hastanın günlüğü

bir mihail bulgakov öyküsüdür.

hastalık hastası olmak belki de dünyanın en zor durumlarından biridir. insanın hayatını zindan edebilir. küçük çaplı bir versiyonunu da yaşayan biri olarak bunu rahatlıkla söyleyebilirim.

ama bu öyküyle birlikte gördüm ki hastalıklarla ilgili kişinin evhamlı olmasından çok daha kötü, çok daha zor ve çok daha hayatı zedeleyen bir başka durum daha var.

öykümüzün kahramanı doktora gidip muayene olmak talihsizliğine düşer. gittiği ilk doktor kendisinde bir hastalık bulur ve buna göre bir tedavi önerir, tebdili mekanda ferahlık vardır sözü gereğince başka bir şehre gidip iyileşmek için bir süre orada yaşamasını salık verir.

ama bu hikayenin sonu değil başlangıcıdır. çünkü başka bir doktor başka bir hastalık bulur ve kahramanımızı başka bir tedavi ile bambaşka bir şehre yollar. ve kahramanımız olan hasta adamda bulunan hastalıklar her doktor ile birlikte değişir, dolayısıyla tedavi yöntemi ve yaşaması gereken şehirde.

en sonunda elbette gerçek talihsizliğini öğreniriz hasta adamın ama o zamana kadar kahramanımız ölür ölür dirilir.