bir kediye aşık olmak

ona bir zarar gelecek korkusuyla yaşamaktır.

onu çok sevmek ve bütün paranı onun mamasına yatırmaktır. *

ayy gözünden sakınmaktır... göremeyince merak etmektir.
çok sevmektir, sürekli onunla olmak istemektir

tosoplazma gundii zoonosunun tüm beyninizi esir aldığını gösterir.

geçmişte yaşadığım bir durumdur.

fikret'im, fiko'm.
kedileri hâlâ severim ama fikret kadar bağ kurabildiğim, onunla vakit geçirirken mutlu olduğum kadar mutlu olduğum, bütün hayatımı ona göre duzenlediğim başka bir kedi olmadı.

mesela eve arkadaşım gelse, fiko gitse kucağına yatsa onun, süre uzadıkça darlanırdım.

çalışırken aklım fikrim evde olurdu. bir an önce eve gitmek isterdim.

nerede olursam olayım, seyir bitince atlar eve gelirdim. bir gece bile olsa onunla uyumak için.

sokakta buldum onu, aldım eve getirdim. öyle kedi delisi olduğumdan değil ha, yavruydu daha, taburenin üstüne çıkmış koftecide, bir köpeğe kafa tutuyordu. yalnız yaşıyorum, evim de bahçeli giriş katı o sıralar. dedim alayım, başına bir şey gelmesin; evde bir nefes olur ona da bir yuva olur.

ilk başlarda odama da almıyorum fiko'yu. hatta ilk zamanlar öf ne biçim siciyor, kokuya bak gibisinden bir üstten bakma durumum da vardı. hani ona iyilik olsun diye aldım ya eve, daha ne istiyor diyorum yatmaya giderken kafasını minderden her kaldırdığında, gözlerimin içine bakarken.

bir gece dedim ki bu yine melul melul bakarken, amaan, gelsin yatsın.
çağırdım bunu koşa koşa geldi yatağıma, boynuma kafasını gömdü kokluyor, yalıyor, bebek tırnakları ile masaj yapıyor boynuma. nasıl mutlu.

hayatımın eksik parçasıymış meğer. bağ kurabilmek.bir daha asla ayrı uyumadım onunla.

o da bana aşıktı. bahçeyi çok severdi, acıkınca ya da uyuyacağı zaman ya da beni ozlediginde gelirdi eve.

ama eve biri gelse, zınk diye orada biter, baştan aşağıya süzer geleni, başında bekler, poz keser falan. aşırı kıskanç.

bir kere superonline teknisyeni geldi eve, fiko masanın üstüne çıkmış pis pis adamı kesiyor, kuyruk yavaşça inip kalkıyor o ara. bir de yakışıklı, bir de karizma, ceket iliklersin o ara önünde.

tekneden eve dönerken, mahalleye girdiğimde kokumu alınca boynundaki zilin sesini duyardım. bak ki koşa koşa karsilamaya geliyor. yanında da perihan( peri, diğer kedim).

ona sinirlendigimde fikret, severken fiko derdim; bunu anladığını düşünüyordum hep. tepkileri değişiyordu çünkü.

oynarken ve severken ısırırdım onu, o da beni ısırırdı ama canımı yakacak kadar değil.

karnına burnumu gömüp "bırrrrrr" yapardım, patileri saçlarıma yapısırdı hemen ama kaçmazdı. bayılırdı buna.

ise gideceğim saat yaklaşınca benim yüzümü yalaya yalaya uyandirirdi. kafamı yastığin altına alırdım, bu sefer o da yastığın altına girip zorla uyandirirdi. bir gün işten ayrıldım, eve döndüm.

ertesi sabah beni uyandırmaya çalışmadı hiç. bu bağ hala cezbediyor beni.

her duygumu hissederdi.


hayatımın en pik dönemiydi o günler.

fikret'i kaybettiğimden beri hiçbir şey yolunda gitmedi tam olarak.

ağır ve uzun bir depresyon geçirdim. kabuslar gördüm vs.

hayatın tadını bulmuştum, bir kaşık alınca sanki biri önümden almıştı geri kalanı.

bu his hiç geçmedi.

depremden sonra ailemin yanına gidince buna yakın bir his duyduğum bir kedi ile daha tanıştım. yine de fikret kadar değil.

o yüzden, kedi olsun, insan olsun bağ kurabilmesi başardığım canlılar söz konusu olduğunda taviz vereceğim konuların açısını biraz daha geniş tutarım.

lâkin, bir insanla bağ kurmak hakikaten çok zor bu çağda.

#3204928
şu kedinin yerinde olmak isteyen milyonlarca sözlük delikanlısı seri üzgün şu an efendim:) .

ayran gonullu oldugum tek durum. sokakta gordugum her kediye asik olurum. o da yetmez opucuklerimle is falan atarim. bosluktayim zaar

sadakat gösteremeyeceğim tek ilişki bir kediyle yaşayacağım ilişkidir.

bir? çok az değil mi?

üç tane evimde, onlarca da dışarıda gözünün içine baktığım aşklarım var. hepsini bir diğeri ile aldatıyorum, birbirinden güzel mamalarla kandırmaya çalışıyorum. *

ayrıca sokakta her gördüğüme laf atmadan, elmyra duff gibi mıncırarak taciz etmeden yürüyemiyorum. böyle de bir sapığım.

rahmetli ile cidden aşk yaşar gibiydik. sarılıp uyumayı hala çok özlüyorum.

yoldaşlar.. dostlarım.. sevgili romalılar..!
kediciklerinizi sevmenizi, korumanızı, onun için fedakarlıklarınızı anlarım.. saygı duyuyorum..
ama aşk.. aşıkta olmayın artık. olmaz da zaten.. biliyorsunuz.. hem bu ona da haksızlık.. bırakın o da yaşasın aşkını sevdalısıyla.. siz de..

ruh hastası olduğunuza delalettir. doktora gidin. ayıp değil.

tövbe estağfurullahlık bir olaydır.

bir insana aşık olmaktan bin kat daha iyidir. aldatmaz, yalan söylemez, satmaz, kavga edemezsiniz, kandırmaz, üzmez, ağlatmaz, bırakıp gitmez vs.

karşılıksız aşklar içinde en amaçsız aşk.

otobüste giderken yolda yürüyen birine ya da tersi durum olsun daha mantıklı bence.

kedi bir hayvan ve köpek gibi bağ kuran bir hayvan bile değil. elma ya da armuta aşık oluyor musunuz gerçi böyle düşününce ben künefeye aşık olabilirim oluyorum hatta. her künefe yemeye gittiğimde aşık oluyorum sonra künefeme, yerim seni diyorum ve yiyorum. vuslat gerçekleşiyor. kediye bunu yapamazsınız değil mi?

ama bir koyuna aşık olmak, bir tavuğa aşık olmak, bir ineğe aşık olmak vb. şeklinde olabilir.

t: yenemediği ya da evliliğe dönüşemediği için kedi de dahil kimseye faydası olmayan aşk.

insan aşık olunca bu aşktan istifade edebilmeli diyorum evet pragmatistim.

it görünce, cardon görünce de hırlıyon mu merak ettim abla, aklıma yıllar önceki norveç'teki haber geldi:

www.sozcu.com.tr/bu-kiz-ken...

(bkz: allah akıl fikir versin)

sağlıklı, duyarlı, vicdanlı, düşünceli veya bunun tam tersi bir insan olmak, farklı bakış açılarından farklı farklı yorumlanabilir. ben bu olaya daha farklı bir pencereden bakıyorum. zavallı mahlukları eve, kafeslere hapsetmenin savunulacak, güzel gösterilecek hiçbir tarafı yok. şu içine ettiğimin dünyasında kediler insanları mutlu etmek için üretiliyor, çoğaltılıyor..
bu bir sektör. birileri duygusal mastürbasyonlarını gerçekleştirebilsin diye.

bahçeli evin olur kedi, köpek beslersin anlarım. hayvanlara daha güzel şartlarda, onlar için daha uygun bir hayat sunma şansın varsa al besle.. ama sırf kendi bencil duygularınızı tatmin etmek için apartman dairesinin içine bu hayvanları mahkum edip bi yol tutturmak, ciddi ciddi akıl hastalığının, vicdansızlığın işareti sayılabilir. bence sevmek bu değil. sevmek bu değil... (ayrıca sokaklar da kediler için uzun zamandan beridir hiç güvenlikli değil. hava şartları, hayvana eziyet vb. faktörler sebebiyle bu hayvanların sokaklarda helak olması da insanın vicdanını yaralıyor. toplatılmaları ve barınaklarda şartlara bağlanarak sahiplendirilmeleri uygun olabilir.)

ekleme, kendilerini çok sevgi dolu gösteren ve öyle de hissetmek isteyen insanlar bana göre aslında vicdani olarak son verilmesi gereken bir eziyete hizmet ediyorlar. hayvan satışı yasalarca yeniden düzenlenmelidir. hayvanların apartman dairelerinde beslenmesi yasaklanmalıdır.

kediler uzaktan koşarak gelip masaya zıplayıp oradan kucağınıza yatıp gurul gurul sesler çıkarınca hissettiğiniz duygu aşk mı sevgi mi bilmiyorum ama sizi mutlu ettiği kesin.

başka kedilerin huyunu suyunu bilmiyorum. benim birlikte yaşadığım kedi üzerinden değerlendirme yaptım.

tam olarak hangi motivasyonlarla hareket ediyor veya benim anlam verdiğim davranışları neden yapıyor bilmiyorum ama yaptıkları ile kalbimi fethetti kerata.

kadınlara karşı hissedilen büyük oranda şehvetle birleşmiş bir sevgi olduğu için kedilere sevgi duymanın bir adı olsaydı bence bu aşk olmazdı.

spesifik olarak belli bir kediye duyulan bağlılık olarak belki aşk ifadesi kullanılabilir ama kedileri sevenler bence tek bir kediyi değil tüm kedileri ağzının suyu akarak seviyor.

björk'ün triumph of a heart klibinde işlediği durum.


klibimizde izlanda'da güzel bir evde björkcüğüm ve kedicik bey yatakta uyanırlar. beyaz atletli kedicikimiz ile björk ufak bi tartışma yaşarlar. ardından björk çıkar gider kendini alemlere atar. sarhoş olur düşer, kafayı gözü yarar. ardından eve dönmek için o kafayla yola çııkar ve eve dönemez. sonra kedicik beyimiz atlar arabaya ve björkümüzü eve getirir. björkümüz ufak bi fırçanın ardından özür diler ve barışıp dans ederler. klibin sonunda küçük bir öpüjük ile çiftimiz ilişkilerine güzel güzel devam eder.

dünyanın en aşık olunası kedisi<3

ya kedi de size aşıksa?


*