yazar: emine ışınsu
yayım yılı: 1967
2. dünya savaşı'nın getirdiği buhranı iliklerine kadar hisseden mehmet'e odaklanan eser, mutsuz bir ailede büyümenin ve dönemin siyasal ve sosyal şartlarının mehmet'in beyninde nasıl bir milyon iğne acısına dönüştüğünü aktarmaktadır.
yayım yılı: 1967
2. dünya savaşı'nın getirdiği buhranı iliklerine kadar hisseden mehmet'e odaklanan eser, mutsuz bir ailede büyümenin ve dönemin siyasal ve sosyal şartlarının mehmet'in beyninde nasıl bir milyon iğne acısına dönüştüğünü aktarmaktadır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "özözünedanışır" tarafından 01.11.2022 22:41 tarihinde açılmıştır.
1.
emine ışınsu tarafından kaleme alınan piyestir. yazarımız bildiğim kadarıyla 3 oyun kaleme almış. bu eserlerin birinden daha önceki yazılarımda bahsetmiştim. (bkz: bir yürek satıldı) orada yüreğini satışa çıkaran bir adamın derdine ortak olmuştuk, şimdi ise kafasına bir milyon iğne batırılan mehmet ile beraberiz.*
"bir milyon iğne , bir milyon kere batıp çıktı vücuduma . bir milyon iğne , bir milyon kere batıp çıktı beynime… bir milyon iğne bir milyon kere batıp çıktı yüreğime…"
kitabı okurken defalarca karşılaşacaksınız bu cümlelerle. her okuduğunuzda bir öncekinden daha anlamlı gelecek. o içsel boğuşmaları siz yaşayıp, hücre duvarlarına kafalarınızı siz vuracaksınız. ilk sayfalarda olayı kavrarken ve zihninizde sahneyi kurarken biraz zorlanıyorsunuz. zaman ve mekan geçişleri arttıkça bir şeyler kafanızda oturmaya başlıyor. kitabın konusunu kısaca özetleyecek olursam; mehmet 1952 li yılların karışık siyasi ortamında bir ideale tutunup memleketine faydalı olmaya çalışan bir genç. bazı suçlamalardan dolayı 2 arkadaşı ile beraber hücreye kapatılıyor. işte o küçücük hücre mehmet için, hayat filminin gözünün önünden geçeceği bir sahneye dönüşüyor. o sahnede de insanların döneklikleri, canilikleri, kısacası insana dair her şey işleniyor.
bir kaynakta emine ışınsu'nun bu eseri aclan sayılgan’ın hayatından esinlenerek hazırladığı söyleniyor. aclan sayılgan komünizme inandığı dönemleri ve başından geçenleri emine ışınsu’ya anlatmış, dinlediklerini aktarma ihtiyacı hisseden ışınsu'da bu piyesi önümüze sunmuştur.
bir önceki paragrafta yazdıklarımı kitabı okuduktan sonra öğrendim ben de. kişiler hakkında bilgim yok, o yüzden kişilerden bağımsız, sadece bir piyes okuyucusu olarak yorum yapacağım. bir şans verin dostlarım, eminim pişman olmayacaksınız.* ayrıca da tiyatro olmuş ne kadar, zihninizde oynatıverin işte.*
"bir milyon iğne , bir milyon kere batıp çıktı vücuduma . bir milyon iğne , bir milyon kere batıp çıktı beynime… bir milyon iğne bir milyon kere batıp çıktı yüreğime…"
kitabı okurken defalarca karşılaşacaksınız bu cümlelerle. her okuduğunuzda bir öncekinden daha anlamlı gelecek. o içsel boğuşmaları siz yaşayıp, hücre duvarlarına kafalarınızı siz vuracaksınız. ilk sayfalarda olayı kavrarken ve zihninizde sahneyi kurarken biraz zorlanıyorsunuz. zaman ve mekan geçişleri arttıkça bir şeyler kafanızda oturmaya başlıyor. kitabın konusunu kısaca özetleyecek olursam; mehmet 1952 li yılların karışık siyasi ortamında bir ideale tutunup memleketine faydalı olmaya çalışan bir genç. bazı suçlamalardan dolayı 2 arkadaşı ile beraber hücreye kapatılıyor. işte o küçücük hücre mehmet için, hayat filminin gözünün önünden geçeceği bir sahneye dönüşüyor. o sahnede de insanların döneklikleri, canilikleri, kısacası insana dair her şey işleniyor.
bir kaynakta emine ışınsu'nun bu eseri aclan sayılgan’ın hayatından esinlenerek hazırladığı söyleniyor. aclan sayılgan komünizme inandığı dönemleri ve başından geçenleri emine ışınsu’ya anlatmış, dinlediklerini aktarma ihtiyacı hisseden ışınsu'da bu piyesi önümüze sunmuştur.
bir önceki paragrafta yazdıklarımı kitabı okuduktan sonra öğrendim ben de. kişiler hakkında bilgim yok, o yüzden kişilerden bağımsız, sadece bir piyes okuyucusu olarak yorum yapacağım. bir şans verin dostlarım, eminim pişman olmayacaksınız.* ayrıca da tiyatro olmuş ne kadar, zihninizde oynatıverin işte.*
devamını gör...