bizi akıllılığı ile zekası ile etkilemeye çalışan insanlar

bizi bir av olarak görürler, etkileyerek kabimize girmeye çalışırlar, kalbimize girdikten sonra da tek yaptıkları şey sömürmek, bu tip insanlar genelde kendi yakınlarını sömürüp çok kötü davranınırlar ve dışarıya da kendini çok iyi göstermeye çalışırlar, bu durum virüs gibi ondan ona bulaşır, eski bir tarikat virüsüdür, temizlenememeiştir, koronadan daha tehlikelidir

pek akıllı olmayan insanlardır.

benlik bir durum yokmuş.

kalbinizle ilgilenmiyorum. yatak odanıza talibim.

benden hoşlanmayacaksınız, baylar kıskanç olacak, bayanlarda da nefret uyanacak, şimdi beni sevmeyeceksiniz ama vakit geçtikçe beni çok az seveceksiniz.

bayanlar, bir duyurum var; size hazırım, her zaman, bu bir övünç ya da tahmin değil, bu tıbbi bir gerçek, ben böyle ifade ediyorum. ve benim ifade edişimi izleyip iç geçireceksiniz, yapmayın sakın. bu size sıkıntı verir ve juponunuzu kaldırmamdansa uzaktan izleyip kararınızı vermeniz daha iyi olur. beyler, umudunuzu kaybetmeyin size de hazırım. ve aynı uyarıyı yapıyorum; konuşmamı yapana kadar ufak bir ereksiyon yaşarsınız, ama sonra ilişkiye girdiğiniz anda, ilişkiye girdikten sonra, bunu sizden beklerim... ve beni hayal kırıklığına uğratıp uğratmayacağınızı bilirim. testislerinizde tıngırdayan, hayalimle ilişkiye girmenizi arzu ederim.

hissedin... benim için nasıl olduğunu ve zihninizde tartın. bu ürperti, onun hissettiği ürpertinin aynısı mıydı? daha etkileyici şeyler biliyor muydu? yoksa bu parıltılı anlarda kafalarımızla dövdüğümüz... bir sefalet duvarı mı var?

bu kadar bu benim önsözüm, kafiyeli olmadı., alçakgönüllülük yok.umarım böyle bir şey beklemiyordunuz.

adım john wilmot, ikinci rochester kontu, benden hoşlanmanızı istemiyorum.

benim fazla silahım yok. bu yüzden benimki tercih değil zorunluluk.

herkesin budala olduğu bir konu vardır. istediğiniz kadar akıllı olun; bir zaafınıza, yumuşak karnınıza denk gelen adam sizi aptalın teki zannedebilir. tüm kapıları açarsınız çünkü bazen birine. ne oldu akıl? bitti, gitti. hatta karşıdan bakan biri için salağın teki kaldı geriye.

en azından bir girişimleri var, etkilemeye çalışacakları bi akılları zekaları var dediğim insanlardır. bak bana, hiçbir şeyim yok. anca mallık ve rezil olma anıları. onları da komiklik diye anlatıyorum belki gülen çıkar diye.

(bkz: güldü demek ki verecek)
(bkz: kalbini canım)

gerçekten akıl ve zekâya sahip olsa insan etkilemek için uğraşmayacak olacak insanlar.

geneli pek de bir şey bilmez bunların, ama biliyormuş gibi bol keseden sallar. mesela:

klasik müzik seviyordur ama 3 büyük ustayı bile sayamaz.

rus edebiyatı fanıdır ama suç ve ceza ile savaş ve barış ötesini bilmez, ki onları bile okumamıştır.

sinematografi diye çıldırır ama izlediği en sanatsal şey hızlı ve öfkelidir.

felsefeye bayılır ama plotinos desen o kim ya, platon mu demek istedin diye cevap verir.