1.
yönetmen koltuğunda diao yinan bulunan, 2014 yılında çin'de vizyona girmiş, 1 saat 46 dakikalık süresi boyunca inanı sıkan, görüntü kalitesiyle insanı tatmin etse de senaryo kısmında bi hayli sıçmış lakin ödüllere boğulmuş bu filmden biraz bahsetmek istiyorum sizlere.
behzat ç'yi andıran bir dedektif ağabeyimiz var, eşinden boşanmış, boşluğa düşmüş bir cinayet büro amiri. bu ağabeyimiz ufak bir kasabada tuhaf cinayetler silsilesini araştırmaya başlıyor. insan bedeninden parçaların etrafa saçıldığı bu cinayet dosyası ne yazık ki çözülemeden kapanıyor. 5 yıl sonra benzer cinayetler işlenmeye başlayınca bu dosya tekrar hortluyor ve film de başlamış oluyor.
filmin görüntü kalitesi, çekim açıları, renkleri... görüntü anlamında izlediğim en iyi filmlerden birisiydi. izlerken gerçekten bu kısımlardan zevk aldım diyebilirim, oyunculuklar da fena sayılmaz. her karakterin yaşadığı zorluk, hayata bakış açıları, düştükleri boşlukları ve bu boşlukların yarattığı travmaları bence güzel ve yalın bir biçimde göstermiş yönetmen ağabeyimiz bize.
lakin, zurnanın zırt dediği yer ne yazık ki senaryo kısmı. başlarda yavaş ilerlemesini kuzey avrupa polisiyelerine benzetebilirsiniz ama değil, film ilerledikçe o kadar sıradanlaşıyor, o kadar tahmin edilebilir bir yere varıyor ki ister istemez bitse de gitsek diyebiliyorsunuz.
bu film tam olarak nasıl bir film biliyor musunuz? avrupa'dan çıkmış, dram türünde olan festival filmi sıkıcılığında bir film. izlerken sizi tatmin etse de bittikten sonra hatırlamayacağınız cinsten. filmin ödül alma kısmını da çin filmi olmasına bağlıyorum.
film ımdb'de 6.7 olarak oylanmış ama ben 5.0 veriyorum. harcadığım 1 saat 46 dakikamı da geri istiyorum.
behzat ç'yi andıran bir dedektif ağabeyimiz var, eşinden boşanmış, boşluğa düşmüş bir cinayet büro amiri. bu ağabeyimiz ufak bir kasabada tuhaf cinayetler silsilesini araştırmaya başlıyor. insan bedeninden parçaların etrafa saçıldığı bu cinayet dosyası ne yazık ki çözülemeden kapanıyor. 5 yıl sonra benzer cinayetler işlenmeye başlayınca bu dosya tekrar hortluyor ve film de başlamış oluyor.
filmin görüntü kalitesi, çekim açıları, renkleri... görüntü anlamında izlediğim en iyi filmlerden birisiydi. izlerken gerçekten bu kısımlardan zevk aldım diyebilirim, oyunculuklar da fena sayılmaz. her karakterin yaşadığı zorluk, hayata bakış açıları, düştükleri boşlukları ve bu boşlukların yarattığı travmaları bence güzel ve yalın bir biçimde göstermiş yönetmen ağabeyimiz bize.
lakin, zurnanın zırt dediği yer ne yazık ki senaryo kısmı. başlarda yavaş ilerlemesini kuzey avrupa polisiyelerine benzetebilirsiniz ama değil, film ilerledikçe o kadar sıradanlaşıyor, o kadar tahmin edilebilir bir yere varıyor ki ister istemez bitse de gitsek diyebiliyorsunuz.
bu film tam olarak nasıl bir film biliyor musunuz? avrupa'dan çıkmış, dram türünde olan festival filmi sıkıcılığında bir film. izlerken sizi tatmin etse de bittikten sonra hatırlamayacağınız cinsten. filmin ödül alma kısmını da çin filmi olmasına bağlıyorum.
film ımdb'de 6.7 olarak oylanmış ama ben 5.0 veriyorum. harcadığım 1 saat 46 dakikamı da geri istiyorum.
devamını gör...