bolu yangınında bilirkişi ön raporu

rapora göre; kültür ve turizm bakanlığı, bolu il özel idaresi, bolu çevre ve şehircilik il müdürlüğü ve otel işletmesi, toplu sistem ve faaliyetlerden sorumlu mimar ve mühendisler, bakım, onarım ve denetiminde idari yapı denetim ve işletme faaliyetleri sorumlu;
otel sahibi, yapı müteahhit firmaları, otelin projelendirme, uygulama ve denetiminde görevli görevliler, elektrik ve mekanik tesisatın tesisatın kurulumuyla, tesisatın bakım, onarım ve işletmesinden sorumlu kişi ve firmalar, yapı ruhsatı raporlaması yetkili merciler, yapıyı sigorta eden şirket, iş sağlığı güvenliği uzmanı ile işveren kusurlu bulunmuş..
bolu belediyesinin adı geçmiyor raporda.
içişleri bakanı yangın faciasının yaşandığı gün, "kimler sorumluysa adaletten kaçamayacak" demişti.
adalet bakanı dün, "kimin kusuru varsa hesap vermeli" demişti.
bakalım süreç nasıl ilerleyecek...
x.com/eczozgurozel/status/1...

şöyle de bir şey varmış iddiaya göre:

kaynak

kısaca belediye suçsuzdur demiş.

şimdi turizm bakanı mikrofon sen de, anlat bakalım gözlerinizi kapatmanız karşılığında heybenizi ne ile doldurdunuz? veyahut gözlerinize tavuk körü inmesinin sebebi ne ola ki?

ets turun sahibi olduğunuz ve o otele turlar düzenlediğiniz söyleniyor, elbet atacak bir yalanınız a pardon elle tutulur bir cevabınız vardır.

dipnot: ölenlerin 32 si çocuktu.

kaçış merdiveni 2 tane olması gerekirken 1 taneyimiş. bu da yetmezmiş gibi 15 metre olması gereken mesafe 32 metre yapılmış. adamlar resmen and içmiş hiçbir şeyi doğru yapmamaya. lanet olsun böyle düzensiz düzene!

ali ihsan yavuz diye bir herif vardı akp'de. imamoğlu'nun seçimi ilk kazanışında "hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu ama fark edemedik" diye bir laf yumurtladığı iddia edildi.
dün akşam turizm bakanı çıktı kanalın birisine. elinde sabun kese. ikisini de sunucuya verdi.
bakan mealen "yetki bizde ama sorumluluğumuz sıfır. belediye mühürleyebilirdi" gibi bir şey söyledi. sunucu hanım sağlam bir kese attı. biz münafıkların herifin üzerine attığımız suçlamaları tek tek keseleyip attı. adam pırıl pırıl çıktı. hani emaye tencereye yemek yapışır da "skoç brayt"ı sürttürüsünüz bir şey kalmaz. aynen öyle.
turizm bakanımız, bakanlığımızın hiçbir suçu günahı yoktur.var diyen münafıktır. gezicidir. bölücüdür. haydi uzayın şimdi.

arkadaşlar, bizim hukuk sistemimizdeki bilirkişilik kurumu ve raporları da, tamı tamına hukuk sistemimiz kalitesindedir. buna adli tıp'da dahil. ola ki bu kalite!ye uymayan raporlar olursa, onlar da hâkim aracılığıyla yok sayılır. yani aslında bilirkişilik, yargı sisteminin göstermelik aksesuarıdır. yeri geldiğinde günah keçisi ilan edilerek bertaraf edilirler, yeri geldiğinde sanki bilimsel gerçekliği ifade eden bilim kurulları gibi gösterilip karara gerekçe gösterilirler.
pratikte aynı olay için birbirine tümüyle zıt iki rapor verilebilir, hatta bu iki rapor aynı bilirkişilerce bile verilebilir, ve hatta bu, aynı dava dosyasında aynı olay için bile olabilir.
(bunları defalarca yaşamış, görmüş bir hukukçu olarak yazıyorum.)
hakim "isterse" bilirkişi raporuna itibar eder. yani hakimin istediği nitelikte rapor elde olunana kadar bilirkişi ve rapor aranır, alınır; bulunamazsa da hiçbirine itibar edilmez mesela..
özetle: yargı kaliteniz neyse o'dur. yargıyı bilirkişilikler üzerinden değerlendirmeye çalışmak, sonuç ümit etmek boşunadır.
adalet terazisinin kefelerine değil, teraziyi tutan ele bakacaksınız. gerisi hikaye.