çalışılan sektörün bir sırrını bırak

evet bütün gün çocuklarla oyun oynuyoruz. oyun yoluyla eğitim veriyoruz ki; eline tableti tutuşturmakla kıyaslayanlar olduğunu görüyorum bazen. aynı şey değil efenim.

rektal tuşe.

eğer bir restoran, "en kaliteli malzemeyi kullanıyoruz, bu yüzden fiyatlarımız pahalı" diyorsa yalandır.

seks shoplarda sevişmiyoruz; lütfen teklif etmeyiniz.

özel sektör kamudan daha fazla yatarak maaş alır unutmayın . günde 1 saat yemek molası dışında çalışmadığım günleri biliyorum . yada inşaata ölüyoruz bitiyoruz diyen tipler varya 10 dakika çalışıp üstü kirlenince oturup 2 saat çay sigara yapıp günü dolduruyorlar. komi garsonlar aslında sizi takmazlar he he diyip geçerler. masa başı işiniz varsa asla bitmez. büyük bir otelde room servis odası vardı bana ait . içinde bilgisayar 3-5 şarap bardak vs vardı bir zamanlar . her sabah hazırlamam gereken çok basit bir menü var odalara giden yemeklerde alerjik maddelere göre ayarlama . ben bu ayarlamayı yapmak için günde 8 saat mesai dolduruyordum . iş normalde 1 dk falan sürüyor :)

asla ama asla hedeflerinden ve fikirlerinden bahsetme.

türkiye'deki vakıf üniversitelerinin çoğu vakıf mantığı ile değil, ticarethane mantığı ile çalışırlar. aslında ticaret yapmaları "resmen" yasaktır:

1982 anayasası’nın yükseköğretim kurumları başlıklı m.130’a göre, “çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile; ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversiteler devlet tarafından kanunla kurulur. kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabilir … üniversiteler ve bunlara bağlı birimler, devletin gözetimi ve denetimi altında olup, güvenlik hizmetleri devletçe sağlanır. kanunun belirlediği usul ve esaslara göre; rektörler cumhurbaşkanınca, dekanlar ise yükseköğretim kurulunca seçilir ve atanır. … vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için anayasada belirtilen hükümlere tabidir” devlet üniversiteleri ve vakıf üniversiteleri devlet tarafından kurulan eğitim amaçlı kuruluşlar olup; nitelik itibariyle, anayasada devlet ve vakıf ayırımı yapılmamış olup, vakıf üniversitelerinin ticari amaçlı olarak kurulamayacağı hüküm altına alınmıştır."

nitekim 2547 sayılı yükseköğretim kanunu’nun ek m.2’de, “vakıflar; kazanç amacına yönelik olmamak şartıyla ve mali ve idari hususlar dışında, akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden bu kanunda gösterilen esas ve usullere uymak kaydıyla, yükseköğretim kurumları veya bunlara bağlı birimlerden birini veya birden fazlasını ya da bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsüne bağlı olmaksızın, ekonominin ihtiyaç duyduğu alanlarda yüksek nitelikli işgücü yetiştirmek amacıyla, … kurabilir” hükmü yer almaktadır.

ancak realite böyle değildir. bunların çoğunluğu elde ettikleri kazancı resmi olarak dışarı çıkarmanın yolunu bilirler ve bu parayı usulünce usul usul dışarı çıkarırlar. görünüşte her şey resmidir, kanuna uygundur ama akla ve hele ki vicdana miskal-i zerre uygun değildir.

yedek parça satıcıları elinde ne varsa onu iteler. çoğu orjinal diye satılan ürün çakmadır.
ha markaların ortak kullandığı motorlardaki parçaları ucuz markadan depolayıp pahalı fiyatına satar.
örneğin 1.6 tdci ford motoru psa (citroen-peugoet) motorudur. ancak ford bu motorun parçalarını psa dan daha ucuza satar. onun için pegouet citroen parçacısı bunu ford tan ucuz alıp pegouet citroen müşterisine psa fiyatına satar.

türkiyede hangi sektörde olduğunuzdan bağımsız olarak aklınızda tutmanız ve bazen de uygulamanız gereken bir püf point var.
(bkz: işi bileceksin; işi bilmeyeceksin).
çünkü sana yaptırırlar ağam, maaşına da 3 kuruş koklatmazlar.

otel odanızda bir şey kullanmadan önce "bir bez her işi yapar" cümlesini getirin.
kullanacağınız şeyi oda servisinden (odanızda bulunsa bile) isteyin.
dışarıdan gelen ile içeride duran aynı değil.

win+r > services > mssqlserver > right click > stop.

para sıkışmış.

barda diyelim ki bir kokteyl istediniz içtiniz ama votkası az geldi ve değiştirmesini istediniz barmene giden bardağa barmen dokunmuyor pipetin içine biraz votka damlatarak hop size geri gönderiyor. tabi siz pipetten içerken votka tadı yoğun geliyor. ve bingo ilerleyen saatten sonra zaten o yoğun tadı aldığınız için devamında sorun çıkarmıyorsunuz.

sistem gitti dediğimizde gerçekten sistem gitmiş oluyo arkadaşlar solitaire papaz kaçtı falan oynamıyoruz yani. siz türkler nasıl diyor ? her işinizi son güne bıraktığınız için son gün de yığılma olduğu içüüün server kaldırmıyor efem saygılar

mümkün mertebe çayı bile dışarda içmeyin.
bardaklar her zaman yıkanmıyor, yoğunlukta bi çalkalanıyo sadece.

yere düşen katmer yerden alınıp pişirilmeye devam ediliyo.

orijinal limonata çok nadirdir. genelde hazır limonata alınır üstüne biraz limon sıkılır ve "evet limonatamız ev yapımı, kendimiz yapıyoruz " denir.

işletme sahibi her ne kadar titiz biri olsada her çalışan için aynı durum söz konusu değil. bazıları çayın içine kaçan şey için bardağa parmağını bile daldırabiliyo.

ve evet geri gönderilen içeceğe tükürme hikâyesi maalesef gerçekmiş.

kişisel verileri asla ama asla paylaşma.

küfredince uçuyorsun.

çok fena şeyler dönüyor çok.

aldığınız hiç bir kıyafeti yıkamadan giymeyin. hiç bir kumaş temiz değildir.

gece vardiyalarında uyuyoruz ve sektörün geneli böyle.

diyelim ki bir etek arıyorsunuz ve müşteri danışmanına sordunuz eğer başka mağazada eteğin x bedeninden bir tane gözüküyorsa yönlendirme yapmıyoruz çünkü o ürün stok hatası olduğu için gözüküyor olabilir,çalınmış olabilir,satılıp stoktan düşmemiş olabilir vs. vs. o yüzden yönlendirme yapmamamız gerekiyor .yaparsak da arayıp var mı yok mu bunu teyit ediyoruz öyle yönlendiriyoruz.açıkçası ben çoğunlukla "yok" diyip geçiyorum çünkü büyük ihtimalle yoktur.