carlsberg sosyal deneyi

bir kitabı kapak dizaynına bakarak mı alırsınız veya dış görünüşlerine göre insanları yargılar mısınız? genelde insanların ezici çoğunluğu kitap konusunda olmasa bile maalesef karşısındakini dış görünüşüne göre yargılamaya çok meyilli oluyor. kişinin bazen fiziki görünüşü, bazen etnik kökeni, bazen de kılık kıyafeti onlarla tek kelime etmeden onları yargılamamıza neden oluyor, bir nevi içindekine değil kitabın kapağına bakıyoruz.

aslında bir reklam olarak başlayan oldukça eğlenceli olan bu sosyal deneyde, hiçbir şeyden şüphelenmeyen çiftler kalabalık bir sinema salonuna girerler. sinemada 150 koltuktan ikisi hariç hepsi doludur. dolu olan 148 koltukta amerikan filmlerinde sıkça gördüğümüz korkutucu görünümlü erkek motorsikletçiler vardır. soru çok basit; bu ortamı gördükten sonra, partneriniz ile boş olan o 2 koltuğa oturur musunuz yoksa oturmaz mısınız? ben de dahil çoğu kimse bunu herhalde iki kere düşünecektir. açıkça itiraf etmeliyim ki o boş koltuklara oturanlar epey cesurmuş ve her riskin bir getirisi olabiliyormuş, sonunda buz gibi carlsberg biralarını kapmış bizim çiftler.

konunun kendisi aşağıdaki videoda mevcut, gong çaldı, ışıklar sönsün, arkanıza yaslanın ve film başlasın:

bir heineken bomonti efes kadar olmayandır. buz gibi yeşil şişe şimdi iyi gider aklıma birden bu geldi.

kutu şişesiyle yapılması elzem olan deneydir.
buz gibi evet.

ne kadar modern insanlar olsak da hala ilkel hayatta kalma içgüdülerimiz (kaç veya savaş) ile kararlar alabilmekteyiz.
ve nevermore'un da dediği gibi bazen bu gibi durumlarda aldığımız kararlar hayatta kalıp kalmayacağımızı belirler.
sinema salonundaki motorcular gibi örnekler günlük hayatta çoğaltılabilir: beyaz önlük giyen birini sağlıkçı, tektip giyeni asker veya arkamızda aniden beliren bir gölgeyi bir yırtıcı bir hayvan zannedebiliriz.

korku ve tehdit hissi gibi kendin gibi olmayan herşeye verilen bir tepkidir ön yargı. insan beyninin korunma iç güdülerinden biridir, hayatta kalma refleksi. bence deneydeki his ön yargı değil korku ve tehdit algısıdır. alışık olmayan herkes aynı tepkiyi verir. ön yargı daha çok görme, duyma vb hisler ya da tecrübe olmadan karşı taraf hakkında sabit fikre sahip olmaktır. şöyle de düşünebiliriz kocaman arkadaşların yerinde zombiler oturuyor ve kimse o koltuklara oturmuyor. yine aynı şeyleri konuşurmuyduk. ön yargı kötü birşeydir zombileri yakından tanısan o kadar da kötü değiller sadece aç kaldıklarında problem olabiliyor anlayışlı olmak lazım gibi..

halo etkisi ile benzer bir sosyal deney olup insanların dış görünüş odaklı ön yargıları ve peşin hükümleri olduğunu kanıtlamak amacıyla yapılmış bir sosyal deney.

bir sinema salonuna hırpani kılıklı ve tehlikeli bulunacak türden insanlar oturtuluyor, bu insanlar dövmeli ve motosiklet sürücüsü ağırlıklı meslek gruplarından insanlar.

sinemaya giren çift iki kişilik yer olmasına rağmen bu insanları tehlikeli buldukları için yanlarına oturmuyor.

bu bir ırkçılıktır, siyahi olanın yanına oturmamaktan farksızdır.
siyahi diyerek güvenilmeyen kişi bir cerrah olabilir, hayatımızı kurtarabilir. asla tehlikeli olmayabilir. salt dış görünüşünün bedelini incitilerek ödememelidirler.



buradan

ben filmi bırakır motorlar hakkında konuşmaya başlardım. beni o deneyin yapıldığı yere fırlatın. ayrıca adamlar gayet karizmatik duruyor..

#2939639 öfffffff. baydı artık bu teletabies modu, biraz kapatsanız mı ya? ya da kısın biraz. herkes herkesi sevmek zorunda değil. herkes herkesle seks yapmak zorunda da değil. doğada bu işler böyle yürümüyor. ulan hayvanlar bile önüne gelen dişi ya da erkek türdaşı ile çiftleşmiyor. önce bir kokluyor, sonra eğer dişi hazırsa, ya da kokusu hoşuna gittiyse çiftleşiyor falan. seks yapmakta bile seçici hayvanlar ama siz daha genel bir konu olan sevgide bile seçici değilsiniz. bu ne lan? sarılalım sıkı sıkı. puajahahahaja. böyle böyle hayvandan beter hale soktunuz kendinizi. ters yönde gidiyorsunuz. önce bir hayvana dönün. ondan sonra belki ilerlersiniz.