cem toker'in maaşlar brüt ödensin teklifi

ldp eski genel başkanı cem toker'in mükemmel önerisidir.

--- alıntı ---

25 yıldır söylüyorum.
maaşlar kesintisiz brüt ödensin.
kişi tam maaşını 2 hafta cüzdanda taşısın.
sonra gitsin vergiydi, sigortaydı, cart, curt kesintilerini bankaya yatırsın.
o para cepten çıksın.
o zaman göreyim devlet itibarını, israfını, şatafatını, makam aracını...

--- alıntı ---

tweet

aslında çok saçma geldi, bi de söyleyen kişi türkiye'de liberalizm simgesi gibi, okuyunca kafama dank etti.
adama parayı ver, sonra geri iste bakalım, devrim bile yapar bu halk.

ülkenin %90' ının, cebine giren paranın yarısını 2 hafta sonra geri vermeye ikna olamayacağından, sürekli olarak devlete borçlu konumda yaşayacağı teori.

o iş bugünkü sistemle yürümez maalesef, mevzuatın ve ilgili kanunların silbaştan düzenlenmesi gerekir.

o da yetmez vergi kaçakçılığının istisnası, toplu affı şusu busu olmamalı, hiç bir yürütme organı bu işleyişe müdahil olamamalı. mahkemeler önlerine gelen dosyalarda yıldırım hızıyla karar vermeli, mutlaka ama mutlaka hapis cezası infaz edilmeli.

her kurum, kuruluş, şahıs vergi mükellefi periyodik olarak denetimden geçmeli, geriye dönük en az 5 yıllık hesap sorulabilmeli. vergi denetçisinin bağımsızlığı kanunlarla garanti edilmeli.

hah işte o zaman brüt ödesen de farketmez.

yani herşeyin başı yine hukuka dayanıyor, hani bu ülkede mumla aradığımız şey. özetin özeti, ölme eşeğim ölme.

(bkz: the theory of şu bardak)

aslında olması gerekendir ancak neredeyse her şeyi vergilere bağlı olan dev gibi bir yapının gerçekleştirmesi mümkün olmayan şeydir aynı zamanda.

uyanmak için gerçekleşmesi gereken, cem toker’in kaliteli tekliflerinden bir tanesidir.

cem toker’in kendisi de bu konuyu; “kişinin kendisi, elleri titreyerek cebinden çıkarıp verdiği parayı ve karşılığında da bu paranın nereye harcandığını sonuna kadar sorguladığı, gereksiz yere harcandığında da hesap sorduğu” şeklinde açıklayarak en basit ve yalın şekilde her kesime anlattığı ama üzücü ki, bu kitlelerin bu kadar kaliteli bir fikri bu anlatıma ve bu faydaya rağmen anlamadığı güzide düşüncedir.

boşu boşuna “türkiye gelişmemekte ısrar eden ülkeler grubunda” demiyor.

bu ülkede herşey yaşanarak öğreniliyor, lafla değil. bu yüzden dediği çok doğru. insanlar başlarına gelmeden anlayamıyorlar bu topraklarda, sanırım protein eksikliğinden.

liboşları genelde eleştiririz ama duyduğum ve desteklediğim çok önemli bir fikirdir. böylece bizim millet herşeyin kendi vergileriyle döndüğünü anlar, hem tasarruf, hem de kaliteli hizmet talep ederler.... bürokratından seçilmişine, herkesin benim aldığım siyah mercedese binip, gezip, bana hava atmasına karşıyım.

siyasetçi ve bürokratların uykusunu kaçırır.

6bin motor audi marka makam aracı kullanan bürokratın totosu tutuşur.

patron işçisine asgari ücretin iki katı ücret ödüyor. ama maaşı asgari ücretten gösterip vergi, ssk primi vs'yi asgari ücretten gösteriyor. aradaki farkı elden veriyor.
bu durumda devlete ödediği para 78,098 tl.
eğer maaşı tam gösterse bu durumda işçiye ödediği para değişmeyecek ama devlete ödeyeceği para 261,849 tl olacak; 184bin lira fazla.
büyük şirketler hariç hiçbir şirket, devletin güzel hatırı için bu ekstra yükün altına girmez. büyük şirketler de vergiden kaçınma, yatırım teşviki vesaire, bin türlü üç kaatla bu paraları ödemezler.
bilgi olsun için diye aktarayım. bu elden ödenen paralar devlet nezdinde şirket kasasında duran paradır ve devlet zaman zaman şu parayı bana bir gösterin der. o zaman yan bastığınızın resmidir. devlet sizden matrah artışı ve pişmanlık ister. oki doki dersiniz. size bir ceza biçerler. bu kaçırdığınız 184bin liranın küçük bir kesridir. %10-15 arası. devlet memnun, işveren mesut. düdüklenen sadece çalışandır. o da farkında değildir. emekli olurken fark eder ki on bin gün prim yatırmış ama minimum yatmış. 10 bin lirayla nasıl geçineceğim der.
cem toker'in teklifi mantıklıdır. şöyle ki, maaştan tek kalem kesinti yapılır. o da vergi kesintisdir. diğer tüm kesintiler bu kesintinin içinden alınır. öyle 50 kalem kesinti olmamalıdır:

ssk kesintileri, işveren dahil işçiye ödenmelidir. işçi isterse yatırsın isterse yatırmasın. yatırmazsa 80 yaşına gelince emekli olacağım diye uğraşır. yatırırsa 50 yaşında emekli olur. hem de yatırdığı primle orantılı maaş alır.