chp'lilerin namaz kılanları dövdüğü dönem

ülkemiz için karanlık yıllardı. 1940'lar, 2. dünya savaşı zamanları. camiler kapatılmış, ahır yapılmış, depo olarak kullanışmış ibadethanelerimiz.

tabi camilerimiz kapalı olduğu için gizli gizli toplanıp namaz kılardık. cemaat her vakit namazında bir müminin evinde toplanırdı, ki yakalanmayalım. namaz kılanı görünce dövüyorlardı çünkü, tutuklamalar da vardı. bir gün, mustafa efendinin evinde ikindi namazımızı eda ederken kapı sertçe vuruldu. panik olduk ama namazı bozmak olmaz tabi. mustafa efendinin zevcesi ayşe hatun açtı kapıyı...aman yarabbi açar açmaz içeri doluştu azgın bir grup. ayşe hatun ve kızına saldırdılar önce. ardından ellerinde sopalarla namaza duran cemaate saldırdılar. dayak yedik ama namazımızı bırakmadık. allah bize yeterdi çünkü. evi de dağıttılar.

bu saldırıdan sonra namaza evlerimizde devam ettik. bu dinsizler kadınlara bile el kaldırıyordu çünkü. evin reisinin hanımı bizim yüzümüzden dayak yiyordu...işte o günlerden bugünlere geldik. artık özgürce namaz kılabiliyoruz.

deri giyisiler vardı üstlerinde, ellerinde kırbaçlar, hatta üzerimize işediler, kırmızı tuborg içiyorlardı birde, neyse yarın açıklayacağım tümünü. yarın cuma dimi?

kapkaranlık bir dönemdir.

bir örnekte benden olsun.

çok karanlık bir dönemdi. bir anımı anlatmak isterim; reyisimizin yeni belediye başkanı olduğu zamanlardı. cumadan çıktım, ilerledim ve sağa döndüm. arkamdan hırıltılar, kadeh sesleri ve kan kokusu gelmeye başladı. evet, arkamdakiler pentagram tişörtlü chp'lilerdi. birden dedemi sabun yaptıklarını hatırlamıştım.. elim ayağım titriyor, ne yapacağımı bilemiyordum.. kaçmaya başladım.. ta ki o çıkmaz sokağa kadar.. sokakta bir bank vardı, elinde poşetiyle oturan bir de adam. poşette ampul, peynir ve hacı yağı görmüştüm, bu adam bana yardım edebilirdi. adama baktım.. karşımdaki reyisimizdi, şöyle dedi; "korkma değerli kardeşim, gel otur yanıma. bildiğin ne varsa oku, bu ayyaşlar hepsinden korkar bunu sana daha önce de demiştim (evet, başka bir anım daha var)." biz okudukça chp'liler çığlık atarak kaçıyordu. hepsi kaçınca reyis kalktı ve yoluna devam etti. bense yine gözyaşlarıma hakim olamıyordum..

olmayan dönem.

komik olmaya komik ama şurada yazılanlara bile inanacak bir kesim olması trajik...

cehalet bedava gelir, giderken her şeyi götürür.

bunun ortaya çıkmaması için kimsenin uyanmaması için 1924 yılında köy kanununu çıkartmışlardı. köy tanımını şöyle yaparak bir gün sopa atacaklarını gizlemek istemişler ama yemezler. buradan



mısıroğlu ve armağan sayesinde ümmet uyandı hamdossun! yossi cohenlere yenilmeyen anadolu insanını en kalbi duygularımla selamlarken köy camisi yaptırarak göz boyayanlara yenilmediğimizi bu oyunlara gelmeyeceğimizi bir kez daha belirtmek ister... ah ahaahhha.

bir gecede cahil kalan dangalakların inanacağı zırva.