çiçek almadı diye eşinden ayrılan kadın
başlık "viski taşı" tarafından 30.07.2021 10:35 tarihinde açılmıştır.
1.
çevremde fazlasıyla duyduğum ve aşırı şaşırdığım olaydır.
biz daha güvenip sevgili bile yapamazken insanlar,eşi çiçek almadı diye ayrılıyorlar. lükse bakar mısınız,şaka gibi.
biz daha güvenip sevgili bile yapamazken insanlar,eşi çiçek almadı diye ayrılıyorlar. lükse bakar mısınız,şaka gibi.
devamını gör...
2.
kadın erkek farketmez. bir insanı bu kadar el üstünde tutup şımartmak çok büyük hata.
devamını gör...
3.
işte insanlar sanıyor ki 1. dünya savaşı da avusturya macaristan imparatorluğu veliaht prensi franz ferdinand’ın sırbistan istihbaratına çalışan aşırı milliyetçi gavrilo princip tarafından saraybosna gezisi sırasında öldürülmesi sonucu çıktı.
çiçek değil mevzu. mevzu çok daha grift.
çiçek değil mevzu. mevzu çok daha grift.
devamını gör...
4.
ben de büyüyünce bir demet ceset alınmadı bana diye...
ay devam ettiremedim cümleyi... böyle saçma bir şey olamaz çünkü. ama şöyle saçma bir şey olabilir ve oldu.
a a a a a-nı tayyymm!!
sene milattan önce 812. üniversitedeyim. çok ilginç bir arkadaşım var. ama yani öyle bir ilginçlik seviyesi ki her yeni güne acaba bugün ne yapacak, neyle bizi dumur edecek diye motivasyonla uyanıyoruz. yetkililer kendisini tanısa, nevi şahsına münhasır kalıbının sözlük anlamı olarak ad soyadını yazıp başkaca bir açıklama yapmaya gerek duymazlar, çok eminim bundan ben mesela. bu arkadaşımız bir gün okula geldi ben aşık olmaya karar verdim dedi ve aynı gün bölümden bir hanım ablamıza aşık oldu. üfff. hem nasıl aşk. deliriyor. biz de onun delirmesiyle deliriyoruz. günler haftaları, haftalar ayları doğuruyor, beyimizin aşkı büyüdükçe büyüyor. gariplikleri, saçmalıkları da öyle. artık öyle ki kendisinin bile boyunu aşacak seviyeye geliyor mevzular, müdahale etmek istiyoruz, elimizden bir şey gelmiyor.
zatıâlileri, çok mu uzadı senin saçın dedi diye göz ucuyla baktığı bir an kız, gidip ders arasında yıllardır kestirmediği saçlarını 3 numaraya falan vurduracak kadar şuurunu yitirdi. oğlum ne yapıyorsun kendine gel uyarılarımıza asla kulak asmayarak kızın canı sarıyer böreği istedi diye tarihi yarımadadan kimseye haber vermeden sarıyer'e gidip, börek soğumasın diye öğrenci bütçesiyle taksiyle okula dönüp 1 hafta falan aç gezmesine gönlümüz razı gelmese de kız börekten 2 parça alıp kalanını çöpe atınca (evet evet çöpe) trip atmak falan aklına gelmediği için dev tartışmalar yaşamaktan alıkoymadık kendimizi ama işe yaramadı tabi ki. öyleli bir aşık olma halinden söz ediyorum yani...
neyse tablo netleşmiştir bence biraz biraz, dolayısıyla asıl konuya girebilirim. şimdi bu arkadaşımız kızla sevgili olmayı başarmasının(!) sene-i devriyesini özel bir şey yaparak kutlamak istedi. yapma etme dedik, çok abartacağını bildiğimizden, tabiiiğğ ki dinlemedi ve hazırlıklara başladı. öğrenciyiz öğrenci. fakiriz. çok net. ailesinden aldığı haftalığı yettirmeye çalışan bir arkadaşımız bu. ne yaptı ne etti arkadaşlar, borç harç, istanbul'un en lüks otelinden suit bir oda ayırttı, otelin ödüllü restaurantında akşam yemeği rezervasyonu yaptırdı, keman sanatçısı falan gelecek masaya, dans edilecek o bu şu, ne kadar vıcık vıcık romantizm klişesi varsa hepsi tam tekmil. odaya gül yapraklarından tutun, kalpli ayıcıklara, evden taksiyle alıp, gözünü bağlayıp mekana getirmeye kadar falan... deliriyorum.
neyse büyük gün geldi çattı. neler yaşandığı bilmediğimiz, saatleri saydığımız bir gecenin sonunda ertesi günü ettik. makul bir saate kadar bekledik ve aradık. telefonlarımızı açmadı. müsait değiller herhalde diye düşünüp üstelemedik. pazartesi okula gelecek nasıl olsa. gelmedi. 1-2 gün daha geçti. ses verdi ama detay anlatmadı. bekledik allah bekledik. sonunda çıktı geldi.
abilerim, ablalarım kız ayrılmış bizimkinden o gece. yo yoo saçma klişeler bayık geldiği için değil. çok abarttığını düşündüğü için de değil. ne bileyim korktuğu için, bu ilişki nereye gidiyor diye düşündüğü için de değil. aklı eski sevgilisinde kalsa, başka birine aşık olmuş olsa, o otelde kötü anıları olsa yahu ne diyeyim daha, sen daha iyilerine layıksın diye düşündüğü için falan, yani her ve hangi bir saçma ya da normal ayrılık sebebi olsa bir şey demeyeceğim, vallahi de billahi de demeyeceğim. ama kız bundan "bana hediye almadın mı yani" diye sorup, "düşünemedim, çok haklısın, o kadar daldım ki bunları organize etmeye" şekline bir cevap aldığı için tartışıp ayrılmış. oteli falan terk etmiş yani. öyleli bir ayrılma hem de...
bizimki yaklaşık 1 yıl kızın peşinden koştu, barışmaya ikna etmeye çalıştı. kız ikna olmadı. şimdi evli barklı çocuğu falan var bizimkinin. ama lafı geçince içi hala cız ediyordur eminim. ne salakmışım diye düşündüğünden. ama yaptıkları için değil, yapmadıkları için. "ahhh ah o hediyeyi alacaktım..."
ilginç insanlar vardır! şeklinde sloganvari bitirsem yer mi? ı ıh di mi? piki.
ay devam ettiremedim cümleyi... böyle saçma bir şey olamaz çünkü. ama şöyle saçma bir şey olabilir ve oldu.
a a a a a-nı tayyymm!!
sene milattan önce 812. üniversitedeyim. çok ilginç bir arkadaşım var. ama yani öyle bir ilginçlik seviyesi ki her yeni güne acaba bugün ne yapacak, neyle bizi dumur edecek diye motivasyonla uyanıyoruz. yetkililer kendisini tanısa, nevi şahsına münhasır kalıbının sözlük anlamı olarak ad soyadını yazıp başkaca bir açıklama yapmaya gerek duymazlar, çok eminim bundan ben mesela. bu arkadaşımız bir gün okula geldi ben aşık olmaya karar verdim dedi ve aynı gün bölümden bir hanım ablamıza aşık oldu. üfff. hem nasıl aşk. deliriyor. biz de onun delirmesiyle deliriyoruz. günler haftaları, haftalar ayları doğuruyor, beyimizin aşkı büyüdükçe büyüyor. gariplikleri, saçmalıkları da öyle. artık öyle ki kendisinin bile boyunu aşacak seviyeye geliyor mevzular, müdahale etmek istiyoruz, elimizden bir şey gelmiyor.
zatıâlileri, çok mu uzadı senin saçın dedi diye göz ucuyla baktığı bir an kız, gidip ders arasında yıllardır kestirmediği saçlarını 3 numaraya falan vurduracak kadar şuurunu yitirdi. oğlum ne yapıyorsun kendine gel uyarılarımıza asla kulak asmayarak kızın canı sarıyer böreği istedi diye tarihi yarımadadan kimseye haber vermeden sarıyer'e gidip, börek soğumasın diye öğrenci bütçesiyle taksiyle okula dönüp 1 hafta falan aç gezmesine gönlümüz razı gelmese de kız börekten 2 parça alıp kalanını çöpe atınca (evet evet çöpe) trip atmak falan aklına gelmediği için dev tartışmalar yaşamaktan alıkoymadık kendimizi ama işe yaramadı tabi ki. öyleli bir aşık olma halinden söz ediyorum yani...
neyse tablo netleşmiştir bence biraz biraz, dolayısıyla asıl konuya girebilirim. şimdi bu arkadaşımız kızla sevgili olmayı başarmasının(!) sene-i devriyesini özel bir şey yaparak kutlamak istedi. yapma etme dedik, çok abartacağını bildiğimizden, tabiiiğğ ki dinlemedi ve hazırlıklara başladı. öğrenciyiz öğrenci. fakiriz. çok net. ailesinden aldığı haftalığı yettirmeye çalışan bir arkadaşımız bu. ne yaptı ne etti arkadaşlar, borç harç, istanbul'un en lüks otelinden suit bir oda ayırttı, otelin ödüllü restaurantında akşam yemeği rezervasyonu yaptırdı, keman sanatçısı falan gelecek masaya, dans edilecek o bu şu, ne kadar vıcık vıcık romantizm klişesi varsa hepsi tam tekmil. odaya gül yapraklarından tutun, kalpli ayıcıklara, evden taksiyle alıp, gözünü bağlayıp mekana getirmeye kadar falan... deliriyorum.
neyse büyük gün geldi çattı. neler yaşandığı bilmediğimiz, saatleri saydığımız bir gecenin sonunda ertesi günü ettik. makul bir saate kadar bekledik ve aradık. telefonlarımızı açmadı. müsait değiller herhalde diye düşünüp üstelemedik. pazartesi okula gelecek nasıl olsa. gelmedi. 1-2 gün daha geçti. ses verdi ama detay anlatmadı. bekledik allah bekledik. sonunda çıktı geldi.
abilerim, ablalarım kız ayrılmış bizimkinden o gece. yo yoo saçma klişeler bayık geldiği için değil. çok abarttığını düşündüğü için de değil. ne bileyim korktuğu için, bu ilişki nereye gidiyor diye düşündüğü için de değil. aklı eski sevgilisinde kalsa, başka birine aşık olmuş olsa, o otelde kötü anıları olsa yahu ne diyeyim daha, sen daha iyilerine layıksın diye düşündüğü için falan, yani her ve hangi bir saçma ya da normal ayrılık sebebi olsa bir şey demeyeceğim, vallahi de billahi de demeyeceğim. ama kız bundan "bana hediye almadın mı yani" diye sorup, "düşünemedim, çok haklısın, o kadar daldım ki bunları organize etmeye" şekline bir cevap aldığı için tartışıp ayrılmış. oteli falan terk etmiş yani. öyleli bir ayrılma hem de...
bizimki yaklaşık 1 yıl kızın peşinden koştu, barışmaya ikna etmeye çalıştı. kız ikna olmadı. şimdi evli barklı çocuğu falan var bizimkinin. ama lafı geçince içi hala cız ediyordur eminim. ne salakmışım diye düşündüğünden. ama yaptıkları için değil, yapmadıkları için. "ahhh ah o hediyeyi alacaktım..."
ilginç insanlar vardır! şeklinde sloganvari bitirsem yer mi? ı ıh di mi? piki.
devamını gör...