patrick kack brice tarafından yönetilen ve 2014 yılında gösterime girmiş olan korku, gerilim türündeki filmdir. konu bir videografikerin aldığı bir iş üstüne başlamaktadır. ölmek üzere olan bir adam mesajlarının videoya alınmasını ister ve olaylar böylelikle gelişir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "jinju" tarafından 22.06.2023 20:55 tarihinde açılmıştır.
1.
2014 yapımı korku/gerilim filmi. totalde üç oyuncusu var: mark duplass, patrick kack-brice, katie aselton.
yönetmen senarist vs ilgi alanıma girmiyor sorry. meraklısı için imdb.
spoiler içermeyen konu
joseph isimli bir bey (dupass) tüm gün yanında duracak ve ona projesinde yardım edecek birini arar. bu işe alınan aaron da (patrick) düşer yola ve joseph'in on nömre dağ evine gider. giderken ne iş yapacağını tam anlamıyla bilmez, bir şeyleri filme alacağını zanneder sadece. bu nedenle yolda da kayıttadır. josephle tanıştığındaysa onun bambaşka planları olduğunu anlıyor.
spoiler içeren incelemem
bende bi hastalık oluştu. film izleyemiyorum. sezon sezon dizi izliyorum ama film izleyemiyorum. geçen (bkz: düş ölüsü) söyledi de fark ettim, beynimin ödül mekanizmasını dürtüklüyor sanırım filmler. bölüm daha çabuk bitince daha çabuk bi zafer elde etmiş gibi oluyorrm galiba. :d
bu nedenle film izleyeceğim zaman da doksan dakikalık film açıyorum. yüzüncü dakikadan sonra kurdeşen dökmeye başlıyorum.
bu filmin ağına da bu nedenle düştüm. çünkü sadece 77 dakika. <3
filmde iki karakter olduğu için mecbur ikisini de anlatıcam.
joseph rolündeki bey aslında tam bi villian oynayabilirmiş. sempatik bir kötü karakteri oynamak adamın gözlerine, mimiklerine, bedenine yakışırmış gibi geldi. anlattığı saçmalıklar, seke seke merdiven çıkışı, patinaj yaparak dağa tırmanışı filan hojdu. öte yandan deli manyak rolünü de iyi oynamış bence, karakter sırıtmıyor hiç. oynuyor değil yaşıyor gibi.
aaron ise biraz alık sanki. oyuncunun yetersizliği mi yoksa çizdikleri karakter mi alık bilmiyorum ama ısınmadım film boyu. korktukça attığı mini çığlıklar güzeldi sadece, içtendi. yani gerçekten korkmuş gibiydi.
gerçi bi düşündüm de, başına gelen olaylara rağmen polise gitmemesi, evde oturması, arayan polise de olayı detaylarıyla anlatmak yerine "sadece adını biliyorum" diyip geçiştirmesi filan tam da alıklığının delilleriymiş.
bence de aaron. orada öylece oturman çok saçmaydı.
bu arada filmin ikincisi çıkmış 2017'de. üşenmezsem bi ara onu da izler anlatırım.
yönetmen senarist vs ilgi alanıma girmiyor sorry. meraklısı için imdb.
spoiler içermeyen konu
joseph isimli bir bey (dupass) tüm gün yanında duracak ve ona projesinde yardım edecek birini arar. bu işe alınan aaron da (patrick) düşer yola ve joseph'in on nömre dağ evine gider. giderken ne iş yapacağını tam anlamıyla bilmez, bir şeyleri filme alacağını zanneder sadece. bu nedenle yolda da kayıttadır. josephle tanıştığındaysa onun bambaşka planları olduğunu anlıyor.
spoiler içeren incelemem
bende bi hastalık oluştu. film izleyemiyorum. sezon sezon dizi izliyorum ama film izleyemiyorum. geçen (bkz: düş ölüsü) söyledi de fark ettim, beynimin ödül mekanizmasını dürtüklüyor sanırım filmler. bölüm daha çabuk bitince daha çabuk bi zafer elde etmiş gibi oluyorrm galiba. :d
bu nedenle film izleyeceğim zaman da doksan dakikalık film açıyorum. yüzüncü dakikadan sonra kurdeşen dökmeye başlıyorum.
bu filmin ağına da bu nedenle düştüm. çünkü sadece 77 dakika. <3
filmde iki karakter olduğu için mecbur ikisini de anlatıcam.
joseph rolündeki bey aslında tam bi villian oynayabilirmiş. sempatik bir kötü karakteri oynamak adamın gözlerine, mimiklerine, bedenine yakışırmış gibi geldi. anlattığı saçmalıklar, seke seke merdiven çıkışı, patinaj yaparak dağa tırmanışı filan hojdu. öte yandan deli manyak rolünü de iyi oynamış bence, karakter sırıtmıyor hiç. oynuyor değil yaşıyor gibi.
aaron ise biraz alık sanki. oyuncunun yetersizliği mi yoksa çizdikleri karakter mi alık bilmiyorum ama ısınmadım film boyu. korktukça attığı mini çığlıklar güzeldi sadece, içtendi. yani gerçekten korkmuş gibiydi.
gerçi bi düşündüm de, başına gelen olaylara rağmen polise gitmemesi, evde oturması, arayan polise de olayı detaylarıyla anlatmak yerine "sadece adını biliyorum" diyip geçiştirmesi filan tam da alıklığının delilleriymiş.
bence de aaron. orada öylece oturman çok saçmaydı.
bu arada filmin ikincisi çıkmış 2017'de. üşenmezsem bi ara onu da izler anlatırım.
devamını gör...
2.
bir patrick brice filmidir.
filmin senaryosunu yönetmen patrick brice ve mark duplass birlikte yazmıştır. filmin başrollerinde de yine bu ikili patrick brice ve mark duplass oynamıştır. filmde bu ikiliye katie aselton da eşlik etmiştir.
sadece üç oyuncu ile çekilen ve belli ki bütçesi gayet düşük olan bu film bence çok etkileyici bir filmdi. video blog tarzında çekilen filmde senaryo da gayet iyiydi elbette ama mark duplass tek başına koca filmi almış taşımış.
filmde hasta olduğunu ve son günlerinin kayda alınmasını isteyen bir adam internet üzerinden bir ilanla bu anları çekecek bir kameraman bulur. kameramanın işi sadece bu ölmekte olduğunu iddia eden adamın bir gününü kayda almaktır.
ama daha filmin başında mark duplass'ın canlandırdığı karakterin sinir bozucu, ürkütücü, rahatsız edici tavırları hem kameramanı hem de izleyicileri huzursuz etmeye başlar.
basit bir mekanda ve az oyuncu ile bu kadar iyi bir işin ortaya çıkması hem hayret verici hem de hayranlık uyandıran bir başarı bence.
filmin senaryosunu yönetmen patrick brice ve mark duplass birlikte yazmıştır. filmin başrollerinde de yine bu ikili patrick brice ve mark duplass oynamıştır. filmde bu ikiliye katie aselton da eşlik etmiştir.
sadece üç oyuncu ile çekilen ve belli ki bütçesi gayet düşük olan bu film bence çok etkileyici bir filmdi. video blog tarzında çekilen filmde senaryo da gayet iyiydi elbette ama mark duplass tek başına koca filmi almış taşımış.
filmde hasta olduğunu ve son günlerinin kayda alınmasını isteyen bir adam internet üzerinden bir ilanla bu anları çekecek bir kameraman bulur. kameramanın işi sadece bu ölmekte olduğunu iddia eden adamın bir gününü kayda almaktır.
ama daha filmin başında mark duplass'ın canlandırdığı karakterin sinir bozucu, ürkütücü, rahatsız edici tavırları hem kameramanı hem de izleyicileri huzursuz etmeye başlar.
basit bir mekanda ve az oyuncu ile bu kadar iyi bir işin ortaya çıkması hem hayret verici hem de hayranlık uyandıran bir başarı bence.
devamını gör...