1.
1800’lü yılların sonunda bir bilim amcamız çıkıp, ‘’keşfedilebileceğimiz her şey keşfedildi, bulundu, yapıldı. teknoloji bundan ileri gidemez.’’ demiş. bugünümüze baktığımız zamansa o amcamızın fena çuvalladığını haliyle görebiliyoruz. fakat aynı söylentiler bugün dahi ağızlardan çıkabiliyor. biraz format değiştiriyor tabi,
‘’ıphone var abi, daha nolsun!’’
mevzu hayal gücüyle alakalı elbet. daha yirmi - yirmi beş yıl öncesine kadar cep telefonu diye bir şey telaffuz bile edilmezken, hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. kim bilebilirdi ki? netice itibariyle teknoloji, kuşları eğitip mektup göndermekten, sanal ortamda elektronik posta atmaya kadar ilerledi. yaşamlar değişti.
hayatın her alanını etkileyen teknoloji, kaçınılmaz olarak, cinselliği de vurdu tabi. dergilere basıldı, gece yarısı tv kuşaklarına yerleşti, sadece cinsellik içeren video siteleri kuruldu, fizyolojik etki eden ilaçlar çıktı ve sanal seks doğdu.
hatta sanal seks, kendi içinde bile çağ atladı diyebiliriz. önceleri, genel chat programlarında (bkz: mirc) yazılı metinlerden ibaretti olay.
‘’üstüne ne var aşkım?’’
‘’uzanıcam diye rahat bir şeyler aldım üstüme hayatım.’’
‘’nasıl tarif etsene biraz…’’
‘’siyah bir gecelik, göğüs dekolteli….’’
uzar gider.
bu metinler dönerken çiftler bilgisayar başlarında ellerini iç çamaşırlarından içeri sokmuş, yazılanları okuya okuya orgazm olmaya çalışıyordu. daha sonraları internet devleri insanların bu hallerine acımış olacaklar ki, görüntülü konuşmayı keşfettiler. artık bir nebze daha olsun rahat edebilecekti sevişkenler. kulaklıklı ve mikrofonlu vaziyette, birbirlerinin masturbasyonlarını izlediler… hala da revaçta olan budur.
hatırlar mısınız bilmem, sylvester stallone ‘un bir filmi vardı; amcamızı dondurup bir küvete atıyorlardı ve bilmem kaç yıl sonra, cezaları dolunca uyandırıyorlardı. tabi dünya her anlamıyla değişmiş oluyordu. o filmde sylvester abimiz, kadının biriyle sanal seks yapıyordu. hem de aynı odada; başlarına geçirdikleri kask vari bir şeyle birbirlerinin bilinçlerine bağlanıyorlardı ve uyurken görülen rüyalar gibi imgeler görüp, orgazm oluyorlardı.
yakındır bunun da keşfedilmesi. filme konu olan her şeyin, bir gün gerçek olabileceği kanaatindeyim çünkü birinin aklına gelmiş çoktan!
peki ileride sanal seks adına daha neler karşımıza çıkabilir? hologramlarımız sevişirken biz zevk mi alacağız mesela ileride. ya da ensemize takılan, üzerinde on-off tuşu olan bir çip vasıtasıyla mı sevişeceğiz? cidden çok merak ediyorum.
şimdiki şişme bebeklerin yerini, sırf bu iş için icat edilmiş robotlar alabilir mi dersiniz? terminatörler mesela! evinize bir terminatör makinesi alıyorsunuz, kaşını gözünü burnunu ayarlıyorsunuz, hatta hazır formatlar bile olabilir. yükle megan fox’u, terminatör olarak çıksın karşına, seviş sabaha kadar.
bir noktadan sonra hayal gücüm zorlanıyor.
ama bildiğim bir şey var ki; yüz yıl sonra belki yemek bile yemeyip, haplarla besleneceğiz. belki dünyayı robotlar ele geçirecek ya da ne bileyim, ışınlanarak yer değiştireceğiz. ama et ete değmeden yapamayacağız arkadaş.
bunu bilir, sektörde devrim yaratmak hayalinde olanlara bunu söylerim.
‘’ıphone var abi, daha nolsun!’’
mevzu hayal gücüyle alakalı elbet. daha yirmi - yirmi beş yıl öncesine kadar cep telefonu diye bir şey telaffuz bile edilmezken, hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. kim bilebilirdi ki? netice itibariyle teknoloji, kuşları eğitip mektup göndermekten, sanal ortamda elektronik posta atmaya kadar ilerledi. yaşamlar değişti.
hayatın her alanını etkileyen teknoloji, kaçınılmaz olarak, cinselliği de vurdu tabi. dergilere basıldı, gece yarısı tv kuşaklarına yerleşti, sadece cinsellik içeren video siteleri kuruldu, fizyolojik etki eden ilaçlar çıktı ve sanal seks doğdu.
hatta sanal seks, kendi içinde bile çağ atladı diyebiliriz. önceleri, genel chat programlarında (bkz: mirc) yazılı metinlerden ibaretti olay.
‘’üstüne ne var aşkım?’’
‘’uzanıcam diye rahat bir şeyler aldım üstüme hayatım.’’
‘’nasıl tarif etsene biraz…’’
‘’siyah bir gecelik, göğüs dekolteli….’’
uzar gider.
bu metinler dönerken çiftler bilgisayar başlarında ellerini iç çamaşırlarından içeri sokmuş, yazılanları okuya okuya orgazm olmaya çalışıyordu. daha sonraları internet devleri insanların bu hallerine acımış olacaklar ki, görüntülü konuşmayı keşfettiler. artık bir nebze daha olsun rahat edebilecekti sevişkenler. kulaklıklı ve mikrofonlu vaziyette, birbirlerinin masturbasyonlarını izlediler… hala da revaçta olan budur.
hatırlar mısınız bilmem, sylvester stallone ‘un bir filmi vardı; amcamızı dondurup bir küvete atıyorlardı ve bilmem kaç yıl sonra, cezaları dolunca uyandırıyorlardı. tabi dünya her anlamıyla değişmiş oluyordu. o filmde sylvester abimiz, kadının biriyle sanal seks yapıyordu. hem de aynı odada; başlarına geçirdikleri kask vari bir şeyle birbirlerinin bilinçlerine bağlanıyorlardı ve uyurken görülen rüyalar gibi imgeler görüp, orgazm oluyorlardı.
yakındır bunun da keşfedilmesi. filme konu olan her şeyin, bir gün gerçek olabileceği kanaatindeyim çünkü birinin aklına gelmiş çoktan!
peki ileride sanal seks adına daha neler karşımıza çıkabilir? hologramlarımız sevişirken biz zevk mi alacağız mesela ileride. ya da ensemize takılan, üzerinde on-off tuşu olan bir çip vasıtasıyla mı sevişeceğiz? cidden çok merak ediyorum.
şimdiki şişme bebeklerin yerini, sırf bu iş için icat edilmiş robotlar alabilir mi dersiniz? terminatörler mesela! evinize bir terminatör makinesi alıyorsunuz, kaşını gözünü burnunu ayarlıyorsunuz, hatta hazır formatlar bile olabilir. yükle megan fox’u, terminatör olarak çıksın karşına, seviş sabaha kadar.
bir noktadan sonra hayal gücüm zorlanıyor.
ama bildiğim bir şey var ki; yüz yıl sonra belki yemek bile yemeyip, haplarla besleneceğiz. belki dünyayı robotlar ele geçirecek ya da ne bileyim, ışınlanarak yer değiştireceğiz. ama et ete değmeden yapamayacağız arkadaş.
bunu bilir, sektörde devrim yaratmak hayalinde olanlara bunu söylerim.
devamını gör...