#ödüllü filmler
orijinal adı: 데이지 /deiji
2006 yılı güney kore filmi. ressam olan hye-young, ona aşık olan bir profesyonel katil ve interpol dedektifi arasında gelişen olay örgüsü anlatılıyor.
2006 yılı güney kore filmi. ressam olan hye-young, ona aşık olan bir profesyonel katil ve interpol dedektifi arasında gelişen olay örgüsü anlatılıyor.
*verona love screens film festivali (2007) - seyirci ödülü / genç jüri ödülü
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "keremyildiz" tarafından 18.02.2021 22:15 tarihinde açılmıştır.
1.
başrollerinde jun jihyun, jung woo sung ve lee sung jae'nin yer aldığı güney kore menşeili 2006 yapımı filmdir.
hye young*, amsterdam'da büyükbabası ile yaşayan bir ressamdır. geçimini amsterdam'ın en işlek meydanında insanların resimlerini yaparak sağlamaktadır.
park yi*, uluslararası uyuşturucu örgütünde önemli bir yere sahip kiralık bir katildir. ilk kez birini öldürdüğü günün ertesi, hye young'u papatya tarlasında resim yaparken görür. hye young, papatya tarlasına geçmeye çalışırken nehre düşer. bunu gören park yi ise tarlaya daha rahat geçebilmesi adına hye young için bir köprü inşa eder.* onu daha sık görebilmek için hye young'un resim yaptığı meydanı net bir şekilde gören bir daire kiralar ve ordan her gün hye young'u izler. hye young'a aşık olmuştur. ancak yaptığı işten dolayı karşısına çıkmaya cesaret edemez, bunun yerine her gün 16:15'te kapısına papatya bırakır ve "çiçekler" diye bağırıp ortadan kaybolur. hye young bu hayranının kim olduğunu öğrenemez ancak o da çoktan bu hayrana aşık olmuştur.*
bir gün hye young meydanda iken saat tam 16:15'te elinde bir demet papatya ile bir adam görür. ve bu adamın hayranı olan kişi olduğunu düşünür. ancak bu adam jeong woo*'dur. maalesef jeong woo, hye young'un hayranı olan adam değildir. aksine ınterpol ajanıdır ve uluslararası uyuşturucu örgütünün peşindedir ve o anlarda da iş üstündedir. hye young'un kendisini bir başkası ile karıştırdığını farkeder lâkin işini belli etmemek için bu durumu kullanır. hye young'a yalan söylediği için üzülse de bu yalanı ona aşık olduğu için devam ettirir.
hye young, jeong woo'yu, her gün kendisine papatya gönderen, onun için köprü inşa eden park yi ile karıştırmış ve pusulası şaşmıştır. üst üste gelen tesadüfler de bu durumu körüklemiştir. hye young, biri polis diğeri kiralık katil olan bu iki adam arasında gerçekten aşık olduğu adamı bulabilir mi?
park yi, kendisinin yerine geçmeye çalışan bu adama sessiz kalabilir mi? peki ya papatyalar, onlar gerçekten aşkın mı habercisi?
film boyunca sanki bir film değil de hoş bir manzarayı izliyor gibiydim. amsterdam'ın güzel sokaklarında yaşanan olayları sanki kartpostalmış gibi bir görüntüyle sahnelemeleri filme eşsiz bir his katıyordu. oyuncuların yeteneği de öyle ki sanki film değilmiş de bu olaya şahit oluyormuşuz gibi izlettirdi.
şu sahnede park yi'nin çabası, çırpınışı, çaresizliği, öylece köşede kalması beni bitirdi.
naçizane tavsiyemdir efenim mutlaka izleyin, izlettirin. aşkın için ölür müsün öldürür müsün sorusuna da cevap bulabileceğiniz filmde, aşkın sadece kalpte olduğunu da anlamış olacaksınız*
*
izleyeceklere şimdiden iyi seyirler*
hye young*, amsterdam'da büyükbabası ile yaşayan bir ressamdır. geçimini amsterdam'ın en işlek meydanında insanların resimlerini yaparak sağlamaktadır.
park yi*, uluslararası uyuşturucu örgütünde önemli bir yere sahip kiralık bir katildir. ilk kez birini öldürdüğü günün ertesi, hye young'u papatya tarlasında resim yaparken görür. hye young, papatya tarlasına geçmeye çalışırken nehre düşer. bunu gören park yi ise tarlaya daha rahat geçebilmesi adına hye young için bir köprü inşa eder.* onu daha sık görebilmek için hye young'un resim yaptığı meydanı net bir şekilde gören bir daire kiralar ve ordan her gün hye young'u izler. hye young'a aşık olmuştur. ancak yaptığı işten dolayı karşısına çıkmaya cesaret edemez, bunun yerine her gün 16:15'te kapısına papatya bırakır ve "çiçekler" diye bağırıp ortadan kaybolur. hye young bu hayranının kim olduğunu öğrenemez ancak o da çoktan bu hayrana aşık olmuştur.*
bir gün hye young meydanda iken saat tam 16:15'te elinde bir demet papatya ile bir adam görür. ve bu adamın hayranı olan kişi olduğunu düşünür. ancak bu adam jeong woo*'dur. maalesef jeong woo, hye young'un hayranı olan adam değildir. aksine ınterpol ajanıdır ve uluslararası uyuşturucu örgütünün peşindedir ve o anlarda da iş üstündedir. hye young'un kendisini bir başkası ile karıştırdığını farkeder lâkin işini belli etmemek için bu durumu kullanır. hye young'a yalan söylediği için üzülse de bu yalanı ona aşık olduğu için devam ettirir.
hye young, jeong woo'yu, her gün kendisine papatya gönderen, onun için köprü inşa eden park yi ile karıştırmış ve pusulası şaşmıştır. üst üste gelen tesadüfler de bu durumu körüklemiştir. hye young, biri polis diğeri kiralık katil olan bu iki adam arasında gerçekten aşık olduğu adamı bulabilir mi?
park yi, kendisinin yerine geçmeye çalışan bu adama sessiz kalabilir mi? peki ya papatyalar, onlar gerçekten aşkın mı habercisi?
film boyunca sanki bir film değil de hoş bir manzarayı izliyor gibiydim. amsterdam'ın güzel sokaklarında yaşanan olayları sanki kartpostalmış gibi bir görüntüyle sahnelemeleri filme eşsiz bir his katıyordu. oyuncuların yeteneği de öyle ki sanki film değilmiş de bu olaya şahit oluyormuşuz gibi izlettirdi.
şu sahnede park yi'nin çabası, çırpınışı, çaresizliği, öylece köşede kalması beni bitirdi.
naçizane tavsiyemdir efenim mutlaka izleyin, izlettirin. aşkın için ölür müsün öldürür müsün sorusuna da cevap bulabileceğiniz filmde, aşkın sadece kalpte olduğunu da anlamış olacaksınız*
*
izleyeceklere şimdiden iyi seyirler*
devamını gör...