daisy miller

yine insan olun biraz sayesinde okuduğum bir henry james romanıdır. ben varlık yayınevi'nden çıkan baskısını okudum. çeviri necla aytür'e ait.

enteresan bir kitap daisy miller. buruk bir aşk hikayesi. amerikalı genç bir kız ile daha olgun bir adamın neredeyse dile bile getirilmeyen kavuşamama öyküsü.

davranışlarımız ve toplumsal yargılar çatıştığında pek çoğumuz topluma uyum sağlamayı seçeriz. daisy ise gönlünce yaşayan bir genç kız. beylerle yaptığı gece gezmeleri yüzünden ve flörtöz tabiatı yüzünden insanların diline düşüyor. bu aşkın öteki ucundaki winterbourne ise ne yazık ki daisy kadar açık fikirli olamıyor. ancak daisynin sergilediği umursamazlık, bir yandan gururlu bir aşkı barındırıyor olamaz mı? olabilir.

belki de olduğu gibi kabul görmek istediğinden, belki de hayatta en çok bunu önemsediğinden ne sevdiği adamla ne de çevresindeki insanlarla uzlaşma yoluna gidiyor.

daisy miller gerçekten çok enteresan bir okuma deneyimi idi. yer yer "ben ne okuyorum ya" diyip ilgisizliğe kapılmış olsam da, aynı zamanda ne oluyor ne olacak diye elimden bırakamadım.

bir henry james kitabıdır.

daisy miller henry james'in büyük tartışmalara neden olan, yazarı hem edebi anlamda hem sosyal hayatta bazı sıkıntılara sokmuş olan, can sıkıcı şeyler yaşamasına sebep veren bir başyapıttır.

daisy miller toplumsal düzende olması öngörülen kadın prototipine uygun biri değildir. topluma göre ahlaken bir bıçak sırtındadır.

çünkü kadın dediğin belli kurallar çerçevesinde hareket etmekle yükümlü bir oyuncaktır birçok topluma göre. erkekler karar verir çoğunlukla o kurallara.

daisy miller buna aldırmaz. erkeklerle geceleri dışarı çıkar. teklifsiz bir konuşma tarzı vardır. kendi dilediği gibi davranır.

daisy ahlaksız mıdır, yoksa olması gerektiği gibi özgür müdür?

daisy miller sadece kendi olarak yaşamak istediği şekilde davranır. erkeklere sunulan ayrıcalıklar umrunda değildir aslında. o sadece kendisine yine kendisi tarafından verilmiş olan ayrıcalıklarla ilgilenir.

okuduğum kitaplar arasında en iyilerden biri değildi belki ama kesinlikle çok iyi bir kitaptı. hatta okuduktan sonra okumaya çok geç kaldığımı hissettim.

bence mutlaka okunması gereken ve okunduğu için pişman olunmayacak bir kitap.

kütüphanemde olan ve birkaç ay önce okuduğum henry james imzalı incecik kitap.

avrupa ve amerika arasındaki uçurumu bir genç kız ve bir genç adam arasındaki ilişkiyi metaforik açıdan ele alarak anlatır.

kültür farklılığının çok derin yaralar açabileceği ve uzlaşmanın daha zor olduğu ana fikrini vermek istemişti.
kız katı kurallara karşı çıkıp bir yüzükle kimseye ait olmak istemiyor, ancak toplum kadının salt bir erkeğe ait olmasını istiyordu, kız istediği erkekle partiye gitmek, yolda yürüyebilmek isterken bunlar toplum tarafından kesin bir dille yasaklanmıştı.

din ve geleneklerin kadının özgürlüğünü kısıtlayan kavramlar olduğunu görüyoruz.