dalak

kırmızı kan hücrelerinin depolanması görevinde rol alan organ. sağında solunda delik veya yırtık bir yeri yoktur ve farklı amaçlara hizmet etmez.

dalmak fiilinin 1. çoğul şahısla uygulanışını anlatan söz.

vücut ağırlığımizin yaklaşık yüzde ikisi agirligindayken, kanımızın yaklaşık yüzde beşini içeren organımız. oldukça kanlidir diyebiliriz. sol göğüs kafesinin hemen altındadır. alyuvar kalite kontrolü yapar, yaşlanan, iyi iş görmeyen alyuvarlari süzer.

dalak öyle mide bağırsak gibi yemeklerden sonra genisleyebilen bir organ değildir.

koşularda kişinin nabzı birden yükselirse, artan kan dolaşımı ile bu organa dakikada gelen kan artar, zaten kanlı bir organ olduğu için bu durum gerginlige, ağrıya sebep olur.

dalaam şişti lafı şehir efsanesidir.

tehdit eden kişi tarafından almakla tehdit edilen organ. (bkz: alırım dalağını)

dilimizde bir çok kullanım türü bulunan organ.
-çok koştum dalağım şişti.
-dalak mı la şunlara.
-topunuzun dalağını alırım.
-senin ben dalağını s.

insan vücudunun yükünü çeken yorgun savaşçılardan biridir.

kan yapar diyen annemin telkinleri ile her kurban bayramında yediğim organdır.

kalsiyum ve potasyum bakımından zengin olduğu için kemik gelişimine; vitamin ve antioksidan kaynağı olarak bağışıklığın güçlenmesine; protein kaynağı olarak merkezi sinir sistemini koruma amaçlı hafızayı güçlendirmesine; barındırdığı b vitamini sayesinde de göz sağlığının korunmasına yardımcı olan katkılarından dolayı kendisine teşekkürü bir borç biliriz efendim.

kadında ilk baktığım yer.

kimi zaman sevilen , kimi zaman çırpılan organ.

ızgarada az pişirilmiş şekilde yani kanını tam kaybetmeden üzerinde kekikle çok güzel tüketilir. mümkünse insan dalağı tercih ediniz.

küçükken beden hocam fazladan koşturduğunda bir kenara geçip ama hocam dalağım şişti yetmez mi derdim.
haraket etmek istemediğimde bahanelerine sığındığım organ.