hialiens yazar profili

hialiens kapak fotoğrafı
hialiens profil fotoğrafı
rozet
karma: 3910 tanım: 265 başlık: 22 takipçi: 52
"İnsanın gerçek doğum yeri, kendisine ilk kez aklıyla baktığı yerdir."

son tanımları


özlemek

adı üstünde "öz" lemek... taa içine işlemek, ciğerlerine kadar çekmek, gözlerine hapsetmek, burnunda tütmek, hücrelerinde gezinmek... sende olan her şeydir özlemek.

sonrası ise; sadece yolunu gözlemek...
devamını gör...

file çorap

derler ki; çook eski savaş dönemlerinde fransa'da üretilen çoraplar için iplik yetersizliğinden dolayı bir nevi malzemeden çalınarak, mecburiyetten üretilmiş olan, zamanla da moda haline gelen bir çoraptır bu file çorap. yokluktan doğan ve yanlışlıkla ünlü olandır kendileri.

yırtık pırtık pantolonları moda diye giyiyoruz ya, heh ondan işte.
devamını gör...

kendi kendine konuşmak

gerçekten "kendine" mi yoksa "gelinine*" mi konuştuğu ayrımının yapılması gereken durumdur.

kendi kendine konuşmak, oldukça sağlıklı ve olması gereken bir beceridir. kendi sesiyle yada düşünceleriyle kendine rehberlik eder birey. yeri gelir, laf lafı açar. üst düzey düşünme becerisi sağlar. kendi kendine konuşana deli demezler, aklı fazla gelmiş derler.

"gelinine" konuşan, hatta bunu söylenme derecesine getiren insanlar bu konudan tenzihtir. bu bireylerde, iletişim becerilerinin eksik olduğu ve kendilerini doğru yollarla ifade edemedikleri için bu yola başvurdukları görülür. yüksek bir sesle ve kendi kendine konuşuyor gibi görünen insanlar henüz benmerkezci konuşma gelişimini tamamlayamadığı için sosyal konuşma becerisini kazanamazlar ve insan ilişkilerinde de bunun yansımalarını gösterirler; dikkat ederseniz kurdukları cümlelerde hep bir rahatsız edici tonlama ve kelime vardır. sorsanız kendi kendime konuşuyorum derler, ama aslında "ben konuşmayı bilmiyorum, beni sen anla" demek istiyor da olabilirler. her şey empatiye mi gidiyor? no, no, no... dünyanın kahrını çekecek kadar akıllı olmanın alemi yok.*

neyse konumuza dönelim. insanlar sosyal varlıklardır. ama hepimizin bu gürültülü kalabalık içinde yalnız hissettiğimiz zamanlar oluyor. kimse bizi anlamıyordur ve biz de en güvendiğimiz dostumuz olan "kendimiz" ile konuşmayı iletişim kurmak ve fikir alışverişi yapmak için telafi edici bir yöntem olarak kullanırız. sosyal yalnızlığımıza devadır; ama uzman tavsiyesi değildir. sosyalleşin efendim.

kendi kendine konuşmak aynı zamanda zekanın aktif kullanılması ile ilgilidir. sesli düşündüğümüzde, beyin belirli bölgelerini harekete geçirerek daha detaylı çalışır. farklı bir bakış açısı kazanmanızı ve daha önce farkedemediğimiz ayrıntıları görmemizi sağlar.

mümkünse sesli yapın bu konuşmayı. düşündüklerimiz gayrimeşru detaylardır. söze dökülen düşünceler meşrulaşır. beyin duyduğuna daha çok inanır. motivasyon aracı olarak kullanın mesela. "ben bunu yapabilirim" diye haykırın. "ben güzelim, ben güçlüyüm" iltifatlarınız eksik olmasın; 90 60 90 olmasam da dünyanın en güzel kadınıyım, kaslarım olmasa da dünyanın en güçlü erkeğiyim deyin kendinize. şımartın kendinizi; bunun için illa köpüklü banyoya gerek yok. kendinize yönelik olumlu algılar oluşturun ki ruh sağlığınız yerinde olsun. haberlerde artık beden algısı bozulmuş genç kızlarımızı görmeyelim, anorexia nedir hiç duymamış olalım. biraz cahil kalalım bu terimlere. keşke mi? olsun.

he bir de bilime katkıda bulunmayı da unutmayalım. diyorlar ki z kuşağı gelmiş, hoş gelmiş. eli belki boş gelmiş, ama bence beyni dolu gelmiş. gelişleriyle beraber "kendi kendine konuşmak" çağımızın hastalığı olsun mu? yok, o kadarını ben diyemem. en azından kelimelere dökemem, ama içimden diyebilirim. halüsinasyon olmayan, kulaklarımıza fısıldamayan, gerçekliğine tüm varlığımızla inanmadığımız kelimelerimiz olacaksa isterim ama, o zaman söz! patolojik olduysanız sizi sağdan alalım, üzgünüm elendiniz. diğerleri yola devam.

en büyük yatırımı kendinize, kendinizi severek yapmanız dileğiyle...
devamını gör...

aşık olmak

ya da olamamak.
ya da olmaktan korkmak.
ya da var olmak.
ya da hiç olmak.
...
peki neden mesele bu? kim yazdı bu oyunu allasen?

t: bir tür senaryodur.
konu: heyecan ve gerilim
perde: 4 (tanış, anlaş, tartış ve kapanış)
devamını gör...

mıknatıslı kitap ayracı

darth vader'lı olanına sahip olduğum eşyadır. kitap ayracı olarak kullanmaya alternatif olarak not kağıdı sabitleme amacıyla metal bir bölgeye yerleştirerek kullanılabilir; buzdolabına alışveriş listesi sabitlemek için mesela. daha işlevsel olacaktır.
devamını gör...

hayatınızın mottosu olan sözler

acı geçer, keder de geçer, dert de...
iz bırakmasına izin verme; iz geçmez.
devamını gör...

sirma

pek sevilesi, konuşulası yazardır. konuşmasanız da okuyun efendim. yerde bir kağıt parçası bulmuşsunuz da üstünde karalanmış yazılar var gibi okuyun. denk gelmiş ama çok aramışsınız gibi okuyun. okuduktan sonra da etkileşirseniz tadından yenmez olur.

ayrıca bugün doğum günüdür. şımartmadan usulca kutlamış olayım :) ya da neyse... şımarsın varsın. iyi kiiiiiii doğmuş*.
devamını gör...

yağmura en çok yakışan şey

ah romantikler sizi... romantizm isteyenler için "gözyaşı" diyebilirdim ama demeyeceğim.

t: şemsiyedir.
yüzüme değen yağmur damlaları ile yıldızım hiç barışmaz. gökyüzü ağlıyor, bende ağlıyorum.
devamını gör...

yoga

hem fiziksel hemde ruhsal bir çalışmadır. meditasyon, nefes egzersizleri, esneme, güçlenme gibi fiziksel aktivitelerin asıl amacı zihinsel rahatlığa erişmektir. bir insanın kendine yönelik yapabileceği en iyi yatırımdır *, neden?

****
her şeyden önce sağlık. gün içerisinde yorduğumuz kasların gevşemesi ya da kullanmadığımız kasların çalışması amacıyla yapılır. işleyen demir pas tutmaz efendim. bugünkü ağrı ve yorgunluğumuza çözüm olabilmenin yanı sıra vücudumuzun erken yaşta çökmesine, dolayısıyla da ileride yaşanabilecek fiziksel ağrılara karşı bir önlemdir.

*****
saç telinizden parmak ucunuza kadar her bir dokunuzu tanımayı öğrenir, sınırlarınızı keşfedersiniz; daha da ötesini başarabilirseniz o sınırları genişletirsiniz. size kendimden örnek vereyim, dinleyin. mütemadiyen baş ağrısı yaşarım. bilirsiniz masaj yapılır, ilaçlar içilir, yazmalar düğümlenir ama hepsi geçicidir. var olan hastalığımı geçici çözümlerle iyileştirmeye çalışırken, asıl kaynağını hiç merak etmemişim. yoga size bunun için fırsat veriyor. kaslarınıza kulak vermeyi öğretiyor; siz en son ne zaman konuştunuz kendi bedeninizle? başımın ağrısına asıl sebep olan boynumdaki kasların gerilmesi olduğunu, ve bu gerilmeye de gün içindeki yoğun çalışmamın sebep olduğu farkettiğimde yeni bir bakış kazandım. bir iş yapıyorken boynumdaki kasları mümkün olduğunca serbest bırakmaya çalışıyorum ve inanın bu gerçekten işe yarıyor.

*****
yoga esnasında zihinsel bir dinginlik yaşanması beklenir. meditasyon amaçlı zihnimizi harekete geçirip zihnin içinde ne kadar çöp duygu varsa onlardan kurtulmak amaçlanır. zihninizi düzenlemeyi, neyi nasıl hissettiğinizi anlamanızı, neyin sizi gergin hale getirdiğini, zihninizde size yük olan düşünceleri.. vs anlamanıza yardımcı olur. ki bence bu çok önemli; çünkü gün içerisinde bilinçli/bilinçsiz birçok eylem içindeyken farkında olmadan bize ve çevremize zarar veren huzursuzluğu taşıyoruz zihnimizde. insanın kendini tanımasına, kendinde neyin çalışmadığına odaklanmasına yardımcıdır yoga.*

*****
yoga duruşları genelde sabittir. zorlamadan yaptığınız her hareket ile zihninizi yoklayın. kendinize süre tanıyın. ne var o sırada aklınızda? hayır, o hareket değil sizi zorlayan; bedeniniz yaşıyor, hissediyorsunuz. ölü ağırlığı olan başka bir engeliniz var, inançlarınız, endişeleriniz var. sabrınızı ve gücünüzü etkileyen şeyler var. birine olan öfke belki, ya da kendinize ait bir pişmanlık, peki ya cevap bekleyen mailler? size ağırlık olanı bulup neden bunu taşıdığınızı düşünmelisiniz. zihninizi boşaltmayı, yüklerinizi serbest bırakmayı denemelisiniz. zaman içinde bu çalışmanın stres ve öfke yönetiminize katkısı olacağına emin olabilirsiniz.

*****
yogaseverler bilirler, yeri hissetmek ve temas etmek oldukça önemlidir. sahi, en son ne zaman toprağa bastınız? belki de bizim babannelerimizin yaptıklarını biz modernize edip tekrar yaşıyor olabilir miyiz? ben derim çamurda oynamak, siz deyin yoga. toprağa basmak, yaşadığını hissetmek, dünyada var olduğumuzu farketmek için ayakkabıları çıkarıp yere uzanmak için bizlere sunulan güzel bir fırsattır. ha bir de, gökyüzüne bakmayı unutmayın : )
devamını gör...

çocukken kendinizi en havalı hissettiğiniz an

t: özgüvenin pekiştirildiği andır.

ilk defa 8 yaşında tek başıma yolculuk etmiştim. sanki fethe çıkmışım gibi öyle gururluydum. hem her şeyden korkuyor hemde hiçbir şeyden korkmuyordum. ama ne hissedersem hissedeyim tek düşünebildiğim şey: "ben tek başıma yolculuk ediyordum."

büyüyünce insan öğreniyor tek başına yolculuk yapmanın havalı olmadığını, hatta eksik olduğunu. ama yine de cedric'in dediği gibi: "8 yaşındaysanız hayat gerçekten çok güzel".
devamını gör...

pudra şekeri

tatlı ve kurabiye yapımında olmazsa olmaz malzemedir. hamura kıvam vermesi, milföy ve yufka gibi hamurları şekerli tat vermesi, çok şekerli tatlıların ise şeker miktarını azaltarak her damağa hitap edebilmesi sebebiyle mutfağımızın gözdesidir. lakin marketlerde gereksiz fahiş fiyatlara minnacık paketlerde satılıyor olması beni rahatsız ettiğinden dolayı size şimdi evde kendinizin yapabileceği pudra şeker tarifi veriyorum. favlarınız hazırsa başlıyorum:*

malzemeler:
1 su bardağı şeker
1 yemek kaşığı mısır nişastası

nişasta size garip gelmiş olabilir. şekerin daha kolay robotta öğütülmesini sağlar ve pudra şekeri kıvamını almasına yardımcı olur.

şekeri mutfak robotuna alıp birkaç defa geçirin. öğütüldüğünü gördüğünüzde nişastayı da ekleyerek çekmeye devam edin. birkaç defa bu şekilde çektiğiniz karışım pudra şekeri gibi toz toz göründüğünde işleminiz tamamlanmış demektir. biraz aroma versin derseniz vanilya da ekleyebilirsiniz, mis gibi kokuyor.
devamını gör...

sonradan kaybedilen samimiyet

muhtemelen hiç olmamış olan samimiyettir. belki de ilişkilerde ideal insan portresi oluşturmaya çalışırken cebindeki kartları doğru oynayan, zamanla da artık oynamak istemeyen insandır. ya da gerçekten kaybetmiştir.

kaybedenlere benden bir sır: en son nerede ve kime kullandıysanız orada düşürmüş olmalısınız, iyice bakın oralara.
devamını gör...

passat süren kız çekiciliği

passat'tandır o, yoksa duramazsın*.

t: kızın ilgi çekiyor olmasının sebebinin passat kullanması olduğunu ifade eden başlık.
devamını gör...

her konuda fikri olan insan

insan dediğimiz düşünen bir varlık olduğu için olağan bir durumdur.

"bence" diye başlayan cümlelerimizdir bizi fikir sahibi yapan. olumlu yada olumsuz, açık sözlü yada çekimser, saldırgan yada empatik... fikre sahip insana yapılan tanımlamalar değişir de, bu başlık değişmez. fikri olmayan insan mı olur yahu?

fikir sahibi olmayı bir şarta bağlamamak gerekli. muhakkak ki o ya da bu farketmeksizin fikir üretmek yaradılışımızda vardır. her fikir herkese uymayabilir; bir fikre katılmamak ise herkesin kendi hür iradesidir, saygı duyulur. bu da benim fikrimdir*.
devamını gör...

ağlayan bebeğin toplu taşımada verdiği rahatsızlık

ağlayan bebeğin toplu taşımada "ebeveynine" verdiği rahatsızlıktır. çünkü bebek ağladığında çevresindeki insanların bakışları o ebeveyni deler geçer, ne yapacağını bilemez halde bebeği sakinleştirmeye çalışır, uğraştıkça bebek daha çok ağlar, bebek ağladıkça insanlar homurdanmaya başlar, sesleri duydukça ebeveyni daha fazla telaş ederek yaşadığı rahatsızlık daha da artar. bu bir kısır döngüdür, maalesef.

bebektir bu, ihtiyacını başka türlü ifade edemez. biz ise onun tek yapabildiğini yargılarız, sanki biz hiç ağlamamışız gibi.

ah ablası, ah abisi... daha konuşmayı öğrenecek bu bebek; harflerden kelime, kelimelerde cümle dizecek. homurdanmamayı öğrenecek daha ablası abisi.
devamını gör...

evlenilecek kadın değil eğlenilecek kadın diyen erkek

görüyorum ve artırıyorum: eğleneceği kadına evlenelim diyen erkek*. sarhoştur, hatırlamıyordur.
devamını gör...

lady d'arbanville

cat stevens'in albümünde dinlediğimiz, hüznü hissettiren ve bence en sevilen şarkısıdır. bu kadar çok dokunan bir başka şarkı mı? henüz tanışmadım.

cat stevens'in, sevgilisi patti d’arbanville’in ölümü üzerine yazdığı bilinmekte, öyle anlatılır. işten eve döndüğü bir akşam yatakta uzanmış olan sevgilisinin yanına gidip saçlarını okşayarak konuşmaya başlayan ama cevap alamayan stevens'in yaşadığı inkarı, acıyı ve hüznünü dizelerinden iliklerinize kadar hissediyor olacaksınız.

şarkı için:

sözleri için:

my lady d’arbanville, why do you sleep so still?
kadınım d’arbanville, neden bu kadar hareketsiz uyuyorsun?

ı’ll wake you tomorrow
seni yarın uyandıracağım

and you’ll be my fill, yes, you will be my fill
ve sen benim eşim olacaksın, evet, eşim olacaksın

my lady d’arbanville, why does it grieve me so?
kadınım d’arbanville, neden beni böylesine kederlendiriyor?

but your heart seems so silent
ama kalbin çok sakin görünüyor

why do you breathe so low, why do you breathe so low?
neden böylesine yavaş nefes alıyorsun, neden böylesine yavaş nefes alıyorsun?

my lady d’arbanville, why do you sleep so still?
kadınım d’arbanville, neden bu kadar hareketsiz uyuyorsun?

ı’ll wake you tomorrow
seni yarın uyandıracağım

and you’ll be my fill, yes, you will be my fill
ve sen benim eşim olacaksın, evet, eşim olacaksın

my lady d’arbanville, you look so cold tonight
kadınım d’arbanville, öyle soğuk görünüyorsun ki bu gece

your lips feel like winter
dudakların sanki kışı andırıyor

your skin has turned to white, your skin has turned to white
derin beyaza dönmüş, derin beyaza dönmüş

my lady d’arbanville, why do you sleep so still?
kadınım d’arbanville, neden bu kadar hareketsiz uyuyorsun?

ı’ll wake you tomorrow
seni yarın uyandıracağım

and you’ll be my fill, yes, you will be my fill
ve sen benim eşim olacaksın, evet, eşim olacaksın

la la la la la…

my lady d’arbanville, why do you grieve me so?
kadınım d’arbanville, neden beni böylesine kederlendiriyorsun?

but your heart seems so silent
(i: ama kalbin çok sakin görünüyor


why do you breathe so low, why do you breathe so low?
neden böylesine yavaş nefes alıyorsun, neden böylesine yavaş nefes alıyorsun?

ı loved you my lady, though in your grave you lie
seni sevdim kadınım, içinde yattığın mezara rağmen

ı’ll always be with you
daima seninle olacağım

this rose will never die, this rose will never die
bu gül hiç solmayacak, bu gül hiç solmayacak…

ne kadar gerçekçi bir tasvir olduğu konusunda dinleyenler hemfikirdir. ama asıl ilginç olan, bu kadar gerçekçi bir anlatımın aslında bir fiziksel değil ruhsal bir yaşanmışlığa dayanmış olmasıdır. yani hikayemizin baş karakteri olan oyuncu patti d’arbanville aslında ölmemiştir; cat stevens yaşadığı ruhsal acıyı ne kadar derinden hissediyorsa o kadar gerçek yaşamış ve bize de bunu yaşatmıştır. şarkıyı dinleyenlerin tepkileri benim yazının başında verdiğim tepki gibi "ah, vah, tüh.." olunca ve türlü efsaneler dolanmaya başlayınca patti d’arbanville bir röportaj vermek durumunda kalmıştır:


"cat stevens’ın değişken ruh halinin üstüne bir de patti’nin oyunculuğu için sürekli gezmeleri eklenince bu ilişkinin uzun olamayacağı anlaşılır. londra’da olduğu sürece cat’in yanında kalan patti, kendini sürekli new york’ta veya paris’te bulur. 1 yılın üzerinde geçirdikleri bir ilişkinin sonunda patti d’arbanville, kendisi hakkında yazılmış bu şarkıyı radyoda dinler. ilişkilerinin böylece bittiğini anlamış olur. verdiği bir röportajda şarkıyla alakalı şunları söylemiştir:

"steven, o şarkıyı new york’a gittiğim bir zamanda yazmıştı. sadece bir aylığına gitmiştim. bu dünyanın sonu değildi, değil mi? fakat o gitti, “lady d’arbanville, neden böyle sakin uyuyorsun” diye bir şarkı yazdı. şarkı benim ölümümle alakalı. yani onun için new york’ta olmam tabutta yatmamla aynı şeydi. bu şarkıyı yazdı, çünkü beni özlemişti, üzülüyordu. bu gerçekten üzücü bir şarkı… şarkıyı duyduğumda ağladım, ilişkinin bittiğini biliyordum çünkü."

sevdiğini kaybetmek mi? hiçbir formu kolay değil, bilemiyorum.. her şeye rağmen hala dünyanın en iyi şarkılarından biri benim için lady d’arbanville.
devamını gör...

hanımeli

hanımeli çiçeği (latince adı lonicera periclymenum), caprifoliaceae familyasına ait sarmaşıkgillerden bir bitkidir. genellikle sarı ve beyaz renkte karşımıza çıkan ama pembesi de ayrı bir alımlı olan adı gibi zarif ve hoş kokulu bir çiçektir. çiçeğin yaprakları, zarif hanımların ince parmaklarına benzetildiğinden dolayı böyle bir isimle anılmaktadır.

zarif olmasının yanı sıra önce nazlı sonra arsız bir bitkidir. diktiğinizde hemen size çiçek vermeyecektir, köklenmek isteyecektir. toprağa usulca tutunup yeşermeye başladığında size olan tüm nazı geçmiş olacak, sabırla bekleyin.

yoldan geçeni kendine çeken, "dur bir kokusuna bakayım, oh mis" dedirten çiçeğimizin düzenli budaması yapılmadığı takdirde, türünün hakkını vererek bütün bahçeye yayılmaya başlayacaktır; sonra bir bakmışsınız her yer çiçek. şikayetçi miyiz? asla. ama yine de kulağımıza küpe olsun.

her çiçeğin anlamı gibi hanımeli çiçeğinin de anlamı hoştur. toprak ayırt etmeden tutunabilen, soğuk sıcak demeden büyüyebilen, sadece suyunu eksik etmemeniz şartıyla bütün güzelliğini ayaklarınızın altına seren çiçeğimiz bağlılık anlamı taşımaktadır. bu sebeple birçok evlilik teklifi hanımeli çiçekleri ile donatılmış ortamlarda yapılmaktadır. sevdiğinizin zarif ellerinden tutarak dillendireceğiniz bağlılık yemini için sanırım fena bir alternatif sayılmaz.
devamını gör...

beden eğitimi dersi

okul müfredatında olmasını desteklediğim sosyal ve entellektüel oluşumlardan biridir. beden, resim ve müzik gibi sosyal etkinliklere ev sahipliği yapan 1 saatlik derslerin diğer derslerdeki odaklanma ve başarıyı da olumlu etkilediğini biliyoruz.

eğitim sistemimizin kalitesi elbet tartışılır. ama konumuz bu değil. özel dersler, sınavlar ve dershaneler arasında sıkışıp kalan çocuklar için bu ders bir süreliğine kendine ve ihtiyaçlarına odaklanmasını sağlayacak araç niteliğindedir. sosyalleşme sağlayan, ders başarısından farklı bir alanda yaşama sevincini artıran bu etkinlikler motivasyonu da artırarak tekrar yola güçlü bir şekilde devam edebilecekleri enerjiyi sağlayacaktır. topa olan gücü ile vuran çocuğu durdurmayın, resim defterini anlamsızca karalayan çocuğa kızmayın, flütle desibelin sınırını zorlayan çocuğu engellemeyin. bunlar da bir nevi stresi ve gerginliği uzaklaştırma çabasıdır.

"benim çocuğum sosyal etkinlik sevmiyor, zaman kaybı olarak görüyor" diyen insanları samimi görmediğimi belirtmeliyim. adı üstünde, o bir çocuk. siz neyi öğretmiş iseniz o çocuk o olur. nefes almayı öğretmeliyiz. zihni sürekli çalışır halde tutmaya çalışırsanız dinlenme fırsatı olmayacaktır. verimli çalışma bu değildir. zihnin dinlenmesi de gerekir. nasıl olduğu önemli değil, herkes kendi yolunu yaratır. doğru yanlış diye nitelendirmemek gerek. ben kitap okurum, sen müzik dinlersin, diğeri halı saha maçına gider... bunlara engel olan ya da vakit kaybı gören aileler, çocuğun içinde ne duygular barındırdığını, hangi fırtınalara ev sahipliği yaptığını eminim bilmiyordur. çalışmadığı zaman suçluluk duygusu hissedebileceğini, eksik hissedebileceğini, kendine değer verme kavramının altını doldurmayacağını bilin değerli veliler. telkinlerimiz ne yönde?

sosyalleşmenin en çok kıymetini biz biliriz halbuki. burada yazmak da buna dahil midir? bir düşünelim.

yapılan etkinlik ne olursa olsun, ama ders dışı olsun. beden eğitimi benim bu konuda en çok desteklediğim derstir. fiziksel yansımalar ruhsal boşalımı destekler. parka gitmeyen çocuklar kıpır kıpır, molaya çıkamayan çalışan huzursuz, kahvesini içermeyen patron keyifsiz olur, bilirsiniz. çocuk dünyasının hengamesi içinde bırakın bir fincan kahve içme lüksü olsun. kahve sevmiyorsa çay içsin, onu da mı sevmedi? ne içmek istediğine kendi karar versin. kendi karışımları belki en lezzetlisi olacak. lezzeti olmasa bile seçme şansı onun olsun, sizin değil. çocuğunuzun zaten elinden alınmış olan gençliğine bir tekme de siz atmayın.

beden eğitimi dersi candır. en sevdiğimdir. her çocuğun en sevdiğidir. içimizdeki minik canavarın ihtiyacını karşılayabileceği en etkili derstir. salın efendim çocuklarınızı...
devamını gör...

yazılı olmayan ilişki kuralları

ilk hitapta "siz" demek. çünkü bu listenin başını saygı çekmelidir. "sana siz diyebilir miyim" demek de bu kural dahilindedir*. çünkü son hitapta her şey rağmen "siz" diye bitirebilmek erdemdir.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim