1.
kızıl seri kitabının ana karakteri olan kızıl ırk lideri. asıl ismi darrow; oyulup altın hale getirildikten ve aktınların arasına sızmadan önce yeni bir soyadı verdiler ve isminin yanına andromedus’u eklediler.
kendisi mars’ın yer altındaki helyum 3 madenlerinde dünyaya geldi.büyüdüğünde de madenlerde cehennemdalgıcı oldu. babası, o daha küçükken sırf yasaklı olan dansı ettiği için altınlar tarafında idam edildi. darrow ilk kaybını daha o yaşta , gözlerinin önünde babasının öldürülmesiyle yaşadı. ikinci kaybı ise çok sevdiği karısının idamı oldu; onun da suçu ‘yasak olan’ şarkıyı söylemesiydi. karısının ölümünden sonra kendisi de ölmek istedi ama ares’in oğulları tarafından kurtarıldı. sonra kendilerine anlatılan mars’ın çok başka bir yer olduğunu gördü. altınlar onlara öncü olduklarını ve yeterli helyum 3 çıkardıklarında dünyadaki diğer halkların mars’a yerleşeceklerini ve kendilerin de onlara katılacağı yalanını söylüyorlardı. darrow bir baktı ki mars günlük gülistanlık. insanlar mis gibi mars’ta cirit atıyorlar. vadiler var, göller var, müthiş bir yerleşim var… sonra düşünebileceği tek şeyi düşündü:kandırıldık*
sonraki aşamada ise altına dönüşmesi gerekiyordu. mickey adlı usta oymacıyla anlaştılar .altına dönüşmek de öyle kolay bir süreç olmadı. aylar süren acı verici süreçten sonra altın olabildi. ikinci aşama olarak altınlara kaynaması gerekiyordu. enstitü’ye girebilmesi için ona sahte bir kimlik yarattılar. ismini de değiştireceklerdi ama o ‘zaten her şeyim değişti, her şeyimi kaybettim, ismimi asla değiştirmem’ diye diretince darrow kaldı ama yanına au andromedus eklendi.
enstitüye giriş sınavını birincilikle kazandı. enstitü dediğimiz de öyle sıralarda eğitim görülen yer değil. bildiğimiz orta çağ savaşı hakim içerde. bu bölümü çok uzatmayacağım. kısacası entitüden de birinci olarak ayrıldı. artık kendini kanıtlamıştı; altınlar arasında yüksek bir mevkiye gelebilirdi ve geldi de.
zor olan kısmı şuydu: altınlardan nefret ediyordu ve altın toplumunu yok etmek istiyordu. ama altınları sevenileceği ve onlardan dost edinebileceğini hesaba katmamıştı. dostlarıyla bağı kuvvetlendikçe, onlara söylediği yalanın altında ezilmeye başladı. onlar ona güveniyordu ama o ,onları yıkmak istiyordu.
enstitüde kendisine ‘azrail’ lakabı takılmıştı. seçtiğin mahlas kaderindir misali , ona verilen bu lakabı savaşları esnasında fayda sağladı. ona cesareti veren azrail lakabıydı ; ama içinde hala darrow vardı ve korkuyordu. sevdiklerini kaybetmekten, incinmekten, incitmekten korkuyordu.
ifşa olduğu zaman ise korktuğu başına geldi. kurtarılana kadar o küçücük kutuda düşünmeye bolca zamanı oldu. kimi zaman kibrine yenik düştüğünü farketti. ilk defa yenilebileceğini ve yenildiği zaman neleri kaybedebileceğini farketti. korktu, o korku da onu olgunlaştırdı. artık adımlarını daha sağlam atmaya ve dövüşmekten çok bazı şeylerin diplomasiyle çözülebileceğinin farkına vardı.
serinin şu ana kadar geldiğim kitabında, darrow isyan dalgası başlattı. artık isyan sadece kendilerinin değil, dalga dalga tüm renklerin oldu.
kendisi mars’ın yer altındaki helyum 3 madenlerinde dünyaya geldi.büyüdüğünde de madenlerde cehennemdalgıcı oldu. babası, o daha küçükken sırf yasaklı olan dansı ettiği için altınlar tarafında idam edildi. darrow ilk kaybını daha o yaşta , gözlerinin önünde babasının öldürülmesiyle yaşadı. ikinci kaybı ise çok sevdiği karısının idamı oldu; onun da suçu ‘yasak olan’ şarkıyı söylemesiydi. karısının ölümünden sonra kendisi de ölmek istedi ama ares’in oğulları tarafından kurtarıldı. sonra kendilerine anlatılan mars’ın çok başka bir yer olduğunu gördü. altınlar onlara öncü olduklarını ve yeterli helyum 3 çıkardıklarında dünyadaki diğer halkların mars’a yerleşeceklerini ve kendilerin de onlara katılacağı yalanını söylüyorlardı. darrow bir baktı ki mars günlük gülistanlık. insanlar mis gibi mars’ta cirit atıyorlar. vadiler var, göller var, müthiş bir yerleşim var… sonra düşünebileceği tek şeyi düşündü:kandırıldık*
sonraki aşamada ise altına dönüşmesi gerekiyordu. mickey adlı usta oymacıyla anlaştılar .altına dönüşmek de öyle kolay bir süreç olmadı. aylar süren acı verici süreçten sonra altın olabildi. ikinci aşama olarak altınlara kaynaması gerekiyordu. enstitü’ye girebilmesi için ona sahte bir kimlik yarattılar. ismini de değiştireceklerdi ama o ‘zaten her şeyim değişti, her şeyimi kaybettim, ismimi asla değiştirmem’ diye diretince darrow kaldı ama yanına au andromedus eklendi.
enstitüye giriş sınavını birincilikle kazandı. enstitü dediğimiz de öyle sıralarda eğitim görülen yer değil. bildiğimiz orta çağ savaşı hakim içerde. bu bölümü çok uzatmayacağım. kısacası entitüden de birinci olarak ayrıldı. artık kendini kanıtlamıştı; altınlar arasında yüksek bir mevkiye gelebilirdi ve geldi de.
zor olan kısmı şuydu: altınlardan nefret ediyordu ve altın toplumunu yok etmek istiyordu. ama altınları sevenileceği ve onlardan dost edinebileceğini hesaba katmamıştı. dostlarıyla bağı kuvvetlendikçe, onlara söylediği yalanın altında ezilmeye başladı. onlar ona güveniyordu ama o ,onları yıkmak istiyordu.
enstitüde kendisine ‘azrail’ lakabı takılmıştı. seçtiğin mahlas kaderindir misali , ona verilen bu lakabı savaşları esnasında fayda sağladı. ona cesareti veren azrail lakabıydı ; ama içinde hala darrow vardı ve korkuyordu. sevdiklerini kaybetmekten, incinmekten, incitmekten korkuyordu.
ifşa olduğu zaman ise korktuğu başına geldi. kurtarılana kadar o küçücük kutuda düşünmeye bolca zamanı oldu. kimi zaman kibrine yenik düştüğünü farketti. ilk defa yenilebileceğini ve yenildiği zaman neleri kaybedebileceğini farketti. korktu, o korku da onu olgunlaştırdı. artık adımlarını daha sağlam atmaya ve dövüşmekten çok bazı şeylerin diplomasiyle çözülebileceğinin farkına vardı.
serinin şu ana kadar geldiğim kitabında, darrow isyan dalgası başlattı. artık isyan sadece kendilerinin değil, dalga dalga tüm renklerin oldu.
devamını gör...