1.
size filozof davud'un hikayesini anlatmış mıydım?...
ilkay alpgiray gibi giriş yapayım dedim. ilkay alpgiray seven kız yazarlar dmmm...
arkadaşlar birçoğunuz filozof sokrates, aristoteles'i falan tanıyor.
peki, yunanistan'da yaklaşık 2880 yıllık
ve 2690 yıllık bu kemiklerin sahiplerini tanıyor musunuz?
bunlardan biri, yaklaşık 4-5 sene önce keşfedilen "yeni" filozof, daha doğrusu antik yunan davud'un kemikleri!
şöyle ki;
sadece 4-5 yıl önce yunanistan'da insan kemikleri bulundu ki aşağıda resmini görüyorsunuz;

bu kemik, yunanistan'ın başkenti atina'da bulundu.
bu kemikler, atina'da bir araştırma sonucu, çok derin topraktan yapılmış, kuyumsu bir şeyin içinde bulundu. ki kemikler 4-5 yıl öncesinde bulundu.
kemikler üzerinde yapılan araştırmalar, kemiklerin kime ait olduğunu tespit etti.
kemikler ve yanında bulunan elyazmaları/kitabeler, kemiklerin "davud" veya bir diğer adıyla "david" isimli bir kişiye ait olduğunu tespit etti. davud/david, m.ö. 766 doğumlu bir filozof, bir diğer mesleğiyle bir şairmiş!

ki kemiğin bir diğer resmi:

davud'un kemikleri üzerinde yapılan analizler, davud'un öldüğünde 101 yaşında olduğunu ortaya koyuyor!
yunanca el yazmaları incelendiğinde, el yazmalarında söylendiğine göre, davud tam 2.08 boyunda, çok güzel yüzlü biriymiş.
davud, siyah saçlı, ki saçları çok uzun değil, normal olan, siyah sakallı, beyaz tenli, kahverengi gözlü biriymiş.
elyazmalarında davud'un sert mizaçlı ama yumuşak bir insan olduğu geçiyor.
tam ismi ise, davud iskender, yani david alexander.
aynı şekilde notlarda, davud'un babasının da adının iskender, yani alexander olduğu, annesinin onu terk etmesinden dolayı kendisine babasının baktığı geçiyor.

davud, güzel sözlü bir adamdı ve gençliğinde güzel konuşmalarıyla dikkat çekerdi. atina'da doğdu ve ona "atina'nın meleği" deniyordu. bu yüzden de şair, ardından filozof oldu.

davud'un annesinin adı helen'di. ve babasıyla annesi arasında 7 yaş vardı. biyografisinde şöyle anlatılıyor,
o sırada alexander 97, helen 90 yaşındaydı bu çift birbirine aşık olsa da alexander, helen'i, onu terk ettiği için öldürmüş. helen'i öldürdükten sonra alexander'in kendisi de intihar eder.

aynı şekilde davud'un karısının adı da helen olup, helen, davud'dan 1 yaş büyüktü. yani davud 101, helen 102 yaşında hayata veda eder.

bu çiftin sonu ise şöyle anlatılıyor,
davud çok kötü bir hastalığa yakalanıyor ki bu hastalığın ne olduğu belli değil.
bir gün, davud çok yaşlı ve yatalak bir adamken, helen'den su ister.
fakat helen, davud'u zehirleyerek öldürmek ister. fakat bunu öğrenen davud, daha hızlı davranarak helen'in yaşamına son verir.

o dönem atina kralı olan sentomone i, davud'u idama mahkum eder.
davud kendisini, karısının onu zehirlemek istediğini söyleyerek savunur.
ama nafile, kimse ona inanmaz. ve davud, daha sonra idam edilir..
idam edilirken çok sakin olan davud'a bakan halk şaşırır ve "neden susuyorsun?" diye sorar... davud'un son söze, "sizi affettiğim sustuğumu sanmayın" der. ve m.ö. 665'te idam edilir.

pekii, ya davud'un yanındaki insan kemiği kim?
davud'un oğlu ki, bu davud'un bulunmasından 3-4 gün sonra bulundu.
bu kemik de 2690 yıllık.
kitabelerde anlatılana göre davud, helen'i ölmeden önce takip eder, helen bir bebeği bırakıp gider. bu bebeğin de adı "jacop" yani "yakub" olur.

yakub güzel yüzlü ve akıllı bir çocuktu ve babası gibi çok güzel sözlüydü.
yakub sarışındı ve sakallıydı. ama saçı da sakalı da uzun değildi. mavi gözleri ve beyaz teni, dönemin kızları tarafından çok sevilirdi.
stoacı bir monoteist olan yakub, o dönem 50-100 kişiden oluşan böyle bir grubun arasındaydı.
yakub'u üvey babası olan bir çoban büyütür ki bu çobanın ismi aristo'ydu. fakat bu aristo, aristoteles değil. aristo, 97 yaşındayken yakub'u alıp büyütür.

yakub 22 yaşına geldinde, aristo 119 yaşındaydı.
kayıtlara göre, bu zaman, aristo ölmedem önce her şeyi yakub'a anlatır. babasının idamı dahil ve sonra ölür.
yakub, sentomone'nin emriyle babasının öldüğünü öğrendikten sonra çok sinirlenir ve 100 kişilik orduyla sentomone i ve askerlerine saldırır.
sentomone'nin kalbine kesici bir alet saplayarak onu öldürür.

evet yakub, kayıtlarda geçen atina kralı jacob i'un ta kendisidir...
yakub "jacop i" adıyla atina'nın dördünü kralı olmuştur.
efsaneye göre 263 yaşında onun gibi stoacı bir kızla evlenir ve kızın adı "elena"dır. ve kızsa sadece 32 yaşındadır.

yakub 264 yaşındayken oğlu dünyaya gelir. babası gibi stoacı olan oğluna yakub, üvey babasının adı olan "aristo" adını koyar.
yakub öldüğünde aristo 1, karısı 33 yaşındaydı.
karısı tek bir kraliçe olduğundan dönemin gelenekselcileri tarafından 33 yaşındayken öldürülür.

aristo i, 40 yaşındayken yani m.ö. 361'de annesinin intikamı için atina'ya saldırır ve gelenekselcilerle savaşır.
fakat anlatıya göre, savaş sırasında aristo'nin kalbine kesici bir alet saplanarak, kendisinin kulağına "sentomone" diye fısıldanır.. ve böylece sentomone'nin intikamı yakub'un oğlu aristo'dan alınır...

not: kandırdım za. burda anlatılan hikaye ve karakterlerin hepsi şahsım tarafından 12-13 yaşlarındayken uydurulmuştur. size de anlatıp kandırayım istedim. yediniz mi oğlum doğru söyleyin.
internette gördüğünüz her şeye inanmayın...
ilkay alpgiray gibi giriş yapayım dedim. ilkay alpgiray seven kız yazarlar dmmm...
arkadaşlar birçoğunuz filozof sokrates, aristoteles'i falan tanıyor.
peki, yunanistan'da yaklaşık 2880 yıllık
ve 2690 yıllık bu kemiklerin sahiplerini tanıyor musunuz?
bunlardan biri, yaklaşık 4-5 sene önce keşfedilen "yeni" filozof, daha doğrusu antik yunan davud'un kemikleri!
şöyle ki;
sadece 4-5 yıl önce yunanistan'da insan kemikleri bulundu ki aşağıda resmini görüyorsunuz;

bu kemik, yunanistan'ın başkenti atina'da bulundu.
bu kemikler, atina'da bir araştırma sonucu, çok derin topraktan yapılmış, kuyumsu bir şeyin içinde bulundu. ki kemikler 4-5 yıl öncesinde bulundu.
kemikler üzerinde yapılan araştırmalar, kemiklerin kime ait olduğunu tespit etti.
kemikler ve yanında bulunan elyazmaları/kitabeler, kemiklerin "davud" veya bir diğer adıyla "david" isimli bir kişiye ait olduğunu tespit etti. davud/david, m.ö. 766 doğumlu bir filozof, bir diğer mesleğiyle bir şairmiş!

ki kemiğin bir diğer resmi:

davud'un kemikleri üzerinde yapılan analizler, davud'un öldüğünde 101 yaşında olduğunu ortaya koyuyor!
yunanca el yazmaları incelendiğinde, el yazmalarında söylendiğine göre, davud tam 2.08 boyunda, çok güzel yüzlü biriymiş.
davud, siyah saçlı, ki saçları çok uzun değil, normal olan, siyah sakallı, beyaz tenli, kahverengi gözlü biriymiş.
elyazmalarında davud'un sert mizaçlı ama yumuşak bir insan olduğu geçiyor.
tam ismi ise, davud iskender, yani david alexander.
aynı şekilde notlarda, davud'un babasının da adının iskender, yani alexander olduğu, annesinin onu terk etmesinden dolayı kendisine babasının baktığı geçiyor.

davud, güzel sözlü bir adamdı ve gençliğinde güzel konuşmalarıyla dikkat çekerdi. atina'da doğdu ve ona "atina'nın meleği" deniyordu. bu yüzden de şair, ardından filozof oldu.

davud'un annesinin adı helen'di. ve babasıyla annesi arasında 7 yaş vardı. biyografisinde şöyle anlatılıyor,
o sırada alexander 97, helen 90 yaşındaydı bu çift birbirine aşık olsa da alexander, helen'i, onu terk ettiği için öldürmüş. helen'i öldürdükten sonra alexander'in kendisi de intihar eder.

aynı şekilde davud'un karısının adı da helen olup, helen, davud'dan 1 yaş büyüktü. yani davud 101, helen 102 yaşında hayata veda eder.

bu çiftin sonu ise şöyle anlatılıyor,
davud çok kötü bir hastalığa yakalanıyor ki bu hastalığın ne olduğu belli değil.
bir gün, davud çok yaşlı ve yatalak bir adamken, helen'den su ister.
fakat helen, davud'u zehirleyerek öldürmek ister. fakat bunu öğrenen davud, daha hızlı davranarak helen'in yaşamına son verir.

o dönem atina kralı olan sentomone i, davud'u idama mahkum eder.
davud kendisini, karısının onu zehirlemek istediğini söyleyerek savunur.
ama nafile, kimse ona inanmaz. ve davud, daha sonra idam edilir..
idam edilirken çok sakin olan davud'a bakan halk şaşırır ve "neden susuyorsun?" diye sorar... davud'un son söze, "sizi affettiğim sustuğumu sanmayın" der. ve m.ö. 665'te idam edilir.

pekii, ya davud'un yanındaki insan kemiği kim?
davud'un oğlu ki, bu davud'un bulunmasından 3-4 gün sonra bulundu.
bu kemik de 2690 yıllık.
kitabelerde anlatılana göre davud, helen'i ölmeden önce takip eder, helen bir bebeği bırakıp gider. bu bebeğin de adı "jacop" yani "yakub" olur.

yakub güzel yüzlü ve akıllı bir çocuktu ve babası gibi çok güzel sözlüydü.
yakub sarışındı ve sakallıydı. ama saçı da sakalı da uzun değildi. mavi gözleri ve beyaz teni, dönemin kızları tarafından çok sevilirdi.
stoacı bir monoteist olan yakub, o dönem 50-100 kişiden oluşan böyle bir grubun arasındaydı.
yakub'u üvey babası olan bir çoban büyütür ki bu çobanın ismi aristo'ydu. fakat bu aristo, aristoteles değil. aristo, 97 yaşındayken yakub'u alıp büyütür.

yakub 22 yaşına geldinde, aristo 119 yaşındaydı.
kayıtlara göre, bu zaman, aristo ölmedem önce her şeyi yakub'a anlatır. babasının idamı dahil ve sonra ölür.
yakub, sentomone'nin emriyle babasının öldüğünü öğrendikten sonra çok sinirlenir ve 100 kişilik orduyla sentomone i ve askerlerine saldırır.
sentomone'nin kalbine kesici bir alet saplayarak onu öldürür.

evet yakub, kayıtlarda geçen atina kralı jacob i'un ta kendisidir...
yakub "jacop i" adıyla atina'nın dördünü kralı olmuştur.
efsaneye göre 263 yaşında onun gibi stoacı bir kızla evlenir ve kızın adı "elena"dır. ve kızsa sadece 32 yaşındadır.

yakub 264 yaşındayken oğlu dünyaya gelir. babası gibi stoacı olan oğluna yakub, üvey babasının adı olan "aristo" adını koyar.
yakub öldüğünde aristo 1, karısı 33 yaşındaydı.
karısı tek bir kraliçe olduğundan dönemin gelenekselcileri tarafından 33 yaşındayken öldürülür.

aristo i, 40 yaşındayken yani m.ö. 361'de annesinin intikamı için atina'ya saldırır ve gelenekselcilerle savaşır.
fakat anlatıya göre, savaş sırasında aristo'nin kalbine kesici bir alet saplanarak, kendisinin kulağına "sentomone" diye fısıldanır.. ve böylece sentomone'nin intikamı yakub'un oğlu aristo'dan alınır...

not: kandırdım za. burda anlatılan hikaye ve karakterlerin hepsi şahsım tarafından 12-13 yaşlarındayken uydurulmuştur. size de anlatıp kandırayım istedim. yediniz mi oğlum doğru söyleyin.
internette gördüğünüz her şeye inanmayın...
devamını gör...
2.
(bkz: hz. davut)
devamını gör...