1.
dikkatimi çeken bir şahsiyet olduğu için son zamanlarda araştırdığım iranlı dilbilimci, siyasi aktivist. pek farklı bir yaşamı olmuş monşizade'nin. kendisi 1914'te tahran'da doğdu. dedesi ve babası siyasi sebeplerden ötürü öldürülmüş. iran'da emir kebir lisesini bitirdikten sonra 1932 yılında devlet bursuyla fransa'ya gönderildi. avrupa'da bir askeri okula kaydolduğu da aktarılır. fransa'da pehlevi hanedanı'na karşı hareketleri tespit edilerek bursu kesilmesine rağmen 1937'de burgundy üniversitesinde edebiyat lisansı almıştır. monşizade, berlin üniversitesinde doktora yapmak için nazi almanyası'na taşındı ve bu üniversitede walther wüst* ile beraber çalıştı. akademik çalışmalarını genellikle iran, hindoloji ve islam üzerine yaptı. ikinci dünya savaşı sırasında çalışmaları aksadı fakat yine de 1945'te doktorasını tamamladı.
avrupa'da kaldığı süre boyunca nazi faaliyetlerini çok yakından takip etti hatta hitler gençliği'nin bir üyesiydi. önce sa (sturmabteilungen)'e katıldı, sonra ss (schutzstaffel) birliklerine. 1942 senesinde gönüllü olarak alman ordusu'na katıldı ve özellikle sovyetlere karşı savaşılan doğu cephesi'ndeki savaşlarda rol oynadı. diller konusunda yetenekli olduğu için sovyet savaş esirleriyle kolay bir biçimde anlaşabildi ve bu özelliği cephede çok yararlı oldu. aynı zamanda, "das reich" ve "deutsche verlag" gibi nazi yayın organlarına yaptığı katkılarla tanınıyordu. ayrıca, berlin radyosu'nun farsça programlarında yer aldı. savaş sırasında ağır yaralandı* ve iki yıl boyunca tedavi görmek zorunda kaldı. doktorasını aksatmasının nedenleri bunlardı.
1951'e kadar dünyanın birçok üniversitesinde akademisyenlik yaptı ve münih'te bir profesörün kızıyla evlendi. 1951'de tahran'a taşındı ve sumka*'yı kurdu. isminden de anlayacağınız üzere bu nazizmi ve onun değerlerini benimsemiş bir partiydi. parti kısa sürede hükümet karşıtı ve komünizm karşıtı faaliyetleriyle ünlendi. monşizade'nin siyasi kariyeri de başlamış oldu. monşizade'nin idol aldığı iki ekol vardı. bunlardan biri adolf hitler'in nazizmi öbürü ise ispanyol filozof josé ortega y gasset'nin felsefesiydi*. zaten monşizade'nin hitler'i idol aldığı tavırlarından ve dış görünüşünden de çok kolay bir biçimde anlaşılacaktır.
sumka partisi'nin programı neredeyse nazi partisi'nin kopyasıydı. her şeyden önce paniranizmi benimsemişlerdi. parti; amerika, rusya ve ingiltere karşıtıydı, iran'ın tam bağımsızlığını savunuyordu. iran'a iranî olmayanların göçünü yasaklıyordu. ırkların karışmasına karşıydılar, aryanlar; aryanlarla kaynaşmalıydı. parlamento karşıtı bir hükümet biçimini savunuyorlardı. yahudilerin iş yapmalarını yasaklamak istiyorlardı. ulusal çıkarlara aykırı olarak işletilen fabrikaların kamulaştırılması gerektiği görüşündeydiler. “yahudi hainlerin” elinde acı çeken orta sınıfın canlanmasını arzuluyorlardı. çocuk işçiliğine karşılardı. ulusal olmayan sanat eserlerini ve akımlarını ahlaksız buluyorlardı. çok gariptir ama bu parti cıa tarafından komünist tudeh partisi'ni ve iran ulusal cephesi'ni baltalamak adına fonlandı. parti 1953 darbesi*'nden sonra kapandı. bu da sumka partisinin logosu:
partinin kapanmasından sonra monşizade, 1958'e kadar iran'da yaşadı, abd'de bir süre kaldıktan sonra isveç'e taşınarak 1989'a kadar orada yaşadı. 30 yıl boyunca zamanının büyük bir kısmını akademiye ayırdı. isceç'te bernfried schlerath ve oscar stig wikander gibi akademisyenlerle tanıştı. schlerath, onu oldukça neşeli ve hoş biri olarak görüyordu. isveç gibi tatsız yemekleri olan bir ülkeye göre çok iyi bir şefti. 1989'da isveç, uppsala'da öldü. mezarı oradadır. iran dili ve kültürüne çok katkıları olmuştur.
avrupa'da kaldığı süre boyunca nazi faaliyetlerini çok yakından takip etti hatta hitler gençliği'nin bir üyesiydi. önce sa (sturmabteilungen)'e katıldı, sonra ss (schutzstaffel) birliklerine. 1942 senesinde gönüllü olarak alman ordusu'na katıldı ve özellikle sovyetlere karşı savaşılan doğu cephesi'ndeki savaşlarda rol oynadı. diller konusunda yetenekli olduğu için sovyet savaş esirleriyle kolay bir biçimde anlaşabildi ve bu özelliği cephede çok yararlı oldu. aynı zamanda, "das reich" ve "deutsche verlag" gibi nazi yayın organlarına yaptığı katkılarla tanınıyordu. ayrıca, berlin radyosu'nun farsça programlarında yer aldı. savaş sırasında ağır yaralandı* ve iki yıl boyunca tedavi görmek zorunda kaldı. doktorasını aksatmasının nedenleri bunlardı.
1951'e kadar dünyanın birçok üniversitesinde akademisyenlik yaptı ve münih'te bir profesörün kızıyla evlendi. 1951'de tahran'a taşındı ve sumka*'yı kurdu. isminden de anlayacağınız üzere bu nazizmi ve onun değerlerini benimsemiş bir partiydi. parti kısa sürede hükümet karşıtı ve komünizm karşıtı faaliyetleriyle ünlendi. monşizade'nin siyasi kariyeri de başlamış oldu. monşizade'nin idol aldığı iki ekol vardı. bunlardan biri adolf hitler'in nazizmi öbürü ise ispanyol filozof josé ortega y gasset'nin felsefesiydi*. zaten monşizade'nin hitler'i idol aldığı tavırlarından ve dış görünüşünden de çok kolay bir biçimde anlaşılacaktır.
sumka partisi'nin programı neredeyse nazi partisi'nin kopyasıydı. her şeyden önce paniranizmi benimsemişlerdi. parti; amerika, rusya ve ingiltere karşıtıydı, iran'ın tam bağımsızlığını savunuyordu. iran'a iranî olmayanların göçünü yasaklıyordu. ırkların karışmasına karşıydılar, aryanlar; aryanlarla kaynaşmalıydı. parlamento karşıtı bir hükümet biçimini savunuyorlardı. yahudilerin iş yapmalarını yasaklamak istiyorlardı. ulusal çıkarlara aykırı olarak işletilen fabrikaların kamulaştırılması gerektiği görüşündeydiler. “yahudi hainlerin” elinde acı çeken orta sınıfın canlanmasını arzuluyorlardı. çocuk işçiliğine karşılardı. ulusal olmayan sanat eserlerini ve akımlarını ahlaksız buluyorlardı. çok gariptir ama bu parti cıa tarafından komünist tudeh partisi'ni ve iran ulusal cephesi'ni baltalamak adına fonlandı. parti 1953 darbesi*'nden sonra kapandı. bu da sumka partisinin logosu:
partinin kapanmasından sonra monşizade, 1958'e kadar iran'da yaşadı, abd'de bir süre kaldıktan sonra isveç'e taşınarak 1989'a kadar orada yaşadı. 30 yıl boyunca zamanının büyük bir kısmını akademiye ayırdı. isceç'te bernfried schlerath ve oscar stig wikander gibi akademisyenlerle tanıştı. schlerath, onu oldukça neşeli ve hoş biri olarak görüyordu. isveç gibi tatsız yemekleri olan bir ülkeye göre çok iyi bir şefti. 1989'da isveç, uppsala'da öldü. mezarı oradadır. iran dili ve kültürüne çok katkıları olmuştur.
devamını gör...