1.
erkekleri hamile olan tek canlı grubu.
devamını gör...
2.
denizatlarında dişiler değil erkekler yavrulamasına rağmen bu türde de erkekler dişilere kur yapıyor, ilginç. bunu düşünen tek ben değilmişim ki evrim ağacının sitesinde de bahsedilmiş.
hamile kalan tek canlı grubu değil bu arada başlığı açan arkadaşa ithafen, deniz ejderleri ve boru balıkları da varmış. bu 3 tür birbiriyle yakın akraba olduğundan ve sadece bu türlerde erkek doğumu görüldüğünden evrimi destekler nitelikteymiş.
hamile kalan tek canlı grubu değil bu arada başlığı açan arkadaşa ithafen, deniz ejderleri ve boru balıkları da varmış. bu 3 tür birbiriyle yakın akraba olduğundan ve sadece bu türlerde erkek doğumu görüldüğünden evrimi destekler nitelikteymiş.
devamını gör...
3.
denizatları, ışın yüzgeçli balıklar sınıfında bulunan hippocampus cinsi hayvanlara verilen genel bir addır. cinsin ismi ile beynimizdeki hipokampüs bölgesinin aynı adı taşıması tesadüf değildir; beyindeki bu bölgeye, denizatına benziyor olmasından ötürü bu isim verilmiştir. hipokampüs, yunancada “at”* ve “deniz canavarı”* anlamına gelen sözcüklerin bileşiminden türetilmiştir.
denizatları, tropikal ve yarı tropikal sularda genellikle 45° kuzey ve 45° güney enlemleri arasında yaşamaktadır.
denizatlarının boyları 16 milimetre ile 35 santimetre arasında değişmektedir. en küçük denizatları, bahamalar’da bulunur ve cüce denizatları olarak anılırlar.
denizatları vücudunun alt kısmında bulunan arka yüzgeçleri ve vücudunun üst kısmında solungaçlarının yanında bulunan göğüs yüzgeçleri ile gerçek bir balık türüdür.
bu zarif canlıların ömrü ortalama 4-5 yıl kadardır. değişen iklim ve doğa koşulları tüm hayvanları olduğu gibi denizatlarını da olumsuz yönde etkilemektedir.
bu şirin canlılar dik durumda yüzerler. kendilerini, sırtlarındaki küçük yüzgeci saniyede 35 kere çırparak ileriye doğru iterler. yönlendirme için de kafalarının arkasındaki daha da küçük yüzgeçleri kullanırlar. denizatları, vücut şekilleri yüzünden iyi birer yüzücü değildirler. yüzme esnasında akıntıya kapılırlarsa yorgunluktan kolayca ölebilirler.
çoğu balık, itiş gücünü kuyruğuyla sağlasa da denizatı kuyruğu itiş gücü bakımından oldukça körelmiştir. denizatları yüzmek ve kendilerine yön vermek için neredeyse tamamen arkalarındaki sırt yüzgeçlerini ve kafalarının iki yanındaki pektoral yüzgeçleri kullanırlar. denizatlarını kuyruklarını ağırlıklı olarak bir yosuna veya mercana tutunmak için kullanır ve evrimsel süreçleri de buna göre şekillenmiştir. denizatı kuyruğunu diğer tüm kuyruklardan ayıran en büyük özellik, karemsi(4 köşeli) olmasıdır.
denizatları, deniz iğnelerinin akrabalarıdırlar.
bazı denizatı türleri kısmen saydamdır, bu yüzden suda olmalarına rağmen görünmezler.
denizatlarının gözleri hızlı hareket eder, bu sayede avları ve avcıları vücutlarını hareket ettirmeden izleyebilirler.
bu minik dostlarımız oldukça oburdurlar. sürekli beslenerek günde 3000 ya da daha fazla tuzlu su karidesi yiyebilirler. kuyruklarının kıvrılabilen, kavrayabilen yapısı sayesinde deniz otlarına, mercanlara tutunurlar ve çevrelerinde sürüklenen plankton ve küçük kabukluları içlerine çekerek avlanırlar.
denizatlarının ilginç bir özelliği ise âdeta bukalemun gibi renk değiştirebilmeleridir. kendilerini korumak için bulundukları ortamın renklerine uyum sağlayarak kamufle olurlar. en küçük yani korunmaya en çok ihtiyaç duyan denizatlarının da formlarını değiştirebildiği görülmüştür. üzerinde kabarcıklar belirmesini sağlayarak mercanlar arasında kayboldukları da gözlemlenmiştir.
m.ö. 4. yüzyılda lübnan’da, üzerinde denizatı olan paralar basılmış, anadolu’da m.ö. 6. yüzyılda yapıldığı düşünülen altından bir denizatı bulunmuştur. ingiltere’deki roma hamamları’nda da denizatı mozaiklerine rastlanmıştır. tüm bu deliller insanlığın denizatına ilgisinin tarih öncesine dek uzandığını göstermektedir.
ilginç görüntüsüyle ilgi çeken denizatının mitolojide de yeri vardır. yunan mitolojisinde hippocampus olarak geçen denizatının vücudunun üst kısmı at, alt kısmı ise balık olarak resmedilir. homeros’un ilyada eserinde, poseidon’u denizin üzerinde giden atların tanrısı olarak tanımlaması denizatıyla ilişkilendirilmektedir.
bu sevimli arkadaşların insanların en çok ilgisini çeken özelliklerinden biri de aşk hayatlarıdır. genellikle sabahları erkek ve dişi aralarındaki bağı kuvvetlendirmek için birbirlerine kur yaparlar.
denizatları, hayvanlar arasında nadir görülen bir özelliğe sahiptir ve çoğu denizatının hayatı boyunca sadece tek bir eşi olur. sadakati çok yüksek olan denizatlarının eşini kaybettikten sonra yas tuttuğu da gözlemlenmiştir.
denizatlarının romantik hayatlarının yanı sıra üreme süreçleri de ilgi çekicidir. denizatlarının en ilginç özelliği erkek denizatlarının doğum yapmasıdır. erkek denizatının kuluçka kesesinde iki ile üç hafta arası bir süre boyunca büyür yavrular. doğumdan sonra ise baba sevgisini pek tadamazlar. çünkü; erkeğin görevi doğumla beraber sonlanmış olur.
bilinenin aksine doğum yapan erkekler sadece denizatları değildir. deniz ejderi ve boru balığının da erkekleri doğurur. fakat bu özelliklerin hepsinin tek canlıda toplanması, ortaya hiçbir şeye benzemeyen bir balık türü çıkarıyor: denizatları. bu şekildeki zıt ebeveyn rolünün 1 yerine 3 ayrı türde görülmesi ve bu 3 türün birbiriyle genetik olarak da en yakın akrabalar olması, evrimin en güzel ispatlarından birisidir.
denizatının doğum süreci şöyle işler. dişi denizatı bir eş bulduktan sonra yumurtalarını erkeğin vücudundaki özel bir keseye bırakır. yumurtalar yerleştirildikten sonra, erkek denizatı onları spermle döller ve gelişme sürecinde onları yaklaşık 24 gün boyunca taşır. erkek denizatının doğurma anı ilginçtir ve izlemeye değer bir olaydır. biz insanların dünyaya yavaş ve gergin girişinden çok uzakta, bebek denizatları bir baloncuk tabancasından çıkan baloncuklar gibi varoluşa uçarlar. denizatlarının en ilginç özelliklerinden biriyse tek bir hamilelikten binlerce bebek doğabilmektedir.
günümüzde dişi denizatlarının vücutlarının üçte biri zaten yumurta üretimi için ayrılmış durumdadır, erkek denizatları kadar yavru taşıyabilecek alanları yoktur. erkek denizatları gebe kalınca bile, bin yavrudan sadece birkaçı hayatta kalmaktadır. öte yandan, bin yavru dahi üretecek alanı olmayan dişi denizatları gebe kalsaydı, muhtemelen denizatlarının soyu tükenirdi.
erkeğin gebe olduğu sürede dişi yeniden yumurta üretebilir; erkek doğum yaptıktan sonra ise, kısa sürede yeniden sperm üretip yeniden çiftleşebilirler. doğada olan, gerçekten de budur: gece doğum yapan bir erkek denizatı, kısa sürede yeniden sperm üretip, sabaha tekrar gebe kalıp adeta yavru seri üretimine geçebilir. bu da düşük hayatta kalma şansına sahip bir popülasyonu kurtarmakta işe yarar.
araştırmacılar, mhc ıı yolunun hamile singnatitler arasında değişiklik belirtileri gösterdiğini buldular. deniz iğnesi için bu durum, birkaç genin silinmesiydi. oysa denizatları için yol, cd74 olarak bilinen oldukça farklı bir değişmez zincir içeriyordu. bu onların, doğa tarihinde ilk kez(bildiğimiz kadarıyla) erkek hamileliğinin evrimleşmesine izin vererek, kendi kendine olmayan embriyoları tutma lehine bağışıklık işlevinde bir düşüş gören evrimsel bir değiş tokuşla sonuçlandığına inanıyorlar.
bilinçsizce yapılan avcılık yüzünden 40 milyon yıldır var oldukları düşünülen denizatlarının türü günümüzde maalesef tehlikeye girmiştir.
yararlanılan kaynaklar
kaynak 1, kaynak 2, kaynak 3
merak edenler için erkek denizatının doğum anı vidyosunu aşağıya bırakacağım.
denizatının doğum anına giden yol..
denizatları, tropikal ve yarı tropikal sularda genellikle 45° kuzey ve 45° güney enlemleri arasında yaşamaktadır.
denizatlarının boyları 16 milimetre ile 35 santimetre arasında değişmektedir. en küçük denizatları, bahamalar’da bulunur ve cüce denizatları olarak anılırlar.
denizatları vücudunun alt kısmında bulunan arka yüzgeçleri ve vücudunun üst kısmında solungaçlarının yanında bulunan göğüs yüzgeçleri ile gerçek bir balık türüdür.
bu zarif canlıların ömrü ortalama 4-5 yıl kadardır. değişen iklim ve doğa koşulları tüm hayvanları olduğu gibi denizatlarını da olumsuz yönde etkilemektedir.
bu şirin canlılar dik durumda yüzerler. kendilerini, sırtlarındaki küçük yüzgeci saniyede 35 kere çırparak ileriye doğru iterler. yönlendirme için de kafalarının arkasındaki daha da küçük yüzgeçleri kullanırlar. denizatları, vücut şekilleri yüzünden iyi birer yüzücü değildirler. yüzme esnasında akıntıya kapılırlarsa yorgunluktan kolayca ölebilirler.
çoğu balık, itiş gücünü kuyruğuyla sağlasa da denizatı kuyruğu itiş gücü bakımından oldukça körelmiştir. denizatları yüzmek ve kendilerine yön vermek için neredeyse tamamen arkalarındaki sırt yüzgeçlerini ve kafalarının iki yanındaki pektoral yüzgeçleri kullanırlar. denizatlarını kuyruklarını ağırlıklı olarak bir yosuna veya mercana tutunmak için kullanır ve evrimsel süreçleri de buna göre şekillenmiştir. denizatı kuyruğunu diğer tüm kuyruklardan ayıran en büyük özellik, karemsi(4 köşeli) olmasıdır.
denizatları, deniz iğnelerinin akrabalarıdırlar.
bazı denizatı türleri kısmen saydamdır, bu yüzden suda olmalarına rağmen görünmezler.
denizatlarının gözleri hızlı hareket eder, bu sayede avları ve avcıları vücutlarını hareket ettirmeden izleyebilirler.
bu minik dostlarımız oldukça oburdurlar. sürekli beslenerek günde 3000 ya da daha fazla tuzlu su karidesi yiyebilirler. kuyruklarının kıvrılabilen, kavrayabilen yapısı sayesinde deniz otlarına, mercanlara tutunurlar ve çevrelerinde sürüklenen plankton ve küçük kabukluları içlerine çekerek avlanırlar.
denizatlarının ilginç bir özelliği ise âdeta bukalemun gibi renk değiştirebilmeleridir. kendilerini korumak için bulundukları ortamın renklerine uyum sağlayarak kamufle olurlar. en küçük yani korunmaya en çok ihtiyaç duyan denizatlarının da formlarını değiştirebildiği görülmüştür. üzerinde kabarcıklar belirmesini sağlayarak mercanlar arasında kayboldukları da gözlemlenmiştir.
m.ö. 4. yüzyılda lübnan’da, üzerinde denizatı olan paralar basılmış, anadolu’da m.ö. 6. yüzyılda yapıldığı düşünülen altından bir denizatı bulunmuştur. ingiltere’deki roma hamamları’nda da denizatı mozaiklerine rastlanmıştır. tüm bu deliller insanlığın denizatına ilgisinin tarih öncesine dek uzandığını göstermektedir.
ilginç görüntüsüyle ilgi çeken denizatının mitolojide de yeri vardır. yunan mitolojisinde hippocampus olarak geçen denizatının vücudunun üst kısmı at, alt kısmı ise balık olarak resmedilir. homeros’un ilyada eserinde, poseidon’u denizin üzerinde giden atların tanrısı olarak tanımlaması denizatıyla ilişkilendirilmektedir.
bu sevimli arkadaşların insanların en çok ilgisini çeken özelliklerinden biri de aşk hayatlarıdır. genellikle sabahları erkek ve dişi aralarındaki bağı kuvvetlendirmek için birbirlerine kur yaparlar.
denizatları, hayvanlar arasında nadir görülen bir özelliğe sahiptir ve çoğu denizatının hayatı boyunca sadece tek bir eşi olur. sadakati çok yüksek olan denizatlarının eşini kaybettikten sonra yas tuttuğu da gözlemlenmiştir.
denizatlarının romantik hayatlarının yanı sıra üreme süreçleri de ilgi çekicidir. denizatlarının en ilginç özelliği erkek denizatlarının doğum yapmasıdır. erkek denizatının kuluçka kesesinde iki ile üç hafta arası bir süre boyunca büyür yavrular. doğumdan sonra ise baba sevgisini pek tadamazlar. çünkü; erkeğin görevi doğumla beraber sonlanmış olur.
bilinenin aksine doğum yapan erkekler sadece denizatları değildir. deniz ejderi ve boru balığının da erkekleri doğurur. fakat bu özelliklerin hepsinin tek canlıda toplanması, ortaya hiçbir şeye benzemeyen bir balık türü çıkarıyor: denizatları. bu şekildeki zıt ebeveyn rolünün 1 yerine 3 ayrı türde görülmesi ve bu 3 türün birbiriyle genetik olarak da en yakın akrabalar olması, evrimin en güzel ispatlarından birisidir.
denizatının doğum süreci şöyle işler. dişi denizatı bir eş bulduktan sonra yumurtalarını erkeğin vücudundaki özel bir keseye bırakır. yumurtalar yerleştirildikten sonra, erkek denizatı onları spermle döller ve gelişme sürecinde onları yaklaşık 24 gün boyunca taşır. erkek denizatının doğurma anı ilginçtir ve izlemeye değer bir olaydır. biz insanların dünyaya yavaş ve gergin girişinden çok uzakta, bebek denizatları bir baloncuk tabancasından çıkan baloncuklar gibi varoluşa uçarlar. denizatlarının en ilginç özelliklerinden biriyse tek bir hamilelikten binlerce bebek doğabilmektedir.
günümüzde dişi denizatlarının vücutlarının üçte biri zaten yumurta üretimi için ayrılmış durumdadır, erkek denizatları kadar yavru taşıyabilecek alanları yoktur. erkek denizatları gebe kalınca bile, bin yavrudan sadece birkaçı hayatta kalmaktadır. öte yandan, bin yavru dahi üretecek alanı olmayan dişi denizatları gebe kalsaydı, muhtemelen denizatlarının soyu tükenirdi.
erkeğin gebe olduğu sürede dişi yeniden yumurta üretebilir; erkek doğum yaptıktan sonra ise, kısa sürede yeniden sperm üretip yeniden çiftleşebilirler. doğada olan, gerçekten de budur: gece doğum yapan bir erkek denizatı, kısa sürede yeniden sperm üretip, sabaha tekrar gebe kalıp adeta yavru seri üretimine geçebilir. bu da düşük hayatta kalma şansına sahip bir popülasyonu kurtarmakta işe yarar.
araştırmacılar, mhc ıı yolunun hamile singnatitler arasında değişiklik belirtileri gösterdiğini buldular. deniz iğnesi için bu durum, birkaç genin silinmesiydi. oysa denizatları için yol, cd74 olarak bilinen oldukça farklı bir değişmez zincir içeriyordu. bu onların, doğa tarihinde ilk kez(bildiğimiz kadarıyla) erkek hamileliğinin evrimleşmesine izin vererek, kendi kendine olmayan embriyoları tutma lehine bağışıklık işlevinde bir düşüş gören evrimsel bir değiş tokuşla sonuçlandığına inanıyorlar.
bilinçsizce yapılan avcılık yüzünden 40 milyon yıldır var oldukları düşünülen denizatlarının türü günümüzde maalesef tehlikeye girmiştir.
yararlanılan kaynaklar
kaynak 1, kaynak 2, kaynak 3
merak edenler için erkek denizatının doğum anı vidyosunu aşağıya bırakacağım.
denizatının doğum anına giden yol..
devamını gör...
4.
sınava 1 yıl var daha ama ben kızım için tiktok'da gramer videoları izliyorum. bunları ya bana gösteren olmadı yada ben hatırlamıyorum. kural şuymuş;
2. kelime gerçek anlamını kaybediyorsa bitişik, anlamını kaybetmiyorsa ayrı yazılırmış. denizatı bir at mıdır? değil, sadece benzetilmiş o yüzden bitişik...
www.tiktok.com/@denizhoca/v...
2. kelime gerçek anlamını kaybediyorsa bitişik, anlamını kaybetmiyorsa ayrı yazılırmış. denizatı bir at mıdır? değil, sadece benzetilmiş o yüzden bitişik...
www.tiktok.com/@denizhoca/v...
devamını gör...