deprem bölgelerinde organ mafyası ve pedofili tehlikesi

şu durumda da bunu yapmazsın diycem ama biliyorum ki bunların kalbinde vicdan yok. zaten olsa normalde de bu işleri yapmazlar. ne farkı var bir çocuğu kaçırmanın normalde ya da deprem anında olmasının.

böyle bir olaya denk gelen oracıkta adaletini kendi yazsın. bazen bireysel adalet, halkın hukuku da gerekir.

herkes bu durumda kendi adaletini sağlamalı.. hak hukuk beklemeden bu tür bir olayda gerekeni yapmalı.

yardım ayağına bölgeye kimler kimler gitti bilemiyoruz. her an her şey olabilir.

kaostan beslenenlere gün doğdu. peşine düşecek birileri yok.

99 gölcük depremin de gördüklerimi buraya yazsam avukatın endişesine hak verebilirsiniz.

nasıl alınacak bilmiyorum ama her türlü önlem alınmalı. daha dün yağma görüntüleri vardı. insanın aklına herşey geliyor.

(bkz: kötülüğün sıradanlığı)

"bu kadarı da olmaz, insan dediğin bu kadar kötü olamaz!" dediğiniz her şeyi o "sıradan" insanlar yaptı zamanında!

işbu sebepten mütevellit, "olmaz olmaz deme olmaz olmaz..."

evet yağmacılar, sırıtan vali, enkazdakilerle dalga geçenler, reisimiz her şeyi onaracak diyen dalkavuklar ve şimdi de sırada organ mafyası.

lanet olsun

bazen ülkemin çeşitliliğini ağzım açık izliyorum.

bunca insan seferber olup iliğine kemiğine kadar direniyorken soğuğa ve insanları kurtarmak adına gösterdikleri çabayla 21 yy’a yazılıyorken; diğer tarafta fırsatçı, pislik ve adi insanlar dolaşıyor.

“ nasıl olsa her yer göçük.. çocuklar kaybolsa ne olur? herkes öldü sanar. kimse düşmez peşlerine, düşülse de kargaşadan kimse ulaşamaz. hadi çocukları kaçıralım.” mantığı güdüyorlar diye düşünüyorum!

çünkü bir insanı ortadan kaldırmanın en kolay yolu toplumsal bir trajedi ya da kaos anında bunu yapmaktır. zaten dikkatler dağınık olduğu, bir sürü insanın cesedi çıkarıldığı ve tüm telekomünikasyon cihazları çökük vaziyette olduğu için suç işleyip, hayalet olmak kolay.

normal şartlarda bir suç işlediğinizde, sokak kameralarından tutun, magaza kameralarına kadar 627272 yerden emniyete yansıyacak bir ipucu bulunur, halk dikkat kesilir, eninde sonunda ekipler dayanır kapınıza. yani yakalanmanız kaçınılmaz.

ama her yerin enkaz olduğu, telefonun bile çekmediği bir şehirde bir çocugu kaçırsanız, hırsızlık / yağmacılık yapsanız nasıl bulunacaksınız?

tabi bu noktada, pedofili dışında çocuk tacirlerine de dikkat etmek gerekir diye düşünüyorum özellikle çocuğu olmayan insanların yasal olmayan yollardan çocuk sahiplenmek için yürüttükleri işlemlerden bahsediyorum. bir çok cocuk sırf böyle bir düzen için bile kaçırılıyor olabilir. böyle bir düzenin varlığı var mı bakılmalı.. ya da hali hazırda hiç çocugu olmayan
aileler de, ailerinin öldüğünü düşündüğü için alıp götürüyor olabilir çocukları.

psikoloji çok çeşitlidir. kriz yönetimimiz berbat.

kötü niyetle yapılan herhangi bir şey varsa, rabbim cezalarını versin ne diyeyim.

vay vay biz ne haldeyiz, ne biçim bir ülke olduk. hırsızlıklar, fırsatçılar, organ maftayaları. pes artık. bizim düşmana ihtiyacımız yok bizim bizden başka düşmanımız yok çünkü

valla doğru. en azından 99 depreminde kaydı olmayan ne idüğü belirsiz 15 mn mülteci yoktu.

sırf bu aşağılık fırsatçılar, sapıklar vb için emniyet güçlerimiz özel bir çalışma yürütmeli ve depremin olduğu bölgelerde gözlem, araştırma, takip ve sorgulama yapmalı.

çok fazla çocuk tehlike altında ve biliyoruz ki kuvvetle muhtemel çocuklarımızdan bazıları kaçırıldı, kayboldu.
bu durum enkaz altındaki ölümlerden bile daha can yakıcı...

canla , enkazla , soğukla , açlıkla , acıyla savaştığımız yetmezmiş gibi bir de böyle kansız şerefsizlerle savaşıyoruz. allah belanızı versin.

hep bu ırısbıcıcıklarının pipilerinden ağaca asılmadığı için olan durum.
bazen insana, keşke şeriat gelse ama herkese gelse dedirtir.