derbeder (film)

ferdi tayfur ve canan perver'in başrolde olduğu, adana'da çekilen, 1978 yapımlı türk dram filmi.

yoksul ve ırgat olan ferdi ve zengin kız ipek'in aşkını, kavuşamayışını, en sonunda ise ferdi tayfur'un derbeder oluşunu konu ediniyor.
film müziği doğal olarak babaya, ferdi tayfur'a ait.
filmde etkilendiğim tek şey ferdi tayfur'un hüseyin peyda'dan osmanlı tokadı yediği sahneydi diye anımsıyorum.

ferdi tayfur ve canan perver gibi oyuncuların başrolde olduğu 1978 yapımlı türk dram filmi; temel gürsu tarafından yönetilmiştir.


filmimiz ipek ve ferdi adlı iki genç âşığın yaşadıklarını, aşkı ve kaçınılmaz ayrılığı konu ediniyor.
doğrusu ise ferdi tayfur'un derbeder oluşunu izliyoruz.

ferdi fakir bir adamdır, ipek ise zengin bir kızdır, aradaki sınıf farkı evlenmelerine mâni olur ve ferdi pek ciddiye alınmaz.
en sonunda ise yanlış hatırlamıyorsam ipek başkasıyla oluyordu yahut intihar ediyordu.

film hakkında fikrimi belirtmem gerekirse; oyunculuklar fena değil, biraz abartı veya cringe gibi gelse de kötü bir film olduğu da söylenemez.

hüseyin peyda'nın ferdi tayfur'a sille vurduğu sahne baya komikti.

başrolde ferdi tayfur ve canan perver gibi isimlerin yer aldığı 1978 yapımlı türk dram filmi olup aynı zamanda canan perver ile evli olan temel gürsu tarafından yönetilmiştir.
senaryo ise erdoğan tünaş imzası taşır.
hüseyin peyda
sevda ferdağ
enis fosforoğlu ve mümtaz ener gibi oyuncular da filmde önemli yer tutar.



ferdi adında genç ve yoksul bir gencin ailesi daha sonra zengin olan bir ailenin kızı olan ipek ile sevdasını ve kaçınılmaz ayrılığı, tabiri caizse ferdi tayfur'un derbeder oluşunu konu edinir.

ferdi bir ana babasıyla yaşayan iyi kalpli ve yoksul bir işçidir, tarlada çalışarak yaşar.
babası ise oldukça gururlu ve keskin bir adamdır, annesi de oğlunun mutluluğunu ister.
ferdi ve ipek mektupla sevdalarını sürdürmeye çalışırlar ama ipek'in babasıyla halası ferdi'yi köylü olduğu için pek sevmez, ipek'in babası ferdi'yi ahırda yatıracak kadar az sevmiştir.

ferdi'nin bir de kötü kalpli arkadaşı vardır ve ferdi gazinoda şarkı söylemeye başlayınca bunu ipek'e yanlış lanse eder, mektupların içeriğini değiştirir ve ferdi'yi başka bir kadınla olan fotoğrafını zarfa koyar, ferdi'nin ağzından yazılmış kötü sözler söyler.

arkadaşını sırtından vuran kötü kalpli genç ipek ile evlenir ve daha sonra kumar borcu yüzünden evlerini kaybederler, evi satın alan ise ferdi'den başkası değildir.
en sonunda ipek'in acı çekmeye dayanamadığı için sonsuz ayrılıkları ile film son bulur.
kızı ise ferdi büyütecektir...

bu filmi ilk izleyişim değil, konu açısından sıradan bir film olsa da büyük oyuncuların oynaması nedeniyle sürükleyici bir hale geliyor, sınıf farklılılarının yarattığı uçurumu iki aşık üzerinden ele alan bir film olduğu söylenebilir.

duygusal bir film olduğu açıkça görülmektedir.

ferdi tayfur'un filmin başında ve sevdiği yanındayken yüzünde güller açarken sevdiği kızı kaybettikten sonra hep ağlaması filmi duygusal kılıyor.
canan perver'in oyunculuğu içten ve yer yer etkileyiciydi.
hüseyin peyda'nın bazı sahnelerde ağlayacak gibi olmasını etkileyici buldum.

komik bir film değil ama güldüğüm tek bir sahne oldu o da ipek'in babasının felç geçirdikten sonra hayırsız damadına perdeyi çekip tekerlekli sandalyede silah çektiği sahne biraz komikti.
ferdi karakterinin aşık olduğu kadınla yaşamak istediği evi alıp onun büyük bir fotoğrafını duvar kağıdı yaptırıp hep ona bakması acı vericiydi, yitirdiğine bakmanın acısı hiçbir zaman geçmez.

aşkın ayrılığa dönüşünü, aşkı yitirmenin acısını ve aşkın yitimi sonucu aşıkların derbeder oluşunu derinden hissettiren bir dram filmi..