devlet dairelerinde işini tek seferde halledebilen insan

günümüzde var mıdır acaba? son zamanlarda dikkatimi çekti nerede bir işim olsa defalarca gitmeden hallolmuyor. gerekli belgeleri istiyorsun bir liste veriyorlar tamamlayıp gidiyorsun, bir kağıt daha veriyorlar şuraya öde makbuzu getir diye. ödeyip getiriyorsun makbuzu bir kağıt daha veriyorlar bir tur daha.

belediyeler daha fena, bir türlü doğru çalışanı doğru birime yerleştiremiyorlar. yahu bir imar birimindeki tek teknikeri festivalde neden görevlendirirsin ne alaka? aynı ruhsatı 3 kere yanlış yazdılar, tekrar tekrar yapı denetime gittik imzaya, biz ruhsat sürecindeyken yönetmelik değişti zaten onayda olan evrak yetişemezse yanacaktı. belki bu saçmalıklar yüzünden 2000 km yol yapmışımdır.

enerjisa desen aynı, inşaat elektriği açtıracağız, projeye yanlış yazmalar, sayaçlar bozuk çıkar durmadan, her yere para yatırıp duruyoruz nedense işimiz de hallolmuyor arkadaş.

bir de aynı evrakları oradan oraya götürüp duruyoruz. mesela inşaat ruhsatı alınacak ver 15-20 tane evrak belli kurumlardan onaylatılıp belediyeye teslim edilecek incelenecek vs sonra inşaat ruhsatı alacağız. bunları yapıyoruz sonra inşaat su aboneliği gerek ve gidiyoruz su açtırmaya aynı evraklar tekrar istiyor ama orası için olacak, makbuzlar vs. yahu biz zaten ruhsatı aldıysak bunlar vardır, inşaat ruhsatı inşaat ile ilgili işlemler başlatılabilir ruhsatı işte. ama olmaz tekrar tekrar kağıtlar harcanmalı, tekrar tekrar devlet ve belediye daireleri meşgul edilmeli. nasıl olacak bilmiyorum.

bir de tüvtürk belası var, 99 model europa araç 2019’da ihale ile askeriden alınmış sonra bir kaç alım satım bize kadar geldi. şimdi muayenesi dolmuş ama 5800 tl borç çıkıyor çünkü hiç muayene yapılmamış görünüyor. beni ne ilgilendirir ben sadece satın aldım muayenesiz araç satılır mı diyorum, satılmaz diyorlar. ee o zaman diyorum, borç çıkıyor diyorlar. ne yapacağız diyorum, ihale belgesini bul getir 1800’e düşer diyorlar. yahu bana ne eski borçtan diyorum, yapacak bir şey yok diyorlar. polise soruyorum, dava et diyorlar. ilk işlemi yapan noteri buldum bir şekilde oraya ulaştım durumu anlattım, bizde belge yok olsada sana vermeyiz, işlemi yapan kişi gelmeli diyorlar. benim ilk işlemi yapanla ne işim var ben sadece araba aldım diyorum, tamam diyorlar. onlarlık bir şey yok zaten. nasıl olacak bilmiyorum.

tapuda bir işimiz oluyor mesela evraklar istiyorlar tamamlıyoruz gidiyoruz, isteyen personel izne ayrılmış onun yerine bakan başka evraklar istiyor, tamamlayıp geliyorsun, şunlar fazla diyip geri veriyor. yahu dalga mı geçiyorsun sayın görevli? neyse diye sabredip gidiyorsun telefon geliyor ertesi gün imza eksik olmuş. ne olacak bilmiyorum.

yahu marketten sipariş veriyorum her seferinde yanlış ürün geliyor, iadesi bilmem nesi bir ton uğraş.

ülke bir değişik hal aldı, kimse işini sevmiyor, kimse güvende hissetmiyor, kimse yaşadığı anda değil herkesin kaygıları var. çalışanlara kızmıyorum, sistem bozuldu. mercedes yeni model tanıtmış 5 milyon, belediyede 7-8 bin lira maaşla çalışan arkadaşımız tabi ömürünü bu işle geçirmek istemeyecek, tabi o da almak isteyecek o arabayı, o anı aklından atıp gelecekte ne yapabileceğinde aklı haklı olarak. nasıl olacak bilmiyorum.

yol yordam biliyordur.

kibar insandır.

sıradan bir vatandaşsa kadındır mutlaka...
giriyorlar binadan içeri... neyin nerede olduğunu, nasıl yapıldığını o kadar iyi biliyorlar ki, tık tık.. bir bakıyorsun oradalar, bir bakıyorsun buradalar...
en fazla bekliyorlar işte bir süre...
ama o nasıl bir bekleme?
o nasıl bir sabır.. nasıl bir inanmışlık..
konsantrasyon öyle bir noktada ki, o esnada sağlık bakanı gelse önüne geçse... ortalığı birbirine katar!
hey gidi hey...
sen kim köpeksin de o'nun önüne geçebiliyorsun?

büyük bir hayranlıkla izliyorum kendilerini her seferinde... öyle bir frekanstan giriyorlar ki muhabbete ve herkes, o kadar yardımsever ki, karşısında bir kadın gördüğünde...
tık tık hallediliyor işleri, olabildiğince kısa bir süre içerisinde.


ha, erkekler de bu devlet dairesi operasyonlarında başarılı performanslar gösterebiliyorlar zaman zaman...
özellikle taşaklı olanları.
sıradan çinko karbon pilli bir erkek için devlet dairesi demek, zulüm demektir arkadaşlar!
eğer kendisini ifade etme noktasında biraz sorunu varsa hele.. oy oy oy...
saniyesinde ötelerler...
''iş bilmez şey'' derler, önüne geçerler...
''anlamadım, tekrar anlatır mısın?'' desen, ''anlasaydın kardeşim.. sıradaki!'' derler..

onları da gözlemliyorum...
şiddete başvuruyor hatta çoğu, yaşadığı travmalar üst üste binip, kontrolünü kaybedince...
üzülüyorum tabii.

devleti, işleyiş mantığını ve devlet memuru denen canlı türünü tanıyordur.

''hamili kart yakınımdır'' yazan bir kartvizit taşıyordur.

hükümetteki bakanlardan birisinin kartviziti.

ben. nedense devlet kurumunda her işim hemen halloluyor. ama başka yerlerde olmayacak aksilikler yaşarım. acısı oradan çıkıyor.