1.
"bu ülkede hiçbir başarı cezasız kalmaz" gibi efsane bir repliği içinde barındıran film... ülkemizin başarı veya başarısızlık hikayelerinin daha sık taşınması lazım beyazperdeye! bunu amerikalılar ve ingilizler çok güzel yapıyorlar, en dandik en sığ hikayelerini bile sanki çok büyük bir başarıymış gibi ekrana taşıyıp imaj yaratıyorlar. biz bunu yeni yeni yapmaya başladık, devrim arabaları filmi de bunun güzel örneklerinden birisi... başarısız bir girişimdi ama bu ülke için önemli bir girişimdi, hikayesi olan bir girişimdi.
devamını gör...
2.
çok sevdiğim bir eserdir. oyunculuklar şahanedir. işin aslı da şudur. aracı sabote edenler ford'un adamlarıdır. sonra ne oldu? yerli diye ford motorlu anadol'u insalara sattılar. teyyare fabrikası meselesi ile benzer bir durumdur.
devamını gör...
3.
cumhuriyetin donanımlı mühendislerinin 129 günde ürettiği tüyleri diken diken eden arabalardır.
şuan filmdeki adını hatırlamadığım fakat gerçekteki ismi kemalettin vardar olan mühendisin 2016 yılında devrim projesiyle ilgili konya sanayi odasına verdiği mülakat;
söylediği herşey çok değerli ama oynatının sonunda söylediklerini buraya yazmak istiyorum.
devrim mühendisi kemalettin vardar :
"devrim projesinin sonunda lokomotif imalatına girdiğimiz zamanki kabadayılığımızın tek sebebi devrimdeki tecrübemizdir.olmaz denen herşeyi yaptık ondan sonrada olabilir diye saldırdık lokomotif yaptık. şimdi biz bunları yaşadık çocuklar ben bunları yaşadım. o yüzden ben öfkeliyim ben kızgınım. bu psırıklığa bu teslimiyetçiliğe bu kabulcülüğe isyan ettim ama gençlerin teslimiyetçiliğini kabul edemiyorum. yani gençler bunları gördükten sonra bu kadar teslimiyetçi bu kadar kolaycılığa naısl kapılıyorlar anlamıyorum. "
şuan filmdeki adını hatırlamadığım fakat gerçekteki ismi kemalettin vardar olan mühendisin 2016 yılında devrim projesiyle ilgili konya sanayi odasına verdiği mülakat;
söylediği herşey çok değerli ama oynatının sonunda söylediklerini buraya yazmak istiyorum.
devrim mühendisi kemalettin vardar :
"devrim projesinin sonunda lokomotif imalatına girdiğimiz zamanki kabadayılığımızın tek sebebi devrimdeki tecrübemizdir.olmaz denen herşeyi yaptık ondan sonrada olabilir diye saldırdık lokomotif yaptık. şimdi biz bunları yaşadık çocuklar ben bunları yaşadım. o yüzden ben öfkeliyim ben kızgınım. bu psırıklığa bu teslimiyetçiliğe bu kabulcülüğe isyan ettim ama gençlerin teslimiyetçiliğini kabul edemiyorum. yani gençler bunları gördükten sonra bu kadar teslimiyetçi bu kadar kolaycılığa naısl kapılıyorlar anlamıyorum. "
devamını gör...
4.
güzel ülkemin dürüst, çalışkan ve zeki insanlarının imkansızlıklar içinde bile neler yapabileceğini gösterip sonunda da başarılı olunmasına rağmen türlü saçmalıklarla başarısız bir girişim gibi gösterildiği, harika oyunculukların olduğu güzel bir film. liyakatin önemini de bir kez daha gözler önüne seriyor ve replikte dediği gibi hiçbir başarı cezasız kalmıyor.
devamını gör...
5.
tolga örnek'in vizyona iki kere sokmasına rağmen ikisinde de maalesef çakılan filmi. çok önemli bir konuyu, taner birsel, selçuk yöntem, halit ergenç, ali düşenkalkar, uğur polat, vahide gördüm, hatta konuk oyuncu olarak cengiz bozkurt, turgay tanülkü ve altan erkekli'li bir kadroyla işleyen ve kesinlikle harcanmış bir yapımdı.
"hiçbir başarı cezasız kalmaz" mottolu filmin yönetmeni tolga örnek'in babası, deniz kuvvetleri komutanlığı sırasında milgem projesine büyük emek veren özden örnek'in başına gelenler (darbecilikle suçlanarak yıllarca hapis yatması) de mottoya uyuyor sanki. yalnız bu kadar övgünün yanında eleştirilerimiz de olacak:
* karısı doğum yapan genç mühendis, sabaha karşı hastaneye gidecek vasıta bulamayıp askeriyenin jipini getirtiyor. halbuki gerek yok bence. çiftimiz lojmanda oturuyor (komşuları da bir türlü çocukları olmayan şef gündüz'le karısı, yani taner birsel'le vahide gördüm), hemen lojmanların yanındaki tcdd hastanesi'ne gidecekler, tıfıl mühendisimiz ufacık kadını kucağına alıp götürse ya.
* finali belirleyen benzin emri geldiği zaman halit ergenç, şef taner birsel'e "ne yapalım" diye sorunca "meclise gidecek kadar benzin bırakırız" cevabı geliyor. yalnız film boyunca bu araçlar fabrikadan çıkmadı ki? fabrika ne kadarlık bir yer de 100 kilometredeki ortalama yakıt tüketimi hesaplandı ve buna göre benzin konuyor? olayı "ankara garında çeyrek depo benzin koyalım, sonra bir benzin istasyonunda fulleyelim (tabii o zamanlar bu kelime yok ama tam dolduralım denir herhalde)" diye verip, sonra meclis önünde "ya krem rengi aracı benzinliğe götürdük ama siyah araç konvoyu ekemedi, aha ibre de sonda şimdi yandık" diye bir iki replikle toplamak daha düzgün olabilirmiş.
film için imal edilen iki devrim otomobilini de tolga örnek sanıyorum odtü'ye vermişti. orijinal otomobillerse çeşitli tcdd fabrikalarına dağıtılmış, sadece üretimin yapıldığı eskişehir tülomsaş'taki prototip korunabilmiş.
"hiçbir başarı cezasız kalmaz" mottolu filmin yönetmeni tolga örnek'in babası, deniz kuvvetleri komutanlığı sırasında milgem projesine büyük emek veren özden örnek'in başına gelenler (darbecilikle suçlanarak yıllarca hapis yatması) de mottoya uyuyor sanki. yalnız bu kadar övgünün yanında eleştirilerimiz de olacak:
* karısı doğum yapan genç mühendis, sabaha karşı hastaneye gidecek vasıta bulamayıp askeriyenin jipini getirtiyor. halbuki gerek yok bence. çiftimiz lojmanda oturuyor (komşuları da bir türlü çocukları olmayan şef gündüz'le karısı, yani taner birsel'le vahide gördüm), hemen lojmanların yanındaki tcdd hastanesi'ne gidecekler, tıfıl mühendisimiz ufacık kadını kucağına alıp götürse ya.
* finali belirleyen benzin emri geldiği zaman halit ergenç, şef taner birsel'e "ne yapalım" diye sorunca "meclise gidecek kadar benzin bırakırız" cevabı geliyor. yalnız film boyunca bu araçlar fabrikadan çıkmadı ki? fabrika ne kadarlık bir yer de 100 kilometredeki ortalama yakıt tüketimi hesaplandı ve buna göre benzin konuyor? olayı "ankara garında çeyrek depo benzin koyalım, sonra bir benzin istasyonunda fulleyelim (tabii o zamanlar bu kelime yok ama tam dolduralım denir herhalde)" diye verip, sonra meclis önünde "ya krem rengi aracı benzinliğe götürdük ama siyah araç konvoyu ekemedi, aha ibre de sonda şimdi yandık" diye bir iki replikle toplamak daha düzgün olabilirmiş.
film için imal edilen iki devrim otomobilini de tolga örnek sanıyorum odtü'ye vermişti. orijinal otomobillerse çeşitli tcdd fabrikalarına dağıtılmış, sadece üretimin yapıldığı eskişehir tülomsaş'taki prototip korunabilmiş.
devamını gör...