dinin sorgulamaya izin vermemesi

yıllar yılı kemikleşmiş dinlerin olağan yapısı gereği olduğunu düşünmekteyim. belli ön kabullerden dışarı çıkan, dinin hala içinde bulunmasına rağmen farklı fikirler bildiren dini liderlerin de öldürüldüğü olmuştur. örneğin istanbul ve edirnede bir çok takipçisi olan şeyh ismail maşuki kanuni sultan süleyman'ın emriyle idam edilmiştir.

idam edilmeden öncede şu sözleri söylediği söylenir:

"bizim ölümümüz bir kuş kafesinin kırılmasına benzer.kafes kırılır,kuş hürriyetine kavuşur.bu ölüm bizim kurtuluşumuzdur.
adına dünya denilen zindanın yıkılmasıdır.
biz aşk kabesinin yolcularıyız,zulme uğradık.
zulmedenler unutulacak,bizler baki kalacağız."

tabii bence çeşitlilik daha hoştur, insanların tabularını yıkan farklı düşünen insanların fikirleri benim gözümde değerlidir. fakat çoğunluk olan dinlerin yöneticileri liderleri ne gibi fikirle bu emirleri uygular o da anlaşılabilir. islam dininde de bu kemikleşmiş yapıyı yerinden oynatan fikirlere ihtiyaç var diye düşünüyorum. aynı hristiyanlıkta farklı mezheplerin ayrımı gibi.

sorgulamaya izin vermese neden "hiç akletmez misiniz?, hiç düşünmez misiniz" tarzında ayetler olsun. allah; sorgulayın, düşünün, aklınızı kullanın diyor ama insanlar bunu ne kadar uyguluyor tartışılır.

bir çeşit görüş.

aslında veriyor ama belli ölçüler içerisinde; yani inkâr noktasına gelmediğiniz sürece. zaten o noktadan sonrasına geçmişseniz bu konu sizi pek ilgilendirmiyor doğal olarak.

ısrarla cevap istediğiniz bir konuda fikir yürütüp bir yerlere varabiliyorsunuz her zaman. aklınızda bir yere oturtmaya çalıştığınız konularda soru sorup cevap aramanız çok da normal bir davranış zaten.

dinle ilgili yapmamız gereken tek şey bu konuyla ilgili olarak artık birbirimizin yakasını bırakmamız. kim inanmak istiyorsa inansın. istemeyenin de kendi seçimi sonuçta. bu konulardaki kavgaları nedeniyle çok şey kaybetti bu ülke ve hâlâ kaybediyor. kimse kimseyi zorla kötülüğe sürüklemediği sürece bırakalım her koyun kendi bacağından asılsın.

inanan inanır, inanmayan inanmaz.
ben sorgulamıyorum ama aklıma yatmayanı da günlük hayatımda uygulamıyorum.
allah var ben ona sığınmışım.

(bkz: dogmatik)

dusunulmeden ve arastirilmadan acilmis bir baslik.
"hic dusunmez misiniz? akletmez misiniz? hala dusunmuyor musunuz? akil erdirmez misiniz? aklinizi calistirmaz misiniz?" bu sorular kuran'in ayetlerinde yer alan cumleler. ve google'a gore de bu cumleler ayetler icerisinde tam tamina 700'den fazla kere kulanilmis. bir degil bes degil 700'den fazla. yani insanoglunu dusunmeye, aklini kullanmaya israrla yonlendirmis...
sorgulamaya, dusunmeye bu denli tesvik eden bir dine "sorgulanamaz cunku izin verilmiyor" denilmesi bence ahmakliktir.
gerci bir ayette yine şöyle deniyor; "insanlarin cogu dusunmez" (maide/103)
ne kadar da dogru. insanlarin cogu dusunmez, sadece akli disinda farkli yerlerinden bir seyler uydurur.

#1994857 en'am suresi 107. ayette hz muhammed'e ithafen verilmis bir uyari vardir. ve denir ki; "...biz seni, onların bekçisi yapmadık ve sen onların yaptıklarından da, sorumlu değilsin." onlardan da kasit inanmayanlardir ve denilmek istenen; "inanmadiklari icin sen onlara baski yapamazsin". . .
peygamberine bile bu konuda kisitlama getiren bir dinde kisiye inanmamasindan oturu ceza olarak ölüm emri verilemez. ki din bir inanctir ve bu zorla empoze edilemez, zorla sevdirilemez, zorla inandirilamaz. cunku bunun baskisi da ise yaramaz aksine, kisiyi bir diger gunah olarak nitelendirilen munafikliga yonlendirir ancak.
bir diger neden ise; bugun inancini birakan kisinin yarin tekrar dinine yonelmesi ihtimali her daim vardir. birinin canini alarak bu ihtimali goz ardi edemezsin. eger bu nedenle bir ceza verilecekse verecek olan sadece allah'tir. kulun kula bu konuda en ufak bir yaptirimi soz konusu olamaz!
sanilanin aksine olum cezasi da su gerekce ile verilir; dinden cikilmis olabilir. ama bu noktadan sonra dine ve muslumanlara savas acip, fitne cikarildiginda cezasi olumdur...

katılmadığım bir durum. din sorgulamaya izin verir. hatta sorgulayın ve beni aklınızla bulun der, akıl verdim kullanın der. e o zaman neden en küçük sivri soruda dinden çıkarsın diyorlar, diye soracak olursanız bunun nedeni dini yaşatan insanlarda aramanız gerek. onların lafını dinlemeyin. kendi aklınıza güvenin. bununla birlikte inanmamanın da bir seçenek olduğunu unutmayın. zorlayan allah değil, insanların ta kendisidir.

sorgulayabilirsin. sorgulayacaksın ve verilen cevaplar sana yeterli gelmeyecek, dinden çıkacaksın. sonrasında umarım laik bir devlettesindir de kelleni kesmezler.

kim diyor "din sorgulanmaz" diye? kendini "hoca" diye tanıtan şarlatanlar mı? yok öyle bir şey. islam "aklını kullan" diyor. bunu diyen din sana "sorgulama" der mi? tam tersi sor daha derin daha detaylı sor. kalbin kani olana kadar sor.

#1994857 açıkçası durum kısmen böyle olmakla birlikte islam hukukuna da geniş bir biçimde bakmak gerekiyor. öncelikle islam devletinde devletin temeli inanç üzerine kurulmuştur. yani alınacak vergiler, uygulanacak cezalar ve hukuk kurallarının tamamı şahısların inancına göre değişiklik gösterir. vatandaşlar arasındaki temel ayrım takdir edersiniz ki müslüman olan ve olmayan şeklindedir. canı sıkıldığında dinden çıkan canı sıkıldığında dine dönen birisi devletin düzenini bozacaktır. yani mesele şahısların sorgulayamamasından ziyade biraz devlet meselesidir. kaldı ki icma ile sabit olduğu söylenen cezanın had cezası (suçu ve cezası sabit) olduğu artık pek kabul edilmemektedir. suçun tazir cezası (cezalandırılması devlete bırakılan suçlar) olduğu daha çok kabul görmektedir. yani devletin bu durumu suç olarak nitelendirip nitelendirilmemesi islama aykırılık oluşturmamaktadır. tabii uygulanmak zorundadır diyen görüşler de var. ancak sebebi dediğim gibi devlet düzenini bozmasından ötürüdür. ayrıca sorgulamak kavramını sadece inanmamak olarak nitelendirmek de anlamsız. çünkü her durum her olay sorgulanabilir. inanca dair sorgulama koca okyanustan bir damladır. bu sebeple sadece bu örnekle bu sonuca varmak da yanlıştır. ayrıca islama bu kadar saldırmanın da anlamsız olduğunu düşünüyorum. sonuçta sizin inancınız size bizim inancımız bize.

alakası bile olmayan düşüncedir. dinde sorgulama vardır. sorgulayarak doğruyu bulursunuz. din dogmatiktir* ama bu net bilgi.

kuran'daki gerçek din sorgulamayı emretmektedir. sadece kanıtlara dayalı gerçek bilgiye imanı isterken, hurafelerden ise uzak durmayı emretmektedir: www.kurandakidin.com/

iman kanıt görmeden inanmaktır. din sorgulamaya izin verseydi kısa bir süre içinde yok olurdu zaten. din korkudan beslenir ve korkudan ortaya çıkmıştır. soru soran kişiler en çok korkulan kişilerdir.

sozluk sol frame'i: bakire olmamasina ragmen bakir erkek isteyen kiz, ideal boyun 2.05 olmasi, sozlukteki herkesi doverim, arkasi tokatlanacak kizlar

emre 1974: suphesiz hak kitap kuran....

abi biz nerdeyiz sen nerdesin.

kim izin vermiyor? kimmiş o düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan? gidip dövelim.

sorgulamanın sonu bir zaman sonra aydınlanmaya çıkar. herhangi bir dinin içindeki çelişkileri gördükten sonra insanın pek de inanası gelmiyor.

hiç akletmez misiniz diye defalarca soran bir kutsal kitabın sorgulamaya izin vermediğini düşünmek en basit haliyle bilgisizliktir.

sorgulamanızı istemeyenler dini kendi menfaatleri için kullanıp yolunu bulan deyyuslardır. allah'ın kullarından böyle bir isteği yok. istiyorlar ki sorgulama sorma ki seni istediği gibi beyni uyuşmuş bir bedeviye çevirip sömürebilsinler.

ilk ayeti "oku" olan bir dinden bahsediyorsanız, akıl etmez misiniz?, düşünmez misiniz? diyen bir dinden, aklı olmayandan din iman beklemeyen bir dinden bahsediyorsanız yanlış sularda yüzüyorsunuz.

allah düşünmeye sınır getirmemiştir, işinin ehli bir âlim doğru karar verirse 2 sevap, yanlış karar verirse 1 sevap kazanır. böyle bir ortamda "düşünmeme izin yok" kim diyebilir?

"bir hâkim, verdiği hükümle ilgili yaptığı içtihadında isabet etse iki sevap, hata etse bir sevap kazanır."*