dinin tarihteki en büyük suç örgütü olması

acı bir gerçektir. semavi dinler uğruna tarihte ne büyük cinayetler işlendi. (bkz: vadedilmiş topraklar)(bkz: haçlı seferleri) (bkz: cihad)
tektanrıcı bağnazlık ve totaliterliğin üzerine dinci bağnazlığı da eklenirse sonuç felaket olur. halbuki çoktanrıcı dönemde insanlar daha hoşgörülüydü. tektanrıcı bağnaz yahudi zihniyeti bugünkü kötü durumun eseridir. özetle; din, iflah olmaz bir akıl hastalığı, toplumsal bulaşıcı bir cinnettir. kendi sanrılarını doğru sanmadır. maktül hem kendini hem de toplumu kanser edici niteliklere sokabilir. dinlerden uzak durun. tek hayatınızı doya doya yaşayın.

suç örgütünten ziyade insanları kullanma aracı olmuştur. bunu da suç olarak sayabiliriz aslında fakat o zamanlarda kime göre suçtu? haçlı seferlerine çıkarken halkına: "tanrı savaşmanızı emrediyor, gidin!" diyen kilise zenginliğine zenginlik katmak için düzenliyordu tabii ki bu seferleri. vur patlasın çal oynasın bâbında. hiçbir kilise üyesi ya da vaaz veren şeyhül islam savaşa gitmezdi. bu düzen hep böyle olmuştur. dinler insanları kullanmak için çok iyi bir araçtır. çünkü insanların %90 ı gerçekten düşünmenin ne olduğu bilmiyor. düşünenlerin de kellelerini alıyorlardı. günümüzde bu durum değişmekle birlikte hâlâ bazı ortak noktalar bulunmaktadır. uyanın!

artık bu tü saçmalıklar dikkate alınmıyor..
bu tür basliklardan gına geldi..

herkes ne nedir biliyor..

din değil kilise.

din kelimesinin kökü arapça "deyn"dir, "yol" demektir. şimdi bu kısa bilgiden sonra, şunu söylemek istiyorum ki, yol'dakilerin beceriksizlikleri, ahmaklıkları, içilerinde barındırdıkları kötülükler yüzünden oluşan kazaları yol'a hâmletmek haksızlık olur.

ayrıca 21. yy.'dan bakıpta, çağlar öncesinin insanlarına gayet reformist görünen kurallar bütününün, bugün "zararlı" olduğunu söylemek haksızlık.

araştırmalara göre; m.ö 2600'lı yıllar hz. ibrahim'in yaşadığı dönem, m.ö. 1300'ler hz. musa'nın, m.ö 4.- m.s 30/33 hz. isa'nın ve 570 - 632 yılları da hz. muhammed'in yaşadıkları dönem. hepsi yaşadıkları zamanlarda ve topluluklarda yapmaya çalıştıkları reformlar yüzünden büyük çileler çekip, tu-kaka ilan edilmiş adamlar. dolayısıyla son tahlilde, bu adamların anlattıkları, yol'ları suç olamaz. sorun hep onlardan sonra çıkmıştır.

ha şunu söyleyebiliriz: din 21. yy. insanına göre değildir." o tamam. bir görüştür. saygı duyulur.

ancak, sonradan çıkarları için yol'un şeklini ve yönünü bozan insanlar yüzünden, "din tarihteki en büyük suç örgütüdür" demek biraz gaddarca.

son olarak; "... canı öyle çektiği için duaları değiştirecek her dinden kuşaklar tanıyorum. insan dokunduğu her şeyi kirletmiştir bugüne kadar. dinin kendini bundan koruması o kadar uzak bir ihtimal ki!.."*

din olarak tanımlamanın yanlış olduğu kanaatindeyim. genel olarak dünyanın semavi dinler ekseninde bir çıkar çatışması içinde olduğunu düşünürsek durumu semavi dinlere indirebiliriz.

konuyu açan arkadaş ve konu altı poh poh yorumları yapan vatandaşlar!
sizlerde birer örgütsünüz, iyi birşeyler anlatmak adına veya kendi ahmak bilginizle insanları uyandırma çabası size karşı ancak nefret oluşturur.

ister bir dine tâbi olun ister gidin kertenkele tapın, ister haç takın ister asma kilit takın bu sizin özlük hakkınız olan özgür seçim iradenizdir. lakin, hiç bir inancı ve değeri aşağılama, yok sayma cürretine sahip olamazsınız.


evet doğrudur din bir ötgüttür! fakat bu, günümüzün illegal örgütlerle kıyaslamak bağnazlıktır.
devlet'de bir örgüttür ailede bir örgüttür, mesela 10 dairelik bir apartmanda bir aile masada yemek yerken biri yer sofrası kurar, biri namaz ile geceyi noktalarken bir diğer komşusu rakı ile geceyi bitirir.
hatta kimi zaman bu, ayrıştırılmış kültürel farklılıktan ötürü yabancılaşır düğün merasimleri reddedilir ama buna karşın bir arada yaşarlar.
kadın erkek evliliği de örgütsel bir eylemdir, doğurmak çoğalmak sahip çıkmak soyunu örf ve adetini, kültür ve manevi değerlerini, dostluk ve aile bağın zincir halkasını çoğalmaktır.

her din, devletlerin sınırları ve bekası, toprağın, dilin ve bayrağın resmiyeti kazanması adına; buna göre devletin din için önemi yayılmasını sağlamak ve dinin devlet için önemi toplumun duygusal manevi bağlarını ortaya çıkarmaktır, ancak bu şekilde dinini bilen devlet olmanın önemine daha vakıf olur.

tarihte insanlara manevi baskı uygulayarak savaşlar gerçekleştirilmiştir bu doğrudur.
peki bugünün savaşı neyin baskısı ile oluyor?

din devlet kadar mühimdir, fakat yanlış anlatılan bir din, yanlış yönetilen devlet dünyanın nefreti ile birlikte kendi halkının parçalanmasına da sebep olur.