dirk nowitzki

uzun yıllar nba takımlarından dallas mavericks'te 41 numaralı formayı giyen 2,13 metre boyundaki dev alman basketbolcu.

nba'da oynamış en başarılı avrupalı oyuncu olabilir.

adamım. çok severdim dirk'ü.
bana nba ilk beşi yap deseler 4 numaraya onu koyarım. (burada en başarılı olan değil en keyif veren 5 düşünülüyor)
takım oyuncusu olması, sakalı, saçı, atletik olmayan kollarına rağmen her zaman tehtditkar olan şutu, fairplay adamı olması, hafif sakar koşuşu vs vs.

kendine has fade away ve aşırı bombeli şut tarzı için fizik hocası tutmuş, dallas mavericks'te kariyerinin zirvesini yaşamış nba oyuncusu.

avrupa da almanya dahil herhangi bir ligde üst düzey bir takımda oynamadan, almanya 2. liginden direkt olarak nba e adım atan ve kariyerini mavericks te bitiren polonya asıllı alman basketbol efsanesi. 2001 de türkiye de düzenlenen eurobasket te en iyi 5 e de seçilmişti kral.

dönemimiz efsanelerinden olan "eski" nba oyuncusu.
yani basketbol ile öyle çok içli dışlı olmasanız dahi oyununu izlemek keyif verir.

nba'e gitmeden evvel, almanya 2. ligindeki takımı würzburg'un formasıyla;

efsaneye göre almanya'daki koçu sahanın etrafında elleri üzerinde dolaştırırmış.
şutundaki bu muazzam dengeyi ona borçlu olduğu söylenegelir.

mental özellikleri efsanevidir. bilekleri, fundamental'ı ve tekniği de üst seviyede iyidir. ayrıca çok da karakterli bir oyuncudur. bencil değildir. istikrarlıdır. onu izleyebilmiş basketbolseverler çok şanslıdır. kendisinin tüm bu özelliklerini, hatta belki sadece karakter özelliklerini kristaps porzingis'in atletik ve epey daha uzun bedenine yerleştirebilseydik * dünyanın gelmiş geçmiş en iyi basketçisini izlemiş olurduk. bu tespit tartışmaya kapalıdır.

bu adamın aslında muadili ülkemiz katmadeğeri açısından hidayet türkoğlu ve mehmet okur'dur fakat bu iki ismin yapamadığını yapmış ve bir takımda efsane olmuştur. bu adamı saydığım diğer iki isimden ayıran şey neydi ? tabi ki de disiplin. oldum olası bizim türk koç ve oyuncularında hep bir disiplinsizlik vardır. iki maç oynadık mı hemen yerlere atar çok yorulduk deriz 5 sayı fark yedik mi maç bitti deriz. bizde eksik olan bu özellikler dirk'ü yetiştiren koç ve ailede eksik değildi. nba'de ilk senelerinde zayıf olduğu için çok itildi ve zorlandı. aslında kevin garnett ile benzer fizikleri olmasına rağmen fiziksel mücadele olarak kg den hep geride kaldı. hatırlayan vardır avrupada pota altını parçalayan kirilenko da ilk senelerde utah ile çok hırpalandı ama sonra toparladı. neyse efendim dirk sürekli şut atardı fakat nba sertliğine alışık olmadığı için kondisyon eksikliği nedeniyle şut isabet oranı düşük olurdu genelde bu da onun istediği performası ortaya koymasına engel oluyordu fakat ikinci sezonu itibariyle kendisini buldu. diğer bir şanssızlığı döneminin oyuncuları öyle öyle değildi. shaq, david robinson, tim duncan, patrick ewing, hakeem olajuwon,mutombo ve niceleri ile aynı dönemde oynamasıydı. kardeşim bu adamlar ile oynuyorsan sağlam bir pota altı oyuncusu değilsen o sahadan galibiyet ile ayrılman imkansızdı. detroit vs lakers finallerinde bunu gördük. hayır nowitzki napsın. neyse onun en büyük şanssızlığı konferans rakipleri çok güçlüydü. spurs gelmese lakers var o gelmese rasheedli portland var. şampiyon olduğu sene oyunları spurs mentalitesindeydi. rakipleri de saydığım takımlar kadar baskın değildi rakipleri. miami üçlüsü vardı fakat takım olarak bariz saçmalamıştı miami. o sene bir kopukluk vardı miami de yoksa toz duman ederdi dallası. nowitzki denince aklıma tek ayak fade away ve yüzdeli şutları geliyor. o ayak havaya kalkınca dizi nedeniyle savunmacı çok yaklaşamıyordu. savunmacı yaklaşsa bu defa hakemler faul çalıyordu. dallas o sene jason kidd ile güzel bir uyum yakaladı ve yine aynı sene ilk defa nowitzki kaçak dövüşmedi sürekli içeri de mücadele etti. epey bir sakatlık yaşadı fakat sonunda şampiyonluğu kazandı. şimdilerde luka doncic ile takılıyor malumunuz ikiside dallas çatısı altında ve avrupalılar. jokic, doncic, porzings bunlar hep 2011 nowitzkinin eseri. daha çok şey var yazacak ama yeterince uzun oldu. nere nowitzki nere bizim hedolar memolar. alperen var şu aralar ama kendisine iyi bakmazsa bu yağ oranı ile bilek ve bel sakatlanmaları yaşar insallah olmaz severiz alpiyide.


not: #2841209
kg ile asla kıyaslanamaz bu konuda hem fikiriz. kg ile fiziki olarak kıyaslama yaptım. hemen hemen ikisi de geldikleri sene zayıftı ama buna rağmen kg içeri girmekten ve dirseklerini kullanmaktan çekinmezdi. rodman kadar olmasa da kg de pislik bir oyuncuydu evet .o bunu yaparken dirk daha korkak oynardı halbuki o da istese kirilenko ve kg gibi kendisini toparlayabilirdi. taktik, teknik, pozisyon vb bir şey değil kıyaslamam tamamen fiziki açıdan. ayrıca bu dediğim konu da korkmadan oynadığı ve sakatlıklar yasadığı tek senede de şampiyon oldu. chandler olmasa yine o sertliği yakalayamazdı. geri kalan her konuda hem fikiriz dallas gibi takımı şampiyon yaptı daha ne olsun. miami pandemi şampiyonluğu ile kıyaslıyorlar bazen ama resmen hakaret oluyor dirk'e.

#2841149 nowitzki'yi pf olarak değerlendireceksek memo ve hadi yine bir nebze hedoo ile kıyaslamak okey de, garnet dallamasından geride kaldığını iddia etmek ne bileyim. garnett'i daha bi pivot olarak hatırlıyorum ben hep. ancak nowitzki'nin bu tarz bi pivot oyunu çok hatırıma gelmiyor.

dallas gibi bir takımda ömrü boyunca oynayıp bu şekilde efsane olabilecek, şampiyonluk yaşayabilecek; sezon, finaller mvp yüzüğü takabilecek kaç oyuncu var? vardı? nowitzki dediğimiz adam, -saygıdeğer yazarın da dediği gibi- üstün alman disiplini ve ahlakının var ettiği çok büyük bir liderdir. dallas gibi zitto bir takımın tarihi boyunca görüp görebileceği en büyük liderdir. sarı saçları mavi gözleri ile nba'in, dallas'ın atatürk'üdür bu adam. atakları yönlendirir, savunmayı yerleştirir. etrafında jason kid dışında adam akıllı oyuncu olmamasına rağmen kupa, yüzük ne varsa toplamıştır. benim gözümde çok büyük efsanedir. nba'e giden en efsane avrupalıdır. hatta abartıyorum. jokic, doncic falan bu adamın yanında bir hiç bence aşslkdas neyse. zaman gösterecek bu son iki cümlemi de, nowitzki harbiden başkaydı beah.

öte yandan; garnett dediğimiz adam camiasız, karaktersiz, öfke kontrolü olmayan leş bir adam benim gözümde. gereksiz sertlik ve salaklıklarını hırs maskesi ile gölgeleyen, burdan ekmek yiyen birisi kanımca. garnett 2008 boston şampiyonluğunda 18.8 sayı, 9.2 ribaund ile oynamış. nowitzki reyiz ise 2011 şampiyonluğunda; 23 sayı, 7 ribaund ortalaması ile oynamış. ki nowitzki'nin final oynadığı rakip miami'de wade, bosh, lebron falan vardı. 2008'de garnett'in oynadığı finallerde kobe ve gasol dışında kim vardı? bynum mı? ahı gitmiş vahı kalmış derek fisher mı? yoksa ömrü boyunca hiç bir boka yaramamış trevor ariza mı? nowitzki ve garnett'i kıyaslamak ve bu kıyasta garnett'i öne çıkarmak nowitzki'ye büyük bir hakarettir, bunu kabul etmiyorum asşdlkas

ancak bunun dışındaki tüm yazdıklarına katılırım değerli yazarın. dizini öne çıkararak attığı orta/uzun mesafeli şutlar, ilk zamanlarında bocalaması, karşısında nba hall of fame'in diğer büyük kabadayılarının olması falan. hepsine eyv. ama bu adamı garnett denyosu ile kıyaslamayın göözünüzü sevem. adam avrupa'dan gelip garnett'in gitse döküleceği dallas gibi bir takımla şampiyon olmuş. nowitzki artık bir efsane, eski yıldız bir oyuncu falan değil. yukardaki entry'de yazarın da yazdığı üzere avrupalı oyuncular için bir ekol. ekol olmak, örnek alınmak bambaşka bişi.