diş çektirmek

lokal anestezi altında yapılan ve sanıldığının aksine güç gerektirmeyen eylem. elinde davyeyle karşınızda beliren kadın hekime şu "siz mi çekeceksiniz dişimi?" sorusunu sormadan önce şunu bilmenizi isterim ki, diş çekmek güç isteyen bir işlem olsaydı o güç çenenizi kırardı. diş çekimi teknik isteyen bir işlemdir. hekiminize güvenin. ilk çektiği diş çok büyük ihtimalle sizin dişiniz değildir.

ayrıca bu konu hakkında zaten hekiminiz gerekli bilgiyi verecektir ama diş çekimi cerrahi bir operasyon olduğundan, çekimi takip eden 2 gün boyunca (bu cerrahi operasyonun büyüklüğüne göre değişir, sonrasında implant yapılacaksa sigarayı bırakmak daha faydalıdır) sigara içilmemelidir. bilindiği üzere sigara bölgenin kanlanmasını ve dolayısıyla iyileşmesini bozar, enfeksiyona yatkın hâle getirir.

çektirmesinde sıkıntı yasatmayan ama çekildikten sonra ağrısı hiç çekilmeyen olay.

morfini yapti mi gerisi zaten geliyor. yani iğneden korkmuyorsan, dişçiden de korkmana gerek yok.

argo jargonunda öpüşmek anlamına gelir.

ağrısız bir şekilde çok güzel diş çekerim.

üst kök davyesiyle alt yirmilik çekmişliğim vardır.

dişçide staj yaparken doktorun diş çekmesini izlemek çok eğlenceli geliyordu

sonsuza kadar kaybettiğimiz ama kaybına pek üzülmediğimiz dişimizin hayat sahnemizden çekilerek ayrılması ki bu ayrılığı geciktirmek için uğraşan kişi de hep dişçidir, ben bu dişi kurtaracağım, diye azmedip köküne kadar oyar da oyar. sonra da o dişin çekilmesi daha da zorlaşır, ayrılık daha acı verici bir hal alır.

acayip bela bir şeydir. öncesinde stresten geberirsiniz. çekim sırasında gözünüzü kapatır ve hayallere dalmaya çalışırsınız. sonrasında o gün ağzınızın içi kanla dolu gezmek zorunda kalırsınız. fakat yokluğuna çabuk alışıyorsunuz. eğer oraya implant vs yaptırmadıysanız bazen yemek yerken sert bir şey tam oraya gelip oturuyor o biraz sıkıntı oluyor sadece.
allah kimseye yaşatmasın.

yaklaşık bir ay kadar önce başıma gelen hadisedir.

azı dişimin çürümesi ve yanlarının kırılmasıyla bir yıldır ara ara kendini gösteren acı, en son artık dayanılmaz bir hâl alınca çareyi, dişimi; yağmurlu bir cuma günü adını sanını bilmediğim bir hekime ağlaya ağlaya çektirmekte buldum.

çevremde ki insanların "diş çektirmek en son çare yanlış yaptın " söylemlerine karşı acıdan kurtulduğum için çok rahatlamıştım şahsen, taa ki yanağım şişene ve azı dişimin iki yanındaki dişler hafiften sallana kadar.

ama korkmayın, ben bütün diş hakkındaki yazıları okuyup kendimi paranoya yaptım siz yapmayın. eğer benim yaşadığım durumlara benzer bir şey yaşarsanız geçiyor, cidden geçiyor. yanağınızdaki şişlik yavaş yavaş iniyor, diş sallantınız elleşmediğiniz sürece yavaşça azalıyor-geçmezse bir doktora uğrayın tabii- ve en önemlisi artık dişinizin olmadığı taraflada bir müddet sonra yemek yiyebiliyorsunuz... ah gözlerim yaşlı bunun ne kadar büyük bir nimet olduğunu anca yaşayanlar bilir.

ağız dolusu yemek yemeyi baya özlemişim, her neyse.

işin özü, korkmayın. diş çektirmek kesinlikle dünyanın sonu değil.

gerçi bir ben ara bütün dişlerim dökülecek diye hıçkırarak ağladım ama siz orasını karıştırmayın..

diş hekimliği okumak hedefinde olan biriyim, birinin sözünü okumuştum "herkes cesurdur taki diş hekiminin koltuğuna yatana kadar" diyordu. çok gülmüştüm çünkü haklıydı. ben de küçükken birçok dişime dolgu ve kanal tedavi yaptırmıştım, korkmama rağmen açımın geçmiş olması çok rahatlatıcıydı. kesinlikle korkmayın diş hekiminiz sizin için en iyi kararı size bildiricektir zateeen.

annemin hamileliği sırasında kullandığı yanlış bir ilaç sebebiyle kendi kendine düşmeyen bebek dişlerimin yeni çıkacak dişileri engellemesi yüzünden çokça yaşadığım durum. sağ olsun(!) doktor amca her hafta bir bir çektiği için çocukluğum dişçide geçti desem yeridir.

psikolojik olarak bir ön hazırlık gerektirmektedir. dişine bir bakacaksın, yerinde olmadığını, dilinin boşlukta süzüldüğünü hayal edeceksin. aksi takdirde travma sebebi olabilir. birden ayrılmak zor neticede. tabi bir de bazı paranoyalar vardır. ya sağlam dişimi çekerse, ya sinirim uf olursa vs.
* zor iş vesselam.

beden şehrinin fincan ağzı mahallesinde, eski bir yapı hükmündeki değirmen taşlarından birinin artık salâh ve fayda ümidi kalmadığından çürüyerek beyin sinir merkezinde hissettirdiği ağrı ve rahatsızlığın izâlesi içün tatbik edilen nâfiz bir tedâvidir.

üniversite hastanesinde olacaksa bu mevzu son sınıf öğrencilerine mini bir şov haline dönüşme ihtimaliniz çok yüksek hele ki gömük falansa dişiniz. doluşuyorlar ellerinde defter ağzınızın içine baka baka gülüşüp not tutuyorlar. kendimi çıplak ve savunmasız hissetmiştim, ama sanat ve bilim için soyunurum! şaka şaka ama garip bi durum gerçekten.

1 saat önce bir yirmilik üstte kırılmış azı diş olmak üzere iki tanesini çektirdim bir de dolgu .
yirmilik çetin ceviz çıkınca doktorum babasını da yardıma çağırdı, ağzımın içine dirseklerine kadar daldılar kafam bir sağa bir sola ahahds. katliam insanca bir duygu ama ben seviyorum dedi mustafa doktor. bunu derken kop amk yavsagi diye mırıldanarak. en son ayağını sol yanağıma dayamış alman anahtarı ile ganırtiyordu...
sözün özü mike tyson suratımın soluna üç beş kroşe döşenmiş gibi yamuk, konuşunca yazık spastik galiba diyor insanlar.

az önce yaptırdığım korkunç eylem.

ancak benim dişin zaten 15 yıldır babalara gelmiş olmasından mıdır bilmem hiç acı hissetmedim. kanal da vardı tabi. tek sıkıntı peynir gibi dağılıyor dedi doktor bey. sanırım tutacak sağlam yeri kalmamış. zor da olsa çekti sağolsun. çok da güzel ilgilendi ve bilgi verdi. böyle doktorlardan allah razı olsun.

not: doğuda küçücük bir ilçenin devlet hastanesi.

hayatımda ilk kez dün başıma gelen hadise.
zaten korkuyordum diş hekimine gitmekten. böyle bir fobim var. zaten bu yüzden aylardır ufak ufak ağrılarla "ben buradayım" diyen dişimi görmezden geldim. ama acıdan ağlayacak duruma gelince derhal bir diş kliniğine gittik annemle. evet annemle.

ağzımı komple elden geçirmeye karar veren diş hekimi çekim işini sona bıraktı. sevgili dişimin köklerinde enfeksiyon oluşmuş. hatta yandaki dişimi de etkilemeye başlamış bu. her ne ise. sonuçta 1 kanal tedavisi ve bir de diş çekimi söz konusu olacaktı. ve oldu.

"lokal anestezi yapacağız canın acımayacak" diye beni rahatlatmaya çalışan doktorum (itiraf ediyorum en az acı kadar korkumun da etkisi vardı bunda) bağırtılarım eşliğinde çekti dişimi.

hekim: cessie hanım hissettiğiniz şey ağrı değil baskı, lütfen sakin olun.
iç sesim: ismine ne dediğimizin ne önemi var, beni rahatsız eden şeyler hissediyorum!!!
hekim: ama lütfen bağırmayın bakın diğer hastalar da tedirgin olacak.
dış sesim: çok özür dilerim, kendime hakim olmaya çalışacağım lütfen kusura bakmayın.
iç sesim: bana ne?! şu an hepsi lav dolu kuyulara düşecek olsa umurumda değil ıaaaağğ!
dış sesim: benim dişim belli ki çıkmak istemiyor, onu kendi haline bıraksak öyle yaşasa olmaz mı? gelin vazgeçelim bu işten.
hekim: jfkalfkablflshvkpskfks olur mu öyle şey cessie hanım, bana güvenin bitmek üzere.

dişi çektiğini söylediğinde asla inanmadım. hayır bi de beni kandırdıysa korkusuyla dilimle oraları da yoklamıyorum, inanmak istemek ama inanamamak... sonunda dilimi o boşluğa temas ettirince ve "ısırın bakayım" diye ağzıma gazlı bezimsi pamuğumsu bir zımbırtı sokulunca rahatladım.

benim acı hissetmemin nedeni enfekte olmasıymış diş kökünün. ama dediğim gibi sonradan fark ettiğim üzre ben acı yüzünden değil acımın artacağına olan inancım yüzünden o kadar tepki vermişim.*

hekim hanım çok sabırlı, çok anlayışlı biriydi. umarım kendisine bir daha benim gibi hastalar denk gelmez.

dış sesim: ben dişimi eve götürmek istiyorum, götüriym mi? *
hekim: götürebilirsiniz de cessie hanım ne yapacaksınız kanlı mikroplu dişinizi?
dış sesim: alkolle temizleyip saklayacağım tabii.

the end arkadaşlar.
hala acıyor ama beni ağlama noktasına getiren diş ağrısı gibi değil çokşkr.

çektirmemek için bin takla atıyoruz. artık iyi bakıyoruz dişlere.

çektirmemek için iyi bakmak yeterli değil ki. kimi zaman yirmilik dişlere yer olmuyor ağızda ya da o dişler evrim artığı olduğu için gömülü kalıyor. illa çektirmek zorundasın yani onları. hatta gömülü olanlarında dikiş falan gerekiyor.

acılı ve yemek yenilemeyen bir süreç. morfin yetmez buna yahu. dişi çekerler en az yarım saat ağzında tamponla durursun. kanı durmaz ayrı dert, acısı ayrı dert. açık yara sonuçta. kapanması için birkaç gün geçmesi gerekir. o sürede sıvıyla beslenmek en iyi çözüm.