en sevilen film yönetmeni

birkaç dakikadır uzun uzun düşündüm, hitchock'un neredeyse tüm filmlerini izleyip bayılmış bir insan olarak en sevdiğim hitchcock diyemeyeceğime karar verdim çünkü ilk sıramda daima leni riefenstahl ablamız var.

neden bu ablamız var? çünkü bu ablamız 20.yüzyılın ilk yarısında hem içerisinde bulunduğu, hem de yönetmen koltuğunda oturduğu bu filmler avrupa ve amerika klasmanında ciddi anlamda rakipsiz benim için. çünkü avrupa'nın 1945 sonrası, amerika'nın da 1950'lerin başlarında yakaladığı o sinema dinamiği, çekim açıları, film akıcılığı dediğimiz kısımları bu kadın 1930'ların başlarında yakalamıştı.

misal, 1932 yapım das blaue licht filmini örnek vereyim sizlere, bu ablamızın o filmine "1962 yapım amerikan filmi" desek vallahi yutacak tonla insan var.
kaldı ki bu kadının başarı kısmına absürt bir örnek daha vereyim, naziler bildiğimiz üzere propaganda kısmında o zaman dilimi içerisinde rakipsiz ve kusursuzdu, bu ablamız da nazilerin propaganda kısmının sinemadaki temsilcisiydi. rammstein'ın depeche mode kavırı stripped klibi var ya hani, bu ablamızın 1936 yılında çektiği olympia isimli olimpiyatları anlatan çalışmasından alınmış görüntülerdi onlar, ne kadar şiirsel ve ne kadar güzeldi değil mi? o eşsiz manzaraların arkasındaki sporcular adeta antik dünyadan fırlamış gibiydiler; hah işte bu kadının tüm eserleri böyle, manzara fotoğrafçısı gibi manzara izletiyor bizlere.

ayak fetişisti tarantino.

(bkz: yüzüklerin efendisi) ve (bkz: hobbit) serilerini bizlere müthiş bir kalite ile sunan peter jackson tabi ki bir numarada ama onun dışında aşağıdaki kişiler de müthiştir.

(bkz: quentin tarantino)
(bkz: m. night shyamalan)
(bkz: tim burton)

ertem eğilmez
christopher nolan

(bkz: emir kusturica)

(bkz: guy ritchie) babaoğlusuna pike çekmek bile serbest. mermerler kurban olsun ona...

john carpenter ve david cronenberg, en sevdiğim yönetmenlerdir.

bir tanesini seçmem gerekirse carpenter derim.

quentin tarantino
otto bathurst

(bkz: jim jarmusch)