erkek dediğin masaya yumruğunu vuracak diyen kadın

kadınların genelde sert ve sahiplenici erkeklerden hoşlandığını düşünen kişilerin özellikle kadınların sözü. inanmak güç ama bunu arkadaş çevremde çok duydum ki her biri sabah starbucks bardağıyla işe gelmeden ayılamadığını söyleyen üniversite mezunu beyaz yakalı kadınlar.

başkasının korumasına ihtiyacı olduğunu düşünen aciz kadın

ataerkil sistemin kurbanları. lakin er kişisinin sonradan elini acımasıda cabası.

onlar için çok üzüldüğüm kadınlardır. bugün masaya vurduğu yumruğu yarın gelir seni bulur. sonra bir bakmışsın kadın cinayetine kurban gitmişsin. çünkü şiddet böyle başlar. önce objelere, sonra sana. yapmayın hanımlar. böyle erkeklerin peşinde koşmayın.

“eşim sinirlenmiyor, her gün aynı yemeği önüne koydum, her şeyi yaptım ama adam sinirlenmiyor” diyerek boşanan kadın bu kadındır. masküleniteyi çekici bulur kadınların geneli.*

avlanıp mağaraya et getirebilen erkeği seçen kadındır

daddy issues

koca dayağını yiyince şikayet etmemesi gereken kadındır. kusura bakmayın ama öyle kadına zerre acımam. maskülen olmakla zorba olmak arasında kalın bir çizgi var. bizim kadınlar maskülen değil barzo seviyor.

evet kesinlikle masaya yumruğunu çat diye vurmalı. soğanın erkek kuvveti ile kırılması, bir yumrukta kırıp ikiye bölmesi lazım. ben mı kırayım koca soğanı?

erkek dediğin masaya yumruğunu vuracak diyen kadın sonrasında ve tabiki dediğin gibi aşkım diyecek demiştir

o yumruğun bir gün kendisine de inebileceğini düşünmeli, şiddeti hiç bir türlü sevmemeli.

çok ince de olmasin kadın gibi kıvırmasın.

arnella arkadaşımızın hoşlandığı erkek türüymüş efenim.
hatta bir elinde tesbih diğer elinde nargile.
dar paça takım elbise. *

masaya yumruğunu vuracak ve hanımım ne derse o diyecek*

yanlış anlaşılmışım yine ya. benim erkeğim masaya yumruğunu sadece soğan kırmak için vurabilir. sonra da cücüğünü eliynen benim ağzıma verir. ben de ona yeniden aşık olurum.

hayatımı paylaştığım kadın ayak serçe parmağını masaya çarparsa elbette yumruğumu masaya vurmasını bilirim. beni kimse hafife almasın, her gece yeminler ediyorum artık bıçak kemiğe dayandı.

erkek dediğin hanımı kızmak üzereyken ortamı yumuşatacal, alttan alacak.
ne yaparsa yapsın hanımının tansiyonunu düşüremiyorsa da
neşeli günlerdeki şener şen gibi masanın altına saklanıp helikopter pervanesi gibi dönecek.

bağırış çağırış bitince de masanın altından çıkıp hanımının gönlünü alacak.
erkek dediğin birlikteliği sürdürmek için fedakarlıkta bulunacak.

doğru. şöyle penisi de hem göz doyuracak hem boşluk dolduracak.

mesela ben böyle diyen kadını severim. talep ediyor ki, demek kendi de koltuktan kalkınca iz bırakan cinsten.

oo, hayırlı işler, chubby severiz. zayıf karıyla işimiz olmaz. kırılacak diye korkuyoruz maalesef.

evlendiğinde ikide bir, ağaarlığını goyamadın deeğmi ortayaa diyerek kocasına dünyayı dar etme potansiyeli de taşıyan kadındır.

"bir ajan gördüğünde neo, hepimizin yaptığını yap. kaç! canını dişine tak ve kaç!"

bu düşünceden hızla sıyrılması gereken kadındır. ya da en azından bunu sık sık dile getirmemesi gereken kadındır. karışmayın arkadaşım erkeklerin işine. ben bu noktada evli insanlar açısından konuyu ele alıyorum. diğer yazar dostlar alınmasın lütfen. her neyse, sen adama güvenip evlendin mi evlendin. o zaman ne zaman masaya yumruk vurması gerektiğini ona bırak. ve ayrıca ne kadar aşağılayıcı bir şey bence bir kadının bunu söylemesi. ne istiyorsun abi evde despot gibi dolaşsın mı. seni her fırsatta rezil mi etsin, gururunu mu kırsın. gerçekten mi ya? niye diyalog kurarak tatlı talı çözmeye uğraşmıyorsun sorunları ya da durumları? senin baban despot dediğim dedik bir adamsa kocan da mı öyle olmak zorunda. kibar ve nezaket sahibi olması onu senin gözünde itici birisi mi yapıyor. ya da yumuşak?