erkeklerin kadınlardan daha duygusal olması

herkes tarafından bilinen ama hep aksi gibi davranılan bir gerçektir. baktığında kadın ağlar, sızlar. duygusunu belli eder. erkeğin içi kan ağlar. kimseye diyemez. o yüzden hep 'ayy canım ayy ağlama yhaa' tarzı konuşmaları kadınlar arasında duyarsınız. duygusallığınızı karşı cinse belli ettiğiniz anda da kaybedenler kulübüne hoş geldiniz.

abi benim burcum balık ya ota b*ka gözüm doluyor

kişiden kişiye değişendir.

kadınlar, erkekler kadar duygusal değildir.

katılmadığım önermedir. kabul edilenin aksini söylemek için boş uğraşa girilmemelidir. erkeklerin hiç önemsemediği birçok konuya kadınlar günlerce üzülürler. bundan dolayı erkeklerden sık sık "buna mı üzüldün?" lafını duyarız.

erkeklerin daha ilkel olmasından kaynaklanır. bir kadına nazaran erkekler daha fazla içgüdüsel hareketlerde bulunur. kadın öyle değildir düşünür karar verir göz yaşlarının ne zaman akacağının zamanını mekanını ayarlar ve öyle ağlar.

başlığı görünce bana bir gülme geldi. burçlarla alakası vardır belki.

neden hep bi karşılaştırma yapılıyor erkek kadın arasında. kişilikle ilgili bir durum bu. kadın çok duygusal olabileceği gibi erkek duygusal olmayabilir. ya da kadın hiç duygusal değildir. erkek çok duygusaldır. insan olarak değerlendirme yapabilsek keşke.

tüm genellemeler yanlış olmakla birlikte türkiye anlamında genelleme yapacaksam kendi gözlemlerime dayanarak katıldığım önermedir.
kadınlar özellikle üzüntü ve sevinç gibi duyguları şov amaçlı gösterişte, erkeklerse öfke, kızgınlık gibi duyguları yine şov amaçlı gösterişte başarılılar. toplumun cinsiyet rolleri kapsamında her iki cinste farklı duyguları gösterme anlamında hemen hemen eşit olmakla birlikte, olaylara karşı anlık duygusal yaklaşımlarda kadınların kendini koruma amacıyla daha hesaplı kitaplı davrandığına inanırım. kadınlar mantıkla duyguları elerken, duyguları daha derin yaşamak anlamında olan duygusallık konusunda sanırım erkekler daha duygusallar.
bu arada istisnaları ve her kadının ve erkeğin kendine özel karakteri olduğu gerçeğini unutmamak lazım. her iki cinsiyetten fazlasıyla duygusal olan kişiler vardır.

bugün en çok buna gülerim. o yüzden mi bizi paramparça edip başka kadınlara gidiyorsunuz ?

öylemiymiş.
23 yaşındayım hala ağlayan bir erkek görmedim hiç.

duygusallığın erkek ve kadın versiyonu varmışta haberim yokmuş dedirten başlık.

(bkz: bazı insanların bazı insanlardan daha duygusal olması)

aslında cidden öyle bence, kadınlar sadece erkeklere göre cesaretli olup duygularını belirtmekten pek korkmadığı için daha duygusal görülürler ama aslında bana göre çoğu erkek daha hassas, sadece belli edemiyorlar. tabii bunun faturasını erkeklere değil ataerkil topluma kesmek gerekir..

ah bu kadınlar yok mu...

erkekler ağlamaz diye diye bizi iç dünyamıza mahkum edip, mimik veremez hale getirip; göz yaşları narin ruhcuklarımızda fırtınalar kopartır, heyelanlar, seller yaratırken dahi taş gibi durmamızı bekleyen ve yarattıkları bu yaratığa odun diyip çareyi yine kendi elleri ile çözmeye kalkıp aslında bizden daha duygusallar yeaa diye işin içine romantizm katmaya çalışmalar, dikte etmeler falan...

siz yok mu siz...

(bkz: yemezler)*

doğru. yoksa şairlerin yüzde 99 u erkek olmazdı.

aynen öyle pampa 90+3 te gelen golle iddia kuponum yatınca ne kadar duygusal olduğumu anlamıştım.

kadınlar her türlü acıya katlanabiliyor maşallah, biz erkekler yıkılırız, kendimden biliyorum hayatım sekteye uğrar yani.

bu biyolojik olarak gerçek bir durumdur. üstat nietzsche “aşkta ve intikamda kadın erkekten daha barbardır” diye boşuna konuşmamış.

erkeklerin duygusallığı onların ne kadar duygularına izin verdiğiyle alakalı.genelde kadınların yüzüne onları sevdiğini söyleyip, aslında"öylesine" takılırlar.bir anlık boşluklarında mantık maskesini indirdiklerindeyse önlerine ilk çıkan kadına aşık olduklarını sanarlar. daha önceleri onlarca kadının duygularıyla oynamamış gibi bir kadının peşinde koşarlar ve dünyanın en büyük aşk acısını çekiyormuş gibi davranırlar.çok iki yüzlüsünüz...(bu hipotez ilk olarak 24 senelik abimi gözlemlemelerim sonucu ortaya çıkmıştır.daha sonra diğer erkeklerde gözlemlenmiş ve aynı sonuç tasdiklenmiştir.)