eş cinsellik propagandasının arka planı

(bkz: kalergi planı)

eşcinsel arkadaşlarımıza saygım sonsuz. keza en yakın arkadaşlarımın çoğu eşcinsel veya trans bireylerden oluşuyor. insanları cinsel eğilimlerine göre yargılamam fakat eşcinselliğin kendi adıma psikolojik bir algı sapması olduğuna inanıyorum. cocukluk döneminde, ebeveynler tarafından çocukta iyi oturtulamamış " cinsiyet algısının" herhangi bir nedenle hasar alması sonucu, bireylerin hemcinslerine yönelmesi olarak görüyorum bu süreci.

cogu eşcinsel arkadaşımızın geçmişinde istismar/ taciz vakası var. orası ayrı. cocukken buna maruz kalmış birey, otomatikman hissettiği duygusal kırılmanın onda yarattığı yalancı vizyona kapılıyor ve cinsel eğiliminin karşı cinsine değil, hemcinsine olduğunu iddia ediyor. kendileri ile alakalı olan bu algının bu kadar güçlü olmasının sebebi " baskın şekilde buna inanmaları". bazıları böyle yaratıldığına dair düşüncelere sahip fakat kutsal kitaplar bize gösteriyor ki tanrı eşcinselliği kesinlikle yasaklamış hatta lut kavmini bu sebebinde dahil olduğu, bir cok sebepten ötürü yok etmiş.


elimizde olan kutsal emirler dahilinde, tanrı'nın bir kulunu eşcinsel güdüde yaratma eğilimi olmadığını biliyoruz. tanrı her kulunu, karşı cins için yaratıyor ve fiziksel olarak ise, iki zıt cinsin birbirini tamamlayabilmesi için anatomik bir yapı oluşturuyor. kadın ve erkeğin bedeni birbiri ile tam oturan bir fizyolojiye sahip. eşcinsel birliktelikler için yaratılmış bir anatomik uygunluk yok. bu da tanrı'nın hiç bir kuluna eşcinsel bir güdü yüklemediğinin ayrı delilidir. keza, karşı cins ile yapılan sex ile üreme gerçekleşirken; hemcinslerle beraber olunma noktasında vücudun fonksiyonsuz kalması yine ikinci keskin delildir.


günümüzde eşcinselliğin "popüler - havalı" bir olgu gibi ilan edilmesinden hoşlanmıyorum çünkü bu havalı bir şeymiş gibi gösterildiğinde, straight arkadaşlarımız sırf moda oldu diye bu ilişkileri deneyimlemeye başlıyorlar. kişilerin cinsiyet algısını değiştiren bir olay haline geldi artık bu. insanlar " ben eşcinselim, biseksüelim" diyerek ortalıklarda gezmeye başladı. popüler kültürün, straight insanları lgbtqr bireyi haline getirmesine son derece karşıyım. eşcinselliğe saygım sonsuz fakat kimse havalı veya popüler olduğunu düşündüğü için hemcinsi ile sevişip, " ben eşcinselim" dememeli.

benim kendi arkadaşlarımda dahil olmak üzere, bir çok insan 20'sinden 30'dan sonra bir anda " eşcinsel " olduğuna karar veriyor. sizce bu normal mi? 20-30 yıl straight yaşayan bir bireyin hatta uzun/ kısa dönem ilişkileri olan bir bireyin bir anda eşcinsel olduğuna karar vermesi? işte bu popüler kültürün dayatması ve özendirmesi sonucu oluşan bir toplumsal yanılgı bütünü. günümüzde, toplum bu sebeple iyice çığrından çıkmaya başladı. doğru düzgün straight olan insan bulamıyorsun.


yanlış anlaşılmasın; böyle olduğuna inanmak ayrı, sırf popüler kültürde yaygın hale geldi diye eşcinsel olmak farklı. ikincisi tamamen sahte bir vizyon. popüler olmak için de, her havalı diye
yansıtılan seyi yapmazsın yani. beatles dinlemediğin halde, beatles t-shirtü ile gezmek gibi bir şey bu. dinlemezsin ama satın alırsın çünkü tüm magazalar aynı t-shirtü satıyordur. olay tamamen bu.

bir cinsel yönelim nasıl propoganda olabilir,arasındaki bağlantı nedir açıklamak gerekiyor. insanlar doğuştan gelen bir duygusal cinsel dürtülerini nasıl propoganda yapabilir?
tecavüz tacize uğramadım, çocukken erkeklerle futbol oynardım, çok iyi bir ailede yaşadım. maskülen bir adamım.düz dünyacılar gibi yazılmış yukarıda. 30 undan sonra eşcinselliği denemiyor o hep eşcinseldi bastırılmış cinselliğini artık içinde tutamadı ve eşcinsel hayatı yaşamak istedi.
propogandasını yapan var mı bilmiyorum ama o tarz salak oluşumlarla bir tutamazsınız herkesi.

propaganda tanımına baktım çeşitli propaganda tanımları olsa da , tam tanım ikna etmek tanımı.(doğru yada yalan ikna şu anda ki konumuz değil)
ben epey yaşamış biriyim 1986-7'den beri eşcinsel hakları savunucusuyum ,aktif çalıştığımda oldu , etkinlikler ve gösteriler mitinglere gittiğimde .ben hiç bir şekilde ''gelin ibne olun ,gay olun ,lezzo olun , çok güzel vurdurun, yalayın,-emin, zevki tadın şudur budur diye propaganda yapan görmedim duymadım da.
bir iki rahatsız diyebilir ama o kadar.
bırakın her şeyi çok fazla eşcinsel şiddete uğruyor ,öldürülüyor çoğu haner olmuyor ama nefsi müdafaa kendini savunma durumunda bile bir eşcinsel birey birini öldürse ooo anında manşet. ibneler saldırdı -öldürdü.
bugün gay evliliklerin yasa ile (miras hakkı) kabıul edildiği ülkelerde bir biri çıkıp pankart asıp yada slogan atıp gelinnnnn ibne -lezzo olun dediği bir eylem yok.
bazı feminist eylemlerde en fazla '' tarla benim belletirim göt benim elletirim ''pankartı gördük.
ben hiç,'' hetero kardeş gel vurdur zevki tat ''diye bir pankart görmedim.

ama gayleri öldürün diye pankartı asıldığını , ırkçı-dinci siyasilerin eşcinselleri yok edeceğiz diye konuştuklarını her an görüyoruz.
44 yaşında hala baba mirasından beslenen fatih erbakan misali.
ayrıca eşcinsel bireylerin çoğu bizzat tanığımdır büyük çoğunluğu dindar ve milliyetçidir ,sağa oy verirler ,benim lezbiyen bir arkadaşım vardı ,mhp'ye oy atardı. memleketini yazsam gülersiniz.
adam çıkıyor sığırbaşı ,açık kadına tecavüzü savunuyor ,esas propaganda bu.
birde ibne olup saklayan var çoğu da ya ülkücü ya alperen ya dinci .

fazla zırlamayın isktirin gidin.
not.biraz amiyane oldu ama yahu insanlar çocuklarına çikolata şeker alamıyor ,et yediremiyor, şarküteri ürünleri ateş pahası ev-araba -kira -tatil bu ülkede sorun ama bok suratlı pislikler için sorun eşcinsellik.reziller.

netflix izledim demin. vurdurmaya gidiyorum şimdi.

şeytanların işi, yeryüzünde bozgunculuk ve fesat çıkarmaktır. mü'minler arasında ahlaksızlığın yayılmasını istemektir.

bir insan, doğuştan sapkın olabilir mi, bilinmez? lakin öyle bir şey var kabul edilse bile, bu istek onun imtihanıdır.

bekar olduğum halde zina yapmıyorsam, eşcinsel de bu isteğine gem vuracak ve karşı cinsle, nikah yoluyla bu işini görecek. canının istediğini yapmak, bu çoğu zaman başkalarının hakkına girmektir. çünkü, heçbirimiz; ebeveynlerimizden, çocuklarımızdan ve kardeşlerimizden birinin eşcinsel sapkınlığına düşmesini istemeyiz. "başkalarına özgürlük, kendiminkine yasak" anlayışı da islam'dan sekülerizme dönenlerin ikiyüzlülüğüdür.

tüm kötülüklerin anası: adaletsiz gelir dağılımıdır ve eşcinselliği de bu adaletsizlik tetikler.

adaletsiz gelir dağılımında, varlık içinde yüzen tüketim muptelaları değişik zevkler tatmak için, yokluk içinde olanlar da sırf bu ihtiyaçlarını gidermek ya da varlık içinde yüzenlere menfağat gereği eşlik etmek için bu yola girerler. evet.

hani bir söz var ya çarşambanın gelişi perşembeden bellidir diye. eşcinsellik binlerce yıldır hayatın içinde normal karşılanan bir şey ise bunun binlerce yıldır devam eden bir kültürünün olması gerekir, kültürün bir parçası olması gerekir. ama o da ne? eşcinsellik insanların büyük çoğunluğu tarafından nahoş karşılanan bir şey. hiç normal karşılayan yok. binlerce yıldır eşcinselliği normal gören insanlar bir anda fikir mi değiştirmiş acaba hayret doğrusu. milyonlarca, milyarlarca insan bir anda ne olmuş da fikir değiştirmiş acaba? çoh enteresan.

eşcinsellik "normal" bir biyolojiye ve psikolojiye sahip bir insan için iğrenç bir şeydir. öpüşen iki tane sakallı adamdan her "normal" insan tiksinir. ve çocuklarının böyle şeylerden uzak durmasını ister. bunun dinle de alakası yok. biyolojik bir şey. normal insanların biyolojik akrabalarına karşı şehvet hissetmemesiyle aynı şey. vücudumuz üreme ihtimali olmayan veya sakat çocuk dünyaya getirme ihtimali olan eşleşmelere karşı kendini koruma refleksi gösterir. buna ister evrim deyin ister allah böyle yaratmış deyin. biyolojimizin bir parçası.

yok eşcinsellik normalmiş de dinler yasaklamış da falan. çocuk kandırıyorlar sanki.

sadece eşcinselliğin değil, tüm azgın azınlıkların bir devlet propagandası olarak batı ülkeleri tarafından ısrarla savunulması ve pozitif ayrımcılığa dahil olmasının sebebi çevre ülkelerin itilaf devletlerinin (uk, usa, fransa ve israil) müşterek dünya tasavvuruna iman ettiğini kanıtlama çabası olabilir.
- akla ve mantığa uygun birtakım normlar itilaf devletleri tarafından diğer ülkelere dayatılırsa şayet bu ülkelerin gerçekten bu konuda mutabakat üzerine mi olduğu yoksa itilaf devletleri istiyor diye mi savunduğu ortaya çıkarılamaz.
- ancak itilaf devletleri akla ve mantığa aykırı delice bir normun uygulanması için bastırıyorlarsa ve gelen tepkiye rağmen diğer devletler hala devlet politikası olarak uyguluyorsa o devletin gerçekten müttefik olduğu sonucuna varılabilir.

bana göre azınlık politikaları ve cinsel özgürlüğün etik değerlendirilmesi bir yana, politika özelinde adeta bir turnusol kağıdı işlevinin olduğu yadsınmaz bir gerçek.

dünya nüfusunu yavaş yavaş azaltmayı hedefleyen küresel mühendislerin deveye soktuğu toplum odaklı operasyon.

insanların yatak odalarına ve tuvaletlerinin deliklerine iki kesim burnunu sokar. ilki dinci/şeriatçı kitle ve ikincisi faşist/totaliter rejimler. ikisinin birden bir ülkede olması ise o memleketin boku yediğinin göstergesidir. bu konuları fazla takanlara söylenecek şey çok, ama belki biri bile anlayana yeter.
kimse, nasıl ki sizin annenizin, kız kardeşinizin kukusuyla ilgilenmiyorsa; ya da siz, babanızın annenize anal seks yapıp yapmadığı konusuyla kafayı bozmadıysanız; yetişkin, aklı başında insanların kendi iradeleriyle hangi organlarını nasıl kullandığını dert etmeyin.

hayvanlarda da görülen, insan toplumlarında çok eskiye dayanan bir durumdur. bununla ilgili kitapları bulabilirsiniz.
teist kişiler tanrılarının kusursuz yarattığından bahsetmiş ancak interseks bireyleri gösterdiğinizde hep kaçamak cevap verirler. çünkü kusur olduğuna dair kanıt vardır ve eş cinsellik gibi rahatça yorum yapamazlar.

dinciyseniz kendiniz dışında herkes düşmandır ve kafayı komplo teorilerine takmışsınızdır. bir de türk erkeğiyseniz yandı gülüm keten helva.

iyi de, eşcinseller üremeyecekleri için uzun vadede dünya zaten size kalacak. asıl sizin propaganda yapmanız gerekmiyor mu geri zekalılar.

öncelikle bazı arkadaşlarımıza komplo teorilerini azaltmalarını öneriyorum. yaşadığımız günler derin komploların hayata geçtiği değil, giderek akademinin koridorlarına çekilip hayattan kopan, avrupa ve abd kökenli garip ve ucube bir solun hakim olduğu bir dönem.

garip ve ucube dedim çünkü solun asıl konusu olan emek ve sermaye çelişkisini bir yana bırakıp, kimlik siyasetine gömülmüş, sol ile alakası olmayan bir yapay sol bu. margaret thatcher ne kadar halkçı ise, bu yeni sol da o kadar sol.

her neyse. kimlik siyaseti dediğimiz, aslında eşcinsele de, transseksüele de, kadına da zarar veren bir saçmalık. herkesin kendisini öteki üzerinden tanımlamaya çalıştığı, kendi varlığının anlamını bir yana bırakıp ötekini yüceltmek üzerinden anlam aradığı bir çağdayız.

ötekine, özellikle azınlıkta olan ötekine saygı göstermek, onun haklarını savunmak elbette insan olmanın gereği. buna asla karşı değilim, benim karşı olduğum, toplumsal düzeni sadece öteki üzerinden yeniden kurmaya çalışıp, heteroseksüel veya kadın gibi kimliklere suçluluk dayatmak, onların haklarını yok etmeye çalışmak.

netflix'in veya akademik camianın gerek woke, gerekse cancel kültürü gibi vasatlıklardan kurtulması gerekiyor. genişletilmiş bir white guilt, dünyada sadece aşırı sağı yükseltmeye yarıyor çünkü bu akım, aynı zamanda tüm nilletlerin gelen korkunç sığınmacı akını karşısında susup razı olmasını da öğütlüyor. örneğin, üç kuşaktır londralı olan bir aile, şehrin dev bir lahor'a dönüşmesine tepku göstermeyecek, gerekirse haftasonları sokağa çıkmayıp gelenlerin rahatını bozmayacak.

bakalım nereye kadar gidecek bu woke çılgınlığı?

bu işlerde uzman değilim de bu işlerin popüler kültürle olması fikri bana çok saçma bir teori geliyor, hele ki ülkemiz için.
eşcinsellik çok havalı, gaylik çok popüler laflarını hiç duymamış olmamı ayrı tutarak söylüyorum, çok havalı kanka gel bana bir yapıştır diyen bir türk erkeği olacağını mı düşünüyorsunuz gerçekten.
yapanı nispeten anlarım, cinsel açlığın afrikasıyız vurur geçer. bunun da havayla alakası yok, cinsellik yaşama arzusuyla ve hormonlarla var.

sonradan eşcinsel oldu denilen insanlar özellikle çocukken baskı ve korkudan konuşamayan, belli bir yaşa gelip tamamen birey olunca kendine güvenmesi sayesinde fikirlerini açığa vuran insanlar. toplum baskısı yüzünden evli olan ama halbuki gizli gay olan insanlar var. siz sonradan öğrenince sonradan oldu sanıyorsunuz sadece. o evliliğin tek sebebi dışlanmamak ve aile baskısı.

ayrıca üstlerde bir yazarın tanrının kusursuz yaratması tanımına da katılmıyorum. zira madem her fikir tanrıdan, o lut kavminin aklına bu düşünceyi koyan da varsa eğer o tanrı olmalı. onun aklına ekmediği tohumdan mahsul alamazsın. madem olan biten herşey tanrıdan, bu da tanrıdan. ayrıca erkek erkeğe ilişkilerde hoşumuza gitmese de bir fonksiyon var. evet bize göre orası cinsellik bölgesi olmayabilir ama neticede dibini dövme pozisyonunda bu fonksiyon oluyor. he üreme olmuyo diye fonksiyonsuz deniyorsa bilemem o kadar uzman değilim ama neticede kardeşi kardeşten üretme fonksiyonuyla kendine dünya kuran tanrıdan bahsediyoruz.

velhasıl belki bazı istisnalar olabilir ama genel olarak birine bakarak, özenerek, hayran olarak falan değişecek bişey değil bence cinsel yönelim. bu biraz şey gibi hani futbol takip edenler bilir salah dünyayı müslüman yapacak, sayesinde bilmemkaç kişi müslüman oldu falan gibi. ee messi, ronaldo kadar popüler mi onlar neden değiştirmiyor milletin dinini. yani özellikle islam gibi kuralları katı, müridi nispeten daha bağlı daha sorgulamaz olan bir kesim öyle iki filmle bir ünlüyle, etraftaki popüler kişiler öyle diye cinsel yönelim değiştirir mi. önüne geleni düdükleme hormonlarıyla yanıp tutuşan, çoğu sözlü şakasını bile sevmeyen insanlar sırf popüler olucam diye birden becerilen taraf olmayı isteyip buna katlanır mı. şahsen bir ateist olarak ben aklımın ucundan bile geciremiyorum, kim ne vaad ederse etsin. isterlerse michael jackson'dan daha ünlü, ronaldo'dan daha zengin olacak olayım kasa önemli.

sadece 2 sey soyleyecegim:

1. interseks bireyler kusurlu degildir, peygamber doneminde de bazi kusurlarla dogan insanlar oluyordu. bunlar bununla imtihan edilirler, kusur, hatadan dogar. oysa allah bunlari kasti olarak boyle yaratmistir, yoksa hata ettiginden degil. kacamak cevap verdigimiz yok yani. ki bundan ilave, interseksuellik, hunsa-i muskil adi altinda fikihta 1300 yildir tartisilmis, konusulmus bir mesele olup fikihta bu konuda kapsamli bir literatur olusmustur.

2. bir seyin, hayvanlarda olmasi onu mesru kilmaz. ornegin tecavuz de bazi hayvanlarda var, veya kendi cocugunu katletme de bazi hayvanlarda bulunur, keza ensest de hayvanlarda vardir. allah'in bunu boyle murad etmesi, o hayvanin bunun bilincinde olmamasindandir, bundan dolayi o hayvana gunah yazilmaz. ahlaksizlik, bilincle yapilan kotu eylem olup hayvanlarin yaptigi ahlaksizlik kapsamina da girmez. hasilikelam bir seyin hayvanlarda olmasini, onun mesruluguna delil kilmak amiyane tabiriyle avamliktir.

belden aşağı her pisliği destekleyen bağzı atayistler! azıcık delikanlı olun.

hanginiz , gelin getirme hayalini kurduğunuz oğlunuzu " gelin vermek" ister?

heç birinizde istemezsiniz. layikçilik,, sekülercilik ayağına yatıp laga- luga yapmayın. savunduğunuz, bana ne dediğiniz sapkınlık susarsanız sizi de vurur, bizi de vurur. fıtratınıza dönün, bu sapkınlığı tenkid edin ki, mensupları cesaretlenip çocuğunuzu, kardeşinizi ve torununuzu top ya da lez etmesin. evet.

bir troll için çok güzel alan aslında eşcinsellik. bir kaç toplumsal kırılgan noktayla kombine edince, oturup uzun uzun ciddiye alan bulursun sözlüklerde.

- eşcinseller camiye alınmamalı
- eşcinsel düğününde halay çekmek

ama sıkıcı be. kafadan 20 küfür almaya değmez. keşke zamanında böyle hatalar yapmasaydık. insan olgunlaşıyor.

üçüncü mesajdan sonra, çok ciddi ve öfkeli bir eşcinsel kardeşimiz uzun açıklama yapıyor hep. eşcinselliğin sonradan kazanılmadığını, doğuştan gelen hormonal bir durum olduğunu falan anlatıyor. niye anlatıyor hala çözemedim.

altına da, yine sinirli bir kardeşimiz, 1970'lerin ortalarına kadar amerika'da eşcinselliğin hastalık kabul edildiğini, hala da böyle düşünen doktorlar olduğunu yazıyor.

bir kaç kişi, eşcinsel olmadığı halde eşcinselliği savunanların sözlükten kız kaldırmak istediklerini belirtiyor.

2-3 saat sonra herkesin siniri geçiyor. kim kimle isterse sevişsin diye bağlıyorlar konuyu. olan sana oluyor. 25 küfrü almışsın orada. dm’den tehditler.. homofobiş diye dalmışlar sana. oysa kadın alanı böyle değil. yumuşak ve süper bir bölge. eti puf gibi, nezih bir ortam var.

propagandaya maruz bırakıp '' haaa hayat öyle daha güzelmiş hemen denemeliyim '' aydınlanması mı yaşamamızı itiyorlar acaba?