birçok etken olsa bile bana göre en büyük etken kadınların ekonomik özgürlüğünün olmaması. yani çaresizlikleri. kadın okuyup meslek sahibi olamıyordu haliyle tek dayanağı kocası oluyordu.
ister dövsün ister sövsün mecburiyetten katlanmışlar.
çevremdekilere bakarak daha rahat söylüyorum bunu. eşiyle birbirlerini öldürecek dereceye gelmişler ikisi de mutsuz ama kadın gidememiş niye? çünkü ekonomik özgürlüğü yok. kocası ne yaparsa yutmuş oturmuş. okutmamışlar ki ne yapsın ?
devamını gör...
günümüzde evlenmeden önce tanışma, sevişme, beraber yaşama, beraberlik yaşanabildiği için daha hızlı tüketilebiliyor. eskiden insanlar evlilikte birbirini tanımaya başlayıp yaşıyordu her şeyi. eşini düğünde gören insanlar çoğunluktaydı.
devamını gör...
eski dönem evlilikleri ve aşkları evladiyelik porselen fincan takımı gibi, şimdiki evlilik ve aşklar ise strafor bardaklar gibi, bir kullanımlık ve çöpe atmalık.
devamını gör...
1- kadının ekonomik özgürlüğü
2- boşanmanın utanç duyulacak bir şey olduğuna inanmak.
3- kadınların her anlamda güçsüz ve kimsesiz olması...
4- toplumun boşanmış kadını namussuz sayması.

evlilikler uzun sürmüştür doğru. lakin kadınların çoğu büyük eziyetler çekmiştir.
erkeklere tahammül etmekten başka yapabilecekleri bir şey yok gibiydi.
hatta kahrından verem olsa, sürüm sürüm sürünse bile erkeğe köle olmaktı bir kere kaderi.

evliliklerin uzun olması mutluluktan değil yani, zorunluluktandı.
devamını gör...
eskiden bu kadar hukuk fakültesi yoktu.
boşanmaktansa o berbat evliliği ölene dek sürdürmek bir gelenekti.
kadınlar susuyordu, evliliklerin uzun sürmesi bu yüzdendi.
devamını gör...
akıllı cep telefonunun olmayışı sebebiyledir.
devamını gör...
çok basit cevabı var; çaresizlik
kadının yeri hep bir erkeğin yani olması sorunu temelde. babası gelin ederken bu evden gelinlikle çıktın kefenle dönersin demesi ile gidecek bir yeri kalmayan kadın eşinin her kötü huyuna susar sineye çeker yoksa dayağını yiyip susar. bu yüzden de kaderim bu diyip çekmesi gidecek yerinin olmaması. evliliğin uzun sürmesinin tek nedeni bu, çaresizlik...
devamını gör...
kadın ve erkek evlenene kadar 5 sene flört etmiyordu. hemen evleniyor ve birbirlerini tanımaya çalışıyor zıtlıklarına tahammül etmeyi öğreniyorlardı.onlar birbirlerini sevene kadar farkında olmadan birbirlerine alışıyorlardı esasen.
en önemlisi erkeğin de kadının da gözü dışarıda değildi şimdiki gibi.teknoloji gelişip insanların birbirlerine ulaşması kolaylaşınca haliyle yanlış ilişkiler de çoğalmaya başladı.
devamını gör...
evlilikler uzun sürüyordu, çünkü kadınlar susuyordu.
devamını gör...
eskiden uyum vardı şimdi uydurma var e kısa sürer tabi...
devamını gör...
şimdi buraya ne yazsak olay. sosyolojik bir travma bu başlığa yazılabilecek her cümle. eril yada dişil dilden öteye gidilemez zaten.
en iyi çay için. sizde yoksa bana gelin, tazecik. *
devamını gör...
(bkz: kadının erkeğini mutlu ettirme durumu)
devamını gör...
sosyolojik olarak eski nesil ve yeni nesil farklı değerlerle yetişti. eski kuşak ailesini akrabalarını ve sosyal çevresini mutlu etme odaklıyken yeni nesilin böyle bir derdi olduğunu düşünüyor değilim.

bir de elbette boşanırsam yalnız kalırım korkusu sosyal medya ile çözüldü.
devamını gör...
bir atasözü der ki; yaşamak için yaşayan hayvandır, yaşatmak için yaşayan insandır.
devamını gör...
şimdi, evliliği uyum içinde yürüyen bir şey olarak baz alacaksak, ayaklardan müteşekkil tertibat olarak nitelendirebiliriz.

iki ayağın yürüme eylemini kusursuz icra edebilmeleri için, eşit/aynı değil uyumlu olmaları gerekir. bu durumda işimizi ne iki adet sağ nede iki adet sol ayak çözer, ancak durumlarını kabul etmiş sağ ve sol ayağın, diğerini sürüklemeden, gerekirse diğeri için hız keserek, uyum içinde ilerlemek istiyor olması gerekir.

hani eskilerin bir sözü var, geçinmeye gönlü olmak. gerisi fasa fiso.
devamını gör...
bugün polikliniğe bir amca, hanımına ilaç yazdırmaya geldi. bunu söylerken de atın otu bitti dedi bir yandan. sonra hepinize moral vermek istiyorum, işiniz çok zor, her şeyden de önemlisi moral dedi yanımdaki öğrencileri de görünce. işte sizi çok seviyorum, iyi ki varsınız dedi.

ben biraz da konuşsun diye dürtmek için hanım bekler ama böyle yaparsan deyince hanımının, kendisi neyse onun tam aksi olduğunu, çok düşündüğünü, çok endişelendiğini, akşamları uyuyamadığını söyledi. kaç yıllık evlisiniz deyince 60 yıldır dedi, birlikte büyümüşler resmen. işin sırrı ne dedim, hiç duymuyorum onu bile dedi, bu kulağımdan giriyor diğerinden çıkıyor. yoksa hayat geçmez dedi. o değil geçende de gelmişti, hanım çayı koydu, beni ona yetiştir diye.

amca hulusi kentmen edasıyla tüm insanlığı kucakladı, teyzeyi gömdü, ama onun işini gördü, ardından ibretlik bir şekilde ortamı terk etti.

hikayeden isteyen istediğini alabilir, ben eğlendim şahsen.
devamını gör...
eskiden mal gibisin, kocanın malı, ayrılmak yok öyleymiş
devamını gör...
bunun birçok etkeni var.
aradaki saygı, sevgi ve sorumluluk bilincinin farkında olunması ve de “o senin kocan, seni sevse de dövse de çocukların, ailenin hatrına susup kocana karşı gelmeyeceksin” gibi anlayışların toplum tarafından kadına dayatılmasıyla kadının dayağa, hakarete ses çıkartamayıp aileyi korumak istemesi… bu etkenlerin başında gelir.
devamını gör...
arkadaş olabildikleri için. uzun uzun tartışmaya gerek yok şimdi ki evlilikler story evliliği. görgüsüz bir kadını mutlu etmeye çalışan abazaların aptalca mücadelesi. sonra da bana deli derler. delirmek daha onurlu.
devamını gör...
kadınların şiddet dahil her şeye boyun eğmek zorunda kalmasından kaynaklıdır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"eski dönem evliliklerinin daha uzun sürmesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim