tek mekanda geçen izlerken gülmemiz ve gerilmemiz beklenen film. o bunalmışlık hissini verebilmesi için olsa gerek bolca bebek zırıltısı var filmde. beni germedi dümdüz rahatsız etti. çok bunaltıcıydı ama süresi kısa olduğu için idare etti. sanıyorum yönetmeni bunu amaçlamış öyleyse bi yere kadar başarılı değilse başarısız.
beni duygulandıran mevzu. hayır forumsal başlıklar umurumda değil de sözlüğün ilk açıldığı zamanlar foruma dönmeyelim diye verdiğimiz mücadele geldi aklıma harbi bi duygulandım ulan.
lisedeyken çok kitap okuduğum için kendimi çevremdekilerden üstün gördüğüm bi dönem olmuştu sonra sosyal medyayla dünyaya açılınca hiç kafamda kurduğum kadar matah bi şey olmadığını herkesin öyle ya da böyle kitap okuduğunu gördüm.
hatta (hala çokça okumama rağmen) kendini entel gösterebilecek tek şey kitaplar olduğu için habire kitaplardan bahseden insanların sıkıcı ve bunaltıcı olduğunu kabullendim. mümkün oldukça da uzak duruyorum kitapların dünyasından çıkamayanlardan.*
şayet yukarıda bahsettiğim gibi biriyseniz ve bu girdiyi okuyorsanız lütfen kitap okumanın çok matah bir şey olmadığını fark edin. emin olun dünyada kitap okuyan yalnız üç ya da beş kişiden birisi değilsiniz.
ama bilirsiniz genel olarak kitap okumak iyidir. *
tam şu an there she goes şarkısı aklıma düşen, şarkıları ve solistinin sesi huzur veren eski bir müzik grubudur. kiss me şarkısıyla ünlüydü bir zamanlar. çok güzel şarkıları ve coverları vardı. keşke devam etseydiler. hatırlamak eskilere götürdü bir miktar.
soğuk baklavanın baklava adına büyük bir facia olduğunu düşünüyorum. geleneksel tatlar rafine haline getirilmemeli. klasik baklavamı da alıp çıkıyorum bu başlıktan.
2025 editi: vazgeçtim iyi yapılan bi soğuk baklava hepsine bedel.
okurken ara ara avuç içlerimi ve dirseğimin iç kısmını koklamama sebep olmuş kitaptır.
öylesine başarılı bir kurgusu var ki üzerinden bi hayli zaman geçmesine rağmen baptiste'nin kokusunun olmadığını fark ettiği anın dehşeti hala aklımda. kitabın en vurucu kısımlarından ve süskind inanılmaz güzel aktarmış.
sonuyla da beklentimi karşılamış bir kitap. kitabın son satırları da nedense inanılmaz hoşuma gidiyor. gerçek bir kapanış gibi hissettiriyor bana.
sonra, önce kaçamak kaçamak, sonra doğruca göz göze gelmeyi başardıklarında, gülümsemeden edemediler. olağanüstü bir gurur duyuyorlardı. ilk kez sevgiyle bir şey yapmışlardı.
irfan karakteri beni sinir etmişti aptal saptal düşünceleriyle onu iyi hatırlıyorum. ama genel itibariyle çok da beğenmemiştim. toplumun bilinçsizliğini güzel bir dille anlatmış yazar.
gerçekten kar kış görmemiş olduğunu düşündüğüm insandır. ya da karın sefasını süren zenginlerdendir. hiçbiri olmadığı halde seviniyorsa biraz kerizdir zannımca.
doğalgazla olacağından daha sıcak olur başka da artısı olmaz. sobalı ev romantizminden de hiç hazzetmem. kömürle külle uğraşmak hiç hoş değil bir kere. soğuk bir ildeyseniz o soğuk havalarda kömür çuvallarını yerleştir, boşalt yetmez her sabah kül çıkar. soba tüter, borular dolar. çekmezse soba zehirlenmesi olur. çilesi say say bitmez.
iyi ki doğalgaz kullanımı arttı da soba çilesinden kurtulduk. nefret ediyorum sobadan da zahmetinden de.
sobalı evde hoş anılarım olmuştur. sobada patatesidir ayvasıdır ama tüm bunlar o zahmetin yanında lafı edilecek şeyler değildir benim için. sobalardan da soba yakmak zorunda kalan insanların olmasından da nefret ediyorum.
ilk : ben, ben olduğum için "benlik davasının garip bir parçası olan, toplumun istediği davranış kurallarına ve standartlarına uygun bir yaşam süremeyen ben", kendimi benim gibi lerle beraber bir "deli hastanesine" kapatılmış buldum.
son:yalan söylüyorum; çünkü yeraltı yaşamının daha iyi olmadığını biliyorum, ama burası farklı bir alem, çok değişik bir dünya, benim özlem duyduğum, ama bulamadığım bir dünya kahrolası yeraltı dünyası!
inanılmaz rezil bir durum. yalanın kısa ve öz olanı makbuldür inanın. ek bir şeyler salladıkça batar gider. ya da ben beceremiyorum detaylısını. çünkü ne zaman yalana destek vermek için bir iki bi şey daha atsam batırıyorum.
okumanın da okumamanın da bu kadar lafı edilmemeli. çok geride kalmış hissettiriyorsunuz bana. kitap okuduğu için kendini üstün sananlar mı dersin okumadığı için kendini yüzyılın akıllısı sanan mı dersin. bırakın bu işleri arkadaşlar.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.