bunlar nasıl hayatlar kimisi eve kuma getirmiş kimisi karısını bırakmış bekârım demiş başka kadın almış on hamile bırakmış kimi kadın kocamı affederim ne olursa olsun diyor izlerken hayattan tiksindiriyor gerçekten insanı böyle yaşamlar ve bunların hiçbirisi kurgu değil.
devamını gör...
bu programlar da olmasa herkes mutlu sanacağız. kuma falan yok, 16 yaşında feysten tanıştığı çocukla , ailesini umursamadan sadece iki haftada sevgilisinin yanına kaçan yok. dolmuşta tanıştığı adama aşıkmolup birlikte yaşayıp 160 bin lirasını kaptıran yok. çocuklarını burma bilezik karşiliğinda satan yok. hep ben uyduruyorum. otokontrolü sıfır eğitimsiz insanların nefret kustukları mecra. annem yüzünden arada izliyor ve burada tanım girmeme yardimci olmasi için gözlem yapiyorum. sırf gözlem icin izliyorum. diğer programlar gibi.
devamını gör...
esra erol'un programında yargıladığı hayatlardır. reyting uğruna insanların özel hayatı yerlere serilir. problem çözme amacı yoktur. hakaretlerle doludur. yanlış olması böyle davranılmasının haklı olduğunu da göstermez herkes sınırını da bilmeli.
devamını gör...
(bkz: anadolu irfanı)
devamını gör...
cem yılmaz'ın da dediği gibi "hani marjinal bizdik" dedirten hayatlar.
devamını gör...
programa katılmanın ön koşulu, anlamlı cümle kuramıyor olmak galiba. az önce şöyle bir cümle duydum "ablacım ben evli değilim, eşimi arayıp sorabilirsiniz"
devamını gör...
ailesine kızıp evden kaçan kızı var, kocasını bırakıp sevgilisine kaçan kadını var, karısını mahallenin yakışıklısına kaptıranı var, imam nikahlı eşi tarafından çocuğu elinden alınıp sokağa atılanı var, say sayabildiğin kadar.
bazen de oraya mağdur olarak çıkanların kalayı çabucak aşınıp bakırı görülüyor.

canlı yayına bağlananların gerçeği söylemesiyle bir bakmışsınız ki evimin kadınıyım diyen kadının geçmişinde üç imam nikahı olmuş.
evden kaçan kızının peşine düşen kadına tam üzülecekken bir bakmışsınız o anne kızına müstakbel bir damat ayarlamış, başlık parası için anlaşılmış, kız evden kaçınca da evde yangın çıkmış gibi zarara uğramış. bunun gibi nice örnek.

bu programlara birkaç gün maruz kalanın nutku tutulur, sıtkı sıyrılır aman ha diyeyim. aile yapısının ne hallere geldiği, nasıl ayağa düştüğüne ibretle şahit olursunuz.
devamını gör...
çarpik degil bir türkiye gerçegidir, bu kadar baskı ile baska ne olmasını bekliyorsunuz.
devamını gör...
biz oturduğumuz yerden her şey normal gibi görüyoruz aslında ama bu tür programlar resmen insanların ne olduğunu açığa çıkarıyor. ulan izlemeyeyim diyorum da boş kaldığım zaman biraz da olsa izleme gereksiniminde bulunuyorum. yalnız sürekli izlemeyin belli bir süreden sonra beyniniz yanabilir çünkü anormal hayat yaşayanlar var hakikaten.

azizim ne olacak bu ülkenin hali bilmem valla…
devamını gör...
halit ziya uşaklıgil'in aşk-ı memnu'yu mabadından uydurduğunu zanneden ülkem insanını dumura uğratan durum.
devamını gör...
esra erol'un programında afişe edilen, aslında karşı komşuya varınca mevcut olan, hayatlardır.
biraz abartarak anlatmaya, biraz ajitasyona bakan hayatlardır.
ben varya size kendimi bi anlatsam, neyse, şimdi reklâm etmeye gerek yok.
ben mükemmel görünmeye devam edeyim.
hiç eciş bücüş bir şekilde kendimi gösteresim yok.
devamını gör...
çarpıklık sadece kamera önüne alınmış insanların hayatlarında yok. her birimiz ucundan köşesinden bu gibi rezil işleri görmüş, belki tecrübe etmişizdir. eden biri muhakkak vardır hayatımızda. okuldan işten sosyal hayattan kesinlikle tanık olmuşuzdur. insanın olduğu her yerde böyle gariplikler var. muhteşem ve steril bir hayat mümkün değil. çok kaçsanız da yaşamak için kafanızı kaldırdığınız anda görüyorsunuz bir şeyler ters gidiyor ve veya rahatsız edici. bununla barışmamak lazım bence. o riya döngüsünden çıkılmalı. birbirini kandıran, aldatan, arkasından iş çeviren, ötekinden çocuk doğurup kocasına o çocuğu baktıran, dolandıran, öldüren, döven, söven rezil biçok insan var. bizim ailelerimizde yok diye bu insanlar yok olmuyor. onlar varlar. görmek zorundasınız. gözlerinizi kapadığınızda hiçbir şey değişmiyor. ben buna; "riya döngüsü" diyorum. bi kez girdiğinizde çıkış çok zor. sürekli bir yalanlar, bir oyunlar, arkadan iş çevirmeler, günü kurtarma çabaları. ona gidiyor başka bir şey söylüyor, ötekine geliyor başka bir şey. melek gibi sırıtıp böyle huzurla yaşayabileceğini sanıyor insanlar. rezil bi şey bu.

net olunmalı. bu gibi şeylere gerçekten bulaşmamalısınız. önceden fark edilir. bi pislik olduğu muhakkak fark edilir. iç sesinizi dinleyin yanıltmaz genelde. paranoyak da olmayın o kadar ama pembiş gözlükleri çıkartıp insan seçin. bugün o çok şaşırdığınız hayatların öznesi olacağınız günler görebilirsiniz aksi halde. ayak oyunlarıyla günü kurtarırsınız, iki başınız okşanır, size inanırlar ama yarın öyle bir şey olur ki sizi ayakta dik tutacağını sandığınız bütün düğümler çözülüverir. şakşakçılar dağılır, "haklısın"cılar gider, öylece kalırsınız. esra erol ya da müge anlı ya da diğerleri, insanın en pis tarafını sadece kamera önüne çıkartıyor. palu ailesi unutulmaz bir olaydı örneğin. nelere inanıyorlardı? şizofreni sınırında yaşayan insanlardı hepsi. kimse onları tedaviye yeltenmemiş bile. sanarak yaşadılar, öyle de bitti. allah korusun kardeşlerim.
devamını gör...
şu an tanık olduğumdur. uzun zamandır açmıyordum televizyonu. biraz izleyeyim dedim ama üzüldüm...
insanlar çıldırmış olmalı.
devamını gör...
netflix izliyorlardır elbette yoksa masum anadolu halkından beklenecek şeyler mi bunlar hiç. cok ayıpsınız
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"esra erol'daki çarpık hayatlar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim