evi arabayı satıp yatırım yapmak

insanın yapabileceği en salakça hareketlerden biridir.

ülkemizde yaygın bir şekilde görüyorum. dönemsel olarak iyi kazandıran bir yatırım aracı ortaya çıkıyor. bu yatırım aracı ünleniyor. ilk girenler güzel de para kazanıyorlar. bunu gören cahil vatandaş ne yapıyor? evini arabasını satıyor, gerekirse borç alıyor, hatta üstüne de kredi çekiyor, bu yatırım aracına basıyor parasını.

kazanırsa kazanıyor, ancak kaybederse hayatı bitiyor, ocağı sönüyor, ailesi dağılıyor.

bunun döviz, altın, borsa gibi legal şeyler ya da bahis gibi şans oyunları olması farketmiyor.

oğlum siz gerizekalı mısınız? cidden merak ediyorum bak. "gaza gelerek" yatırım yapıldığı nerede görülmüş?

insanlar şunu anlamıyor; kaybedeceğiniz zaman hayatınızı si*kecek bir finansal hamle yaparsanız, bu hareketin ismi "yatırım" olmuyor. kumar oluyor.

"bunu kaybetmek bana gerçekten koyar mı?" diye sormuyor, "b planı" yapmayı ise hiç sevmiyoruz.

arabanızı sattınız parasıyla yatırım yaptınız diyelim. kazandığınız parayla aynı arabayı alınca üstüne para kalacak mı, bir araba daha alınacak para kalıyorsa eyvallah ama öyle olmuyor. oturduğunuz evi satıp parasını 1 yıl vadeli bankaya yatırıp kiraya çıksanız ve kiranın da peşin olarak yıllık ödendiğini kabul edelim. 1 yıl sonra alacağınız para bu zahmete değecek mi.

işte bu yüzden iddia gibi at yarışı gibi hatta coin-çiftlik bank gibi şeylere ümit bağlanıyor. 1 koyup 1 alacağınız işe girmek yerine 1 koyup 10 alma sevdasına düşenlerin sonu hüsran olmak zorunda. organize işlerde asım diyor ya , ya tabutun içinde olacaksın ya tabutu taşıyan ya da organize eden.