evlenilen kadının sifonu çekmemesi

kapat gözlerini ve hayal et suser kardeşim. görücü usulüyle, ed-eb inle, nam-us unla evlenmişsin. sırtını yumruklamışlar, gerdeğe girmişsin. kanlı çarşaf falan tamam. sabah kalkıyorsun tuvalete gidiyorsun. ama tuvalette kocaman bir sürpriz seni bekliyor. bu bir kereye mahsus bir şeydir, eyvallah deyip gidiyorsun. ertesi sabah yine aynısı. sonraki sabah bir kez daha.... böylece günler, aylar, yıllar geçiyor.... daha birini aklından çıkaramadan faturaya bir yenisi ekleniyor. adeta "shitception" oluyor. çünkü karın; halk arasında gaita, tıp dilinde bok dediğimiz şeyi yapıp sifonu çekmiyor. bu dünyada iz bırakmak istiyor... demem o ki, siz siz olun, edebinizle, namusunuzla evlenmeyin.

pembe olduğu için kocişkosuna sürpriz yapmıştır.

boşanma sebebidir.
yaz kızım, taraflar arasında kurulan evlilik birliği her sabah klozete bırakılan cumhuriyet sucuğu yüzünden temelden sarsılmış olup boşanmalarina karar verildi.

iki tuvaleti olan bir ev tutulup birini ona tahsis etmemle sonuçlanır. mutlaka çekecek o sifonu yoksa taşar hanımcığımın kakası tuvaletten. böyle böyle öğrenir alışır, alışamaz ya da psikolojik bir rahatsızlık varsa bu davranışın temelinde gider destek alırız psikologtan.

öyle ben boşardım falan diyenlere itibar etmeyin.

(bkz: bekara karı boşamak kolay)

öğretilebilir diye düşünüyorum.