lisede okulu astığım bi gün hamzakoyda pinekliyorum. dalga sesleri eşliğinde bira sigara takılırken benim gibi okulu astığını düşündüğüm hoş bi kız takıldı gözüme. diktim gözümü bakıyorum bi an göz göze geldik ve 3 missisipi uzunluğunda göz kontağı kurunca gayri ihtiyari selam verdim. selamımı alınca da laf attım "nereye böyle ya bu sıcakta? gel otur bi soluklan" diye.
tanışıldı, laf lafı açtı, şen şakrak saatlerce sohbet edildi, numaralar alındı verildi ve olaysız dağınıldı. tabi kız güzel, etkilenmedim desem yalan olur. bi heyecan bastı beni arasam mı mesaj mı atsam, ne desem, buluşmaya mı çağırsam falan kafamın içinde binbir düşünce. böyle korkarak ve çekinerek bir iki gün geçti ve dayanamayıp yazdım sonra. mesajlaştık, inceden bi flört durumu da var ve aksiyon seven bünyem döküldü buna "senden hoşlaştım" diye. baktım benzer karşılık var yapıştırdım da çıkma teklifini.*
sözleştik buluştuk iskelede gittim ben iki dirhem bi çekirdek. heyecandan ellerim terliyo öyle bi gerilim bendeki. gördüm uzaktan oturuyo bi başına elinde telefon gözü yolda, ah dedim yaa kıyamam. o da benim kadar heyecanlı demek ki. selam verdim naber nasılsın lafa girmeye çalıştığımda sorgular gözlerle bana baktı bi. "yanlış anlamazsan bi arkadaşı bekliyorum, gider misin?" dedi. bi afalladım, ağzımdan geveleyerek "biz sözleşmiştik bugün ama" diye mırıldandım.
meğer seninki benden bir gün sonra başka birine daha vermiş numarasını ve benimkini kaydetme zahmetine bile girmemiş. beni o sanmışta gelmiş o gün oraya. ya kızın gözündeki hayal kırıklığına mı yanayım, kendi heyecanıma mı kızayım, o diğer elemana mı söveyim ne yapacağımı bilemez bi halde başı kesik tavuk gibi sağa sola dolandım bi kaç dakika. sonra da inek yalamış saçlarım, bir gece önceden parlattığım kunduralarım ve yoğun parfüm kokumla olay yerinden uzaklaştım.
devamını gör...