fakir çalmasını iyi beceremediği için fakirdir

recep tayyip erdoğan'ın 1990 yılında söylediği sözdür. aynı zamanda oldukça yerinde bir tespittir.

keyif çayımı içerek keyiflendiğim söz. heheh. zengin iyi çalıyo. tabi. evet.

tek varlığı parmağındaki alyansı olan bir adamın ibretlik karuna dönüşme hikayesi.

(bkz: evren lideri)'nin güzide sözüdür. oldukça da doğru bir sözdür.

ben bunu çalışmasını iyi beceremediği için diye okumuşum.

recep tayyip erdoğanın 1990'da refah partisi istanbul il başkanı'yken söylediği sosyolojik, tarihi bir gerçektir ve aynı zamanda oldukça yerinde bir tespittir. tayyip, o konuşmasının sonunda yavşak yavşak gülüyor ya işte taaa o zamanlardan kendisinin ne mal olduğunu belli etmiş ve açıkça "yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır" demiştir: "çalmasını iyi bilmiyorsan sen asla zengin olamayacaksın ve fakirsin, ömür boyu fakir olarak kalacaksın"
ilgili linkler:
1) odatv4.com/guncel/cemaat-er...
2) siyasetcafe.com/erdogan-fak...
3) tayyip erdoğan'ın 1990'da yaptığı o skandal konuşması ve o konuşmasında gerçek yüzünü ifşalaması

iyi beceremediği için değil çalmak istemediği için olmasın o?
herkes adi ve şeref/siz olarak doğmuyor sonuçta. veya dinsiz değildir...

bir fakir avuntusu.

#2819484 tüm dinliler şerefli dürüst falan bla bla... aynen verdiniz dinlilere yetkiyi aldınız etkiyi...

geleceğin ülke lideri ve yandaşları nasıl olmalının dersi adeta.

yol yaptılar!

kimin ne için söylediğine bakmadan, hırsızlığı sadece bir kişinin beceriksizliği veya ahlaksızlığı olarak görürsek doğru bir söz olur.

reis taktiği vermiş zamanında.

rte'nin nasıl zengin olduğunu gösteren cümlesi. bir yüzükten şimdi milyar dolarlara yükseldi. sadece din sömürüsüyle. çünkü kandırılmak isteyen aptal çok.

dedi ve nasıl....

devlet malı deniz yemeyen domuzdu değil mi
yatacak yeriniz yok!

zengin vicdansız olduğu için zengindir. vicdansız olunca çalmak da kolay gelir.
hüsnü özyeğin, bir anısını anlatır. abd'de okuduğu üniversitede üniversitenin kantinini öğrenciler çalıştırırmış. epey bir öğrenci de bu işten harçlıklarını çıkarırmış. hüsnü bakmış kantinin kâr etmesinin imkanı yok, okul yönetimiyle görüşmüş. burayı bana devredin, hem ben kazanayım, hem okul kazansın. abd'de üniversite mütevelli heyetlerinin bizim özel üniversitelerden farkı yok. üniversite=ticarethane diye bakarlar. özyeğin'in projesini dinlemişler ve bir fırsat vermişler. özyeğin ilk olarak oradan para kazanan öğrencileri işten çıkarmış, yerine dışarıdan adam almış. sonra satılan ürünlere zam yapmış. birinci ayın sonunda kantin, kantin olalı ilk kez kâra geçmiş. ondan sonra hüsnü, kantini çalıştırmaya devam etmiş.
(öyküde atladığım, yanlış bildiğim yerler olabilir. düzeltebilirsiniz)
hüsnücüğüm bu ahlaksızlığı, vicdansızlığı bir başarı öyküsü olarak anlatıyor. para kazanmasına gerek olmayan, bir dolu insanın yararlandığı bir ekosistemi bozuyor ve bunu gerine gerine anlatıyor. bu röportajı yapan gazeteci de "afedersin ama bu başarı değil orçoluk" demiyor.
hüsnü bir ara türkiye'nin en zengin insanıydı. şimdi de öyledir sanıyorum. tefecilik yaparak zengin oldu misal.

bir ata(!)sozu

valla zengin vergi kaçırmasını iyi bildiği için zengin olur.

yalnız servet sahibinden bahsediyorsak o sizi çok aşar.

zenginlik bağırır servet fısıldar.

yalnız ortadoğu ülkelerinde iktidar kavgası zenginleşmek için olduğundan rte nin söylediği tek doğru olabilir.

eveet cahillik turnusolu bir söz.
mesela yüzük olayının tamamını bilmeyen burada elinde tek yuzukle falan diyor neden cunku pavlov'un iti gibi sartlanmiş, ezbere konusuyor.
surada kac kisiyiz bilmiyorum ama hepinizin etrafindaki bakkalı, esnafi, arkadasini bir sekilde dolandirdigini, para ustunu vermedigini iyi biliyorum sirket sahiplerinin vergi kacirmak vs odememek icin bin takla attigina eminim.
hepiniz sanki sutten cikmis ak kaşıksiniz aa.