1.
(tematik)
ukde sahibi vampirillo
kabaca mantık hatası, yanlış ya da hatalı fikir olarak tanımlanabilir. bu konuda ilk sistematik çalışma aristotle tarafından yapılmıştır. aristotle de sophisticis elenchis'de 13 tür mantık hatasından bahseder. tanımlanmış yüzlerce mantık hatası vardır. bunlardan bir kısmına göz atmak isterseniz buradan
(bkz: mantık hataları)
kabaca mantık hatası, yanlış ya da hatalı fikir olarak tanımlanabilir. bu konuda ilk sistematik çalışma aristotle tarafından yapılmıştır. aristotle de sophisticis elenchis'de 13 tür mantık hatasından bahseder. tanımlanmış yüzlerce mantık hatası vardır. bunlardan bir kısmına göz atmak isterseniz buradan
(bkz: mantık hataları)
devamını gör...
2.
okullarda ders niyetine öğretilmesi gereken, safsata.
1. ad hominem: tartışmayı karşıdaki kişinin şahsiyetine indirgeyip şahsı karalamak.
2. strawman: karşıdaki kişinin savunduğu görüş tahrif edilir ve o tahrif edilmiş biçimine saldırılır.
3. argumentum ad ignorantiam: bir şeyin doğru ya da yanlış olduğu ispat edilemediği için yanlış ya da doğru olduğunu iddia etme.
4. false dilemma: seçenekler ikiden fazla olduğu hâlde ikiyle sınırlıymış gibi sunmak. örneğin, dünyada iki tip insan vardır; müzik sevenler ve müzikten nefret edenler gibi. halbuki müzikle hiç ilgisi olmayanlar da vardır.
5. slippery slope: bu durumda kişi bir şeyi reddetmezse o reddetmediği şeyin zamanla azar azar büyüyerek çok daha büyük bir sonuca yol açacağını düşünür. örneğin, çocuğunuz bugün biriyle bir yere gitmek istiyor ama siz izin vermediğiniz için yıllar sonra kendisinin kendi başına bir şeyi beceremeyen bir zavallı olacağını iddia ediyor... yani ortada yeterince delil olmadığı hâlde bir olayın büyük saçma sonuçlara yol açacağını öne sürüyor.
6. petitio principii: kişinin argümanını daha önceden sahip olduğu bir varsayıma dayandırarak savunması. örneğin, diyelim ki kişi bir kitabın her şeyin doğrusunu yazdığına inanıyor ve bu varsayıma dayanarak "kitapta yazan doğru çünkü kitapta öyle yazıyor" diyor.
7. hasty generalization: yeterince desteklenmemiş bir sonuca çabucak atlayıvermek. örneğin, yol vermeyen birkaç kadın şoför görmüşsünüz, tüm kadın şoförler böyledir diyorsunuz.
8. ignoratio elenchi: söz konusu olan konudan uzaklaşıp konuyu dağıtmak.
9. tu quoque fallacy: odağı karşıdaki kişinin ikiyüzlülüğüne çevirmek. örneğin, bir siyasi parti liderini yolsuzluk yapmakla itham ediyorsunuz, o da sizin vergi kaçırdığınızı söylüyor.
10. causal fallacy: birden çok alt grubu olan bu safsata biçiminde sebep-sonuç karıştırılır.
11. fallacy of sunk costs: eskiden verilen bir kararı aleyhimize bile olsa inatla devam ettirmek. örneğin, geri dönüşü olmadığı hâlde zaman ve enerjinizi harcamaya devam ettiğiniz şeyler. bir dizinin ilk iki bölümünü izlediniz ve beğenmediniz ama ona rağmen bitirmek zorunda olduğunuzu düşünüyorsunuz gibi.
12. argumentum ad verecundiam: konu hakkında uzman olmayan bir kişinin fikirlerini kullanarak haklı çıkma girişimi. örneğin, bir fen bilimleri profesörünün toplum hakkındaki yorumlarını cımbızlayıp bunu karşı argüman savunması yaparken kullanmak.
13. equivocation: bir teriminin veya cümlenin bulanıklık yaratacak şekilde kullanılması. yani kelime oyunu. zam yerine fiyat güncellemesi gibi.
14. argumentum ad misericordiam: karşıdaki insanın duygularını manipüle etmek. örneğin, a: arabayı sen mi çaldın? b: annem babam aç, kardeşim geçen hafta öldü, ablam hasta...
15. bandwagon: bunun alt kategorileri de vardır ama genel olarak şudur; bir şey iyi ve doğrudur çünkü diğer insanlar öyle düşünüyor ve davranıyor. örneğin, herkes şunu yiyor, bunu giyiyor öyleyse sen de bunu yapmalısın ki "popüler," "önemli," "başarılı" vs olasın. daha çok reklamcıların başvurduğu bir taktiktir.
1. ad hominem: tartışmayı karşıdaki kişinin şahsiyetine indirgeyip şahsı karalamak.
2. strawman: karşıdaki kişinin savunduğu görüş tahrif edilir ve o tahrif edilmiş biçimine saldırılır.
3. argumentum ad ignorantiam: bir şeyin doğru ya da yanlış olduğu ispat edilemediği için yanlış ya da doğru olduğunu iddia etme.
4. false dilemma: seçenekler ikiden fazla olduğu hâlde ikiyle sınırlıymış gibi sunmak. örneğin, dünyada iki tip insan vardır; müzik sevenler ve müzikten nefret edenler gibi. halbuki müzikle hiç ilgisi olmayanlar da vardır.
5. slippery slope: bu durumda kişi bir şeyi reddetmezse o reddetmediği şeyin zamanla azar azar büyüyerek çok daha büyük bir sonuca yol açacağını düşünür. örneğin, çocuğunuz bugün biriyle bir yere gitmek istiyor ama siz izin vermediğiniz için yıllar sonra kendisinin kendi başına bir şeyi beceremeyen bir zavallı olacağını iddia ediyor... yani ortada yeterince delil olmadığı hâlde bir olayın büyük saçma sonuçlara yol açacağını öne sürüyor.
6. petitio principii: kişinin argümanını daha önceden sahip olduğu bir varsayıma dayandırarak savunması. örneğin, diyelim ki kişi bir kitabın her şeyin doğrusunu yazdığına inanıyor ve bu varsayıma dayanarak "kitapta yazan doğru çünkü kitapta öyle yazıyor" diyor.
7. hasty generalization: yeterince desteklenmemiş bir sonuca çabucak atlayıvermek. örneğin, yol vermeyen birkaç kadın şoför görmüşsünüz, tüm kadın şoförler böyledir diyorsunuz.
8. ignoratio elenchi: söz konusu olan konudan uzaklaşıp konuyu dağıtmak.
9. tu quoque fallacy: odağı karşıdaki kişinin ikiyüzlülüğüne çevirmek. örneğin, bir siyasi parti liderini yolsuzluk yapmakla itham ediyorsunuz, o da sizin vergi kaçırdığınızı söylüyor.
10. causal fallacy: birden çok alt grubu olan bu safsata biçiminde sebep-sonuç karıştırılır.
11. fallacy of sunk costs: eskiden verilen bir kararı aleyhimize bile olsa inatla devam ettirmek. örneğin, geri dönüşü olmadığı hâlde zaman ve enerjinizi harcamaya devam ettiğiniz şeyler. bir dizinin ilk iki bölümünü izlediniz ve beğenmediniz ama ona rağmen bitirmek zorunda olduğunuzu düşünüyorsunuz gibi.
12. argumentum ad verecundiam: konu hakkında uzman olmayan bir kişinin fikirlerini kullanarak haklı çıkma girişimi. örneğin, bir fen bilimleri profesörünün toplum hakkındaki yorumlarını cımbızlayıp bunu karşı argüman savunması yaparken kullanmak.
13. equivocation: bir teriminin veya cümlenin bulanıklık yaratacak şekilde kullanılması. yani kelime oyunu. zam yerine fiyat güncellemesi gibi.
14. argumentum ad misericordiam: karşıdaki insanın duygularını manipüle etmek. örneğin, a: arabayı sen mi çaldın? b: annem babam aç, kardeşim geçen hafta öldü, ablam hasta...
15. bandwagon: bunun alt kategorileri de vardır ama genel olarak şudur; bir şey iyi ve doğrudur çünkü diğer insanlar öyle düşünüyor ve davranıyor. örneğin, herkes şunu yiyor, bunu giyiyor öyleyse sen de bunu yapmalısın ki "popüler," "önemli," "başarılı" vs olasın. daha çok reklamcıların başvurduğu bir taktiktir.
devamını gör...