fikirleri beğenilerin şekillendirmesi
başlık "beta lena" tarafından 03.11.2022 14:07 tarihinde açılmıştır.
1.
üzerinde konuşulmamış, yazılmamış, düşünülmemiş bişey kalmamasına rağmen "benim de söyleyeceklerim var" temelli bir şekillendirme. burada hem gerçekten beta lena olarak benim de görüşlerim var hem de bu fikirlerin şekillenmesinde insanların benim de görüşüm var motivasyonu var. üst düzey bir karmaşa.
şimdi biz buraya nereden geldik? sosyal medya, sanal evrenler, internet çağı, beğenilme kaygısı, kitleleri peşinden sürükleyen insan olma falan değil. tabii ki o yollardan geçtik ama benim demek istediğim şey beğenilme kaygısının direkt sözlük favorisi olarak temas ettiği noktalarda yazarlarının fikirlerinin değişmesi.
george bush ne demiş; kendime özgü fikirlerim var. güçlü fikirler. ama bu fikirlerle her zaman aynı fikirde değilim. yani iki kere iki her zaman dört etmez. fikirler değişir, görüşler değişir. uzatmak istemiyorum ama bir topluluk tüm fertleriyle sanat sanat içindir diyorsa sanat boku yemiş demektir. peki neden herkes sanat sanat içindir diyor? çünkü ilk diyen kişi alkışlandı. kimse de karşı gelmedi. bu fikir güvenli bölgede. katılanlara muhalif olunmadığı gibi bir de övgü alıyor.
peki bu talihsiz ve acınası durum sözlüğümüzde nasıl vuku buluyor?
ben diyorum ki pembe eşarplı, mavi farlı kapalı genç hanımın düğünlerde çılgın atması beni aristokrat olarak da salih amel müslüman olarak da rahatsız ediyor. yine kendi hür iradesiyle bu fikrimi eleştiren arkadaş ikinci entry olarak "sana ne?" diyor. okey. sana ne diyen arkadaş oylanmaya başlıyor ve bunu gören herkes beni eleştiriyor. çünkü bana sallamak prim kazandırıyor. hem de iyi bişey yapmış oluyor. 8 saat dedikodu yapıp insanların hayatlarına karışan o değilmiş gibi bana "başkasının hayatı seni ilgilendirmez" diyor. güvenli bölgede. artı oy geliyor. hem karma hem prim kasıldı. vallahi bravo.
burada bir sorun daha göze çarpıyor. eksi oy yok.
arkadaşlar sözlükte eksi oy yok.
sana ne diyen arkadaş eksilenmediği için omurgası olmayan arkadaşlar sana ne diyene katılmayan arkadaşlar da olduğu gerçeğini idrak edemiyor. çünkü herkes pozitif :d
bu arada ben o başlıkta yokum. örnek olarak yazdım.
neyse bu örnekte olduğu gibi başlıkta tüm entryler eleştireni eleştirmek üzerine yazılmış oluyor.
kapalı ablanın dansı beni rahatsız ediyor abi. bu görüş sözlüğü ilgilendirmiyorsa senin hamburgerci yorumların, film eleştirilerin veya siyasi fikirlerin de ilgilendirmez. eğer gerçekten herkes istediğini yazabiliyorsa -ki yazabiliyor- herkes istediğini oylayabilmeli. ben sana ne diyen arkadaşı eksileyebilmeliyim.
boş atılan oyların iktira yaraması gibi devasa zırva bir durum var ortada. entry eksilenmiyorsa doğruymuş gibi algılanıyor. bu doğruysa ben de yazayım ki sırtım sıvazlansın diyoruz.
ve evet; eksi oy gelince hepsi çözülecek :)
teşekkürler.
şimdi biz buraya nereden geldik? sosyal medya, sanal evrenler, internet çağı, beğenilme kaygısı, kitleleri peşinden sürükleyen insan olma falan değil. tabii ki o yollardan geçtik ama benim demek istediğim şey beğenilme kaygısının direkt sözlük favorisi olarak temas ettiği noktalarda yazarlarının fikirlerinin değişmesi.
george bush ne demiş; kendime özgü fikirlerim var. güçlü fikirler. ama bu fikirlerle her zaman aynı fikirde değilim. yani iki kere iki her zaman dört etmez. fikirler değişir, görüşler değişir. uzatmak istemiyorum ama bir topluluk tüm fertleriyle sanat sanat içindir diyorsa sanat boku yemiş demektir. peki neden herkes sanat sanat içindir diyor? çünkü ilk diyen kişi alkışlandı. kimse de karşı gelmedi. bu fikir güvenli bölgede. katılanlara muhalif olunmadığı gibi bir de övgü alıyor.
peki bu talihsiz ve acınası durum sözlüğümüzde nasıl vuku buluyor?
ben diyorum ki pembe eşarplı, mavi farlı kapalı genç hanımın düğünlerde çılgın atması beni aristokrat olarak da salih amel müslüman olarak da rahatsız ediyor. yine kendi hür iradesiyle bu fikrimi eleştiren arkadaş ikinci entry olarak "sana ne?" diyor. okey. sana ne diyen arkadaş oylanmaya başlıyor ve bunu gören herkes beni eleştiriyor. çünkü bana sallamak prim kazandırıyor. hem de iyi bişey yapmış oluyor. 8 saat dedikodu yapıp insanların hayatlarına karışan o değilmiş gibi bana "başkasının hayatı seni ilgilendirmez" diyor. güvenli bölgede. artı oy geliyor. hem karma hem prim kasıldı. vallahi bravo.
burada bir sorun daha göze çarpıyor. eksi oy yok.
arkadaşlar sözlükte eksi oy yok.
sana ne diyen arkadaş eksilenmediği için omurgası olmayan arkadaşlar sana ne diyene katılmayan arkadaşlar da olduğu gerçeğini idrak edemiyor. çünkü herkes pozitif :d
bu arada ben o başlıkta yokum. örnek olarak yazdım.
neyse bu örnekte olduğu gibi başlıkta tüm entryler eleştireni eleştirmek üzerine yazılmış oluyor.
kapalı ablanın dansı beni rahatsız ediyor abi. bu görüş sözlüğü ilgilendirmiyorsa senin hamburgerci yorumların, film eleştirilerin veya siyasi fikirlerin de ilgilendirmez. eğer gerçekten herkes istediğini yazabiliyorsa -ki yazabiliyor- herkes istediğini oylayabilmeli. ben sana ne diyen arkadaşı eksileyebilmeliyim.
boş atılan oyların iktira yaraması gibi devasa zırva bir durum var ortada. entry eksilenmiyorsa doğruymuş gibi algılanıyor. bu doğruysa ben de yazayım ki sırtım sıvazlansın diyoruz.
ve evet; eksi oy gelince hepsi çözülecek :)
teşekkürler.
devamını gör...
2.
haklı bir serzeniş olmakla birlikte eksi oy butonunun gelmesi ile dahi bu mevzunun çözülebileceğine inanmıyorum. bu sözlükteki oylama alışkanlığı neredeyse sözlüğün kodlarına işlemiş durumda. iko dahi bu kodları silemez. zira bu sözlüğün teşrifatçıları var. bu mekanla nefes alıp verdikleri için her yeni üyeyi karşılamayı ve onların zihinlerine de bu kodları raptetmeyi görev bilmiş durumdalar. * tabii bunu sözlük için yapmıyorlar bizatihi kendileri için yapıyorlar. biz bu mevzular hakkında iki senedir yazıp, çiziyoruz. merak eden açıp okur. şayet bu kadar kelamı deveye etseydik, o deve hendeği atlamış, bitiş çizgisine doğru koşmaya başlamıştı. artı kendisine neden boynun eğri diye sorduğunuzda bunu olgunlukla karşılayabilecek düzeye gelmişti. * ancak sözlük teşrifatçıları ve ballı lokma tatlıları için ne yaparsanız yapın çözüm bulmanız ciddi anlamda zor. buraya yeni üye olan her aklı başında yazar benzer serzenişlerle başlıklar açıyor. sözlük, bu tarz mevzulara değinilen başlıklar ve tanımlar mezarlığına döndü. ben arada sırada çiçeğimi alıp bu başlıkları ziyaret ediyorum. sözlükten ayrılan, hali hazırda burada kalan, aklı başında insanlara rahmet okuyorum ya da çok yaşayın diyorum. * lakin akış değişmiyor ve bu bakış yağlı bir urgan gibi sözlüğün boynunu iyice sıkmaya başlıyor. sandalyeyi tekmeleseler rahatlayacaklar ama o da yok. kıvranıp duruyoruz işte. *
hülasa; eksi oy butonu çok bir şeyi değiştirmeyecek. bu seferde onaylanmamaktan korkanlar ve fikirlerini başkalarının tutumlarına göre ifade edenler, bu tepkilere göre vaziyet almaya başlayacak. bir de sözlükte dikkat ettiyseniz gruplar, çeteler, sivil toplum kuruluşları vs artık adına her ne derseniz deyin değişik örgütler var. * eksi oy butonu gelirse bu gruplar kuvvetle muhtemel birbirlerine toplu eksi saldırıları düzenlemek suretiyle 3. dünya savaşının fitilini burada ateşleyebilirler. artı oy, eksi oy, vesaire aslında önemsiz. insanların bu butonları amacına uygun kullanmayı öğrenmesi gerekiyor. bu da iki senedir olmadı. zamanında tüm butonlar kalksın sadece tanımların okunma sayıları kalsın tarzı bir öneride de bulunmuştuk ama butonların kardeşliği gizli örgütü bu çabalarımızı boşa çıkarmıştı. * öncelikle sözlüğün teşrifatçılarının buranın bir sözlük olduğunu öğrenmesi gerekiyor. yaz, oku, çık! bu kadar basit bir mevzu! ama olmuyor işte * bu mecrayı yaşam ünitesi olarak görüp tüm benliğini buraya vakfedenlerin fişlerini çekmek lazım. zira yoğun bakımdan çıkmaları pek mümkün görünmüyor.* ancak burada da şu sıkıntı mevcut; normal sözlüğün yoğun bakım ünitesinde çok fazla hasta var. hepsinin fişi çekilirse bu da sözlük açısından sıkıntı oluşturur. o yüzden yönetime de kızamıyorum. * resmen rehabilitasyon merkezi olmak zorunda kaldılar. *
sonuç olarak, bu mecranın alışkanlıklarını ve genel yapısını karakteristik bir hale getirmeye çalışan bir kitle var. şu an sözlüğün kodlarına bile zerk etmiş olan bu anlayıştan bir buton ekleyerek kurtulmak kanımca mümkün değil. tabii yine de denemek isteyenler çıkabilir. çıksın elbette ben kabak çekirdeğimi alır olanları takip etmeye çalışırım. *
hülasa; eksi oy butonu çok bir şeyi değiştirmeyecek. bu seferde onaylanmamaktan korkanlar ve fikirlerini başkalarının tutumlarına göre ifade edenler, bu tepkilere göre vaziyet almaya başlayacak. bir de sözlükte dikkat ettiyseniz gruplar, çeteler, sivil toplum kuruluşları vs artık adına her ne derseniz deyin değişik örgütler var. * eksi oy butonu gelirse bu gruplar kuvvetle muhtemel birbirlerine toplu eksi saldırıları düzenlemek suretiyle 3. dünya savaşının fitilini burada ateşleyebilirler. artı oy, eksi oy, vesaire aslında önemsiz. insanların bu butonları amacına uygun kullanmayı öğrenmesi gerekiyor. bu da iki senedir olmadı. zamanında tüm butonlar kalksın sadece tanımların okunma sayıları kalsın tarzı bir öneride de bulunmuştuk ama butonların kardeşliği gizli örgütü bu çabalarımızı boşa çıkarmıştı. * öncelikle sözlüğün teşrifatçılarının buranın bir sözlük olduğunu öğrenmesi gerekiyor. yaz, oku, çık! bu kadar basit bir mevzu! ama olmuyor işte * bu mecrayı yaşam ünitesi olarak görüp tüm benliğini buraya vakfedenlerin fişlerini çekmek lazım. zira yoğun bakımdan çıkmaları pek mümkün görünmüyor.* ancak burada da şu sıkıntı mevcut; normal sözlüğün yoğun bakım ünitesinde çok fazla hasta var. hepsinin fişi çekilirse bu da sözlük açısından sıkıntı oluşturur. o yüzden yönetime de kızamıyorum. * resmen rehabilitasyon merkezi olmak zorunda kaldılar. *
sonuç olarak, bu mecranın alışkanlıklarını ve genel yapısını karakteristik bir hale getirmeye çalışan bir kitle var. şu an sözlüğün kodlarına bile zerk etmiş olan bu anlayıştan bir buton ekleyerek kurtulmak kanımca mümkün değil. tabii yine de denemek isteyenler çıkabilir. çıksın elbette ben kabak çekirdeğimi alır olanları takip etmeye çalışırım. *
devamını gör...
3.
sana ne diyen arkadaş eksilenmediği için omurgası olmayan arkadaşlar sana ne diyene katılmayan arkadaşlar da olduğu gerçeğini idrak edemiyor. çünkü herkes pozitif :d
şu üstteki kısmı nereden biliyorsunuz merak ettim. kimsenin algısını küçümsemeyin derim. buradaki çoğu insan sandığınızdan daha zeki ve eksilemenin olmamasının ne anlama geldiğini biliyor. omurga ve idrak arasındaki bağlantıyı da anlayamadım?..
eksi oy verme özelliği bu siteyi mahveder. aykırı fikirlerini belirten insanlara linç uygulanır, bu özellik gelirse. o kişiler demoralize olmasın diye de normalde "like" atmayacaklar da "like" atarlar. müthiş bir "tribün ortamı" olur sözlükte.
bu sitedeki eksileme fetişizmini anlamıyorum açıkçası. anlıyorum da sizin "hırslarınız" yüzünden sözlüğün mahvolması pek de hoş olmazdı.
devamını gör...
4.
ekşi sözlüğün temelleri bu eğilim üzerine kuruludur. orada başlık açmak değil @2 olmak prim yapar. süreç şöyle işler genelde. tepki çekecek, ortalığı kızıştıracak bir başlık kaostan beslenen bir birey tarafından açılır. sonrasında hazır kıta bekleyen @2 karşıt görüşlü kısa bir yazı yazar. ardından let the linç begin.
burası nispeten küçük çaplı ve daha az reaksiyon verilen bir mecra. ama burada bile mahalle baskısı hissediliyor ve yazılar buna göre şekillenebiliyor. hiç umrunda olmayıp doğru bildiğinden şaşmayanları tenzih ederim.
burası nispeten küçük çaplı ve daha az reaksiyon verilen bir mecra. ama burada bile mahalle baskısı hissediliyor ve yazılar buna göre şekillenebiliyor. hiç umrunda olmayıp doğru bildiğinden şaşmayanları tenzih ederim.
devamını gör...