beta lena yazar profili

(bkz: a... k... sünepe davarı)

böylesine içli bir şarkıya özne olmuş hayvan. şahane göndermelerle doludur. dikkatli açın, taşabilir.

arkadaşıma biraz önce burn uzattım, yoğun fiziksel aktivite sırasında ve sonrasında içmek doğru değil dedi. kurduğu cümleyi aynen tekrarlayıp soru ekiyle vurgulamak yerine wtf bakışı attım. sabah sabah sekslemiş. bi anda irkildim kiminle yaptın lan dedim. evde bildiğim kadarıyla başka kimse yok sanıyordum. cidden sabahlar olmamış. ben de o sırada yutuptan travis'in one night şarkısını 150. kez dinliyorum

dolaylı yoldan şurada ifade ettiğim görüşe katılmış oldu. şurası dediğim yer; #2233166

yorucu ya. saçı başı dağılmış, efor sarfetmiş, kan ter içinde kalmış. maliyetli bir meşgale. sonucun ne kadar tatmin edici olduğu da muamma. onaylamıyorum. yapana da saygı duymuyorum. hadi bakalım.

quentin tarantino'nun çekmek istediği, marvel studios kurulmadan önce marvel comics'le ciddi ciddi masaya oturduğu, nicolas cage ve tom cruise'un hem iron man rolü için hem de yapımcı/yönetmenlik için yarıştığı bir film. süper kahramanların süper filmlerde olduğu zamanların filmi. mcu için hasan tahsin'dir bu film. ne anlattığı, nasıl kurgulandığı, ne kadar güzel olduğundan bağımsız başlı başlına bir fiiiiilmdirrr. (filmler ve filimler)

ha benim için süper kahraman filmlerinin endustri olmasında emeği geçen en önemli seri x-men'dir ama olsundur. bu günlere kolay gelmedilerdir. evettir.

dün tlc'de tüm gün bunları izledim. ya sev ya sat'ın bir bölümünde amerikanın batısında denize 50 metre mesafede 110 metrekare bir eve baktılar.

bakın ev 700.000 dolares. 110 m2 dediği de valilik binası gibi ev. kocaman bahçesi var. çift araçlık garaj. 2 katta da ayrı veranda ve çatıda yine barbekü ve partiye uygun düzenlenmiş alan var.

110 m2'yi 3 yatak odası ve 1 salon olarak tanımlıyor. 2 mutfak, 3 banyo, yemek odası, çalışma odası, verandalar ve balkonlar dahil değil. bahçeyi ve garajı saymadılar. zemin altında kiler var dönüp bakmadı adam. çatı katındaki küçük bölmeleri de umursamadılar. oturma odası diye bi kavram yok. salon ve yatak odası diye bakıyorlar.

2 çocuğumuz varsa 4 yatak odalı bir ev bakıyoruz. ebeveyn odasında banyo var mı diye sormuyorlar. dubleks olduğu için her katta bağımsız banyolar da var. 2 çocuk, ebeveyn ve misafir odası diye düşünüyorlar o yüzden 4 yatak odası. bu arada misafirin banyosu ve mutfağı da var.

bu eve 110 m2 dediler ve beğenmediler.

ben de böcek görünce korkarım ama allah'a soru sormaktan çekinmem çünkü allah'ı görmüyorum. kaldı ki inanmıyorum da hani ne sorayım yokluğa?

zaten önemli olan benim inanıp inanmaman değil, yaratıcının insanlığa inancı var mı ona bakmak lazım. ben böyle başıboşluk, vurdumduymazlık, saldım çayıracılık görmedim. buranın yetkilisi nerede arkadaşım böyle yaratıcılık olmaz. sen istediğin kadar "allah ne kadar süper lan" diyerek kılıf uydur pisliğine, allah çoktan terk etmiş seni :p

(bkz: rektal tuşe)

allah affetsin köpek ismi. komşumuzun köpeğinin adıydı hera. sonra insanlar çocuklarına vermeye başladı.

her şey önce gaz ve toz bulutuydu, ardından ben affleck batman oldu.

bilinen evrende gelmiş, geçmiş ve gelecek en iyi batman ben affleck'tir. zack snyder tarafından (evet tarafından) itibar suikastına uğratılmasına rağmen çıkmış ve babalar gibi batmanlik yapmıştır.

batmanlik müessesesinin yarısı zenginlik ve dövüş sporlarına hakim olmaksa kalanı da batman çenesine sahip olmaktır. ve bu çene ben affleck'e anasının karnında kodlanmıştır.

yok duruşu bozuk, aman efendim replikleri kötü, canım efendim yürüyemiyor falan diyorsanız hepsinin sorumlusu zack snyder denen vasat youtuber.

galler prensesi catherine diyeceksiniz. türkiye'de doğsa sabancı veya koç'a gelin olurdu. kısmet canım bu işler. nerede olursa olsun sizden olamayacağı belli. bu royal ışığı bizde doğuştan.

çok fena ters köşe yaptı nolan. beni az çok tanıyorsunuz sinemayı endüstri olarak tümüyle seviyorum. sadece izlemek değil olayım. şimdi burada ikna edici olmak için kendini ispatlamaya çalışan tipler gibi uzun uzun kendimi anlatmak istemiyorum. eğer sinemaya olan tutkuma güveniyorsanız lafımı dinleyin; sakın imax romantizmine girmeyin. zamanınız, bütçeniz ve sabrınız çoksa bile sinemaya dahi girmeyin.

hayatımda gördüğüm en devasa bütçeli hayal kırıklığıydı. 225 dakika diyalog dinlettirmek için mi patlattın o bombayı? figüranların saç diplerini görelim diye mi imax çektin?

imax dediğimiz teknolojinin endüstride pek yeri kalmadı. insanlar video platformlarına 3 bilet parasına yıllık abone olabiliyor. haliyle içerikler de o yönde ilerliyor. imax artık cameron, bay, emmerich gibi görselliğe önem veren yönetmenlerin imza projeleri için iyi bir yöntem. çekme demiyorum nolıncııım, sen de çek. hatta gişe yapmış işlerini tekrar çek izleyelim ama böyle ağır bi biyografi filmi için ne bizi meşgul et ne de imax'i. hoş değildi. beni takip ettiğini biliyorum, aptal olma.

grand moff tarkin'e tahliye ve kaçış planları sunulur. o da "ne tahliyesi, zaferimizi izliyoruz" der. böyle de öngörüsüzdür kendisi. tarihe başarılarıyla değil, ölümüyle yazılmıştır.

(bkz: entryler arasında nickini aramak)

hikaye açısından her karakterin önemli olduğu yapımlarda yer alan kadrodur. aynı zamanda her ne kadar önemli olsa da her karakterden aynı hızda vazgeçilebilir. başarılı örnekleri çok azdır. son zamanlarda yan rollerde iyi oyuncuların oynadığı yapımlar da bu etikete sahip olmuştur. burada büyük bir yanlış var. cameo olsun, konuk oyuncu olsun, yan rol olsun ismi fark etmez; yüksek kaşeli oyuncuların ekranda çok kısa süreli yer alması bile yapımın ansambl olarak pazarlanmasını sağlıyor. biz bu yanlışa dur diyeceğiz.

türün en başarılı örneği yüzüklerin efendisi serisi ve the wire dizisi. örnekler çoğaltılabilir ama çıta budur.

game of thrones serisinde karakterlerin hikayeye katkıları başrol derecesinde önemli değil. her karakterin kendi içinde gelişimini ve değişimini izlediğimiz için önem atfedildi. hatırlarsınız haftalık yayın süresini doldurmak adına yapılan onlarca gereksiz yolculuğu da izledik. yola çıkan karakter hikayeyi etkilese önemli biri olurdu. önemli biri olsa yolculuk iyi veya kötü sonuçlanırdı.

avengers filmleri çok iyi olmasa da iyi birer örnek olabilir. kısa sürede çok şey anlatmak isteyen yapımlarda her sahne önemlidir. bence bu yapımlar oradan puan topluyor. bir de neredeyse her oyuncu çok ünlü. aşırı ünlü. kalabalık ve iyi oyuncuların kötü filmlerde oynamasına da örnek olabilir.

sözlüğü sözlük gibi kullandığımız bir entrynin daha sonuna geldik. şimdi anket başlıkları trollemeye devam.

ülkenin ihtiyaç duyduğu veritabanı.

tane tane yazıyorum.

10.000 entry girmiş birisini düşünün, yazar hiç eksi oy almamış haliyle yani fikrine karşı çıkılmamış.

başlıklarda 2 entry girsen flood diye siliniyor, bu yüzden tartışma şansın yok. mesaj da atamazsın çünkü dangalak.

eee? olumsuz bir tepki verilemeyecek mi? kendisi aylarca yazmış ve kimsenin aksini düşündüğünü düşünemeyecek kadar otorite olmuş. şimdi bu yazar gelişir mi? yazar vasatlıkta ısrar ederse sözlük gelişir mi?

bir yazıya katılmak veya tepkisiz kalmak arasında seçim yapacaksınız. üyelerinin yazılarıyla var olan platformlar için çağ dışı bir uygulama.

biz burada ne yapıyoruz? resim yükleyip kalp bekliyoruz. bunun aynısını yaptılar :d

sözlüğün doğasına ters. suni ego şişirmeyle ne kadar tatmin olabilirsiniz? sayfadan çıkınca yine gerçek hayata döneceksiniz.

normalde onaylanmayınca battaniyenin altında ağlıyor musunuz?

teşekkürler.

kankacılık dedikleri gruplaşma bu formatta yaşayan her mecranın derdi. bunu yasaklayamazsınız. yazarların kime artı oy verip kimi şişireceğine karışamazsınız. ne yazık ki önüne geçilemez. kadro giderek daralacak, sözlük de üye sayısı en çok gruba kalacak. onlar da kendi aralarında eriyecek ve sözlük tarihe karışacak. bu şekilde ölmeyecek tek sözlük ekşi.

acı reçete uygulanması şart. smile smile smile. sözlüğe mizah ve eksi oy gelmeli.

dediğim gibi moderasyon kimin artı oylanacağına karışamaz ama bizlere eksi oy verme hakkımızı geri verebilir.

eksi oy sözlüğü ölümsüz yapmayacak ama daha sağlıklı yaşatacak.

bu şartlar altında bir yıl sonra özgür demirtaş gibi sırıtarak "ben demiştim" derim.

karşıda kaldığı sürece isterse son mohikan gibi gezebilir.

akadlar ve hititler arasında geçtiği rivayet edilir.

yatay mimari. hayatımda ilk defa cümle içinde kullanıyorum bunu da. evet arkadaşlar, amerikan evleri yatay mimarinin sonucu olarak bu hale geldi. evleri büyük ve geniş, yollar 8 şerit, bahçeleri devasa olduğu için yataya gitmedi. tüm konutlar uçsuz bucaksız arazilere yayılsın dedikten sonra büyüttüler evleri.

internette bununla ilgili bolca içerik var. geniş ve düz araziler, ahşap bolluğu, amerikan halkının "büyük her zaman iyidir" anlayışı gibi etkilerle evler olmuş size saray.

bir de bu evleri satarken garaj, zemin altı katlar, çatı araları, balkon veya veranda tarzı yerler metre kare olarak hesaplanmıyor. ev alırken size sadece odaların ölçüsünü veriyorlar. adamın garaj diye kapattığı yerin hacminde 4 kişilik aile yaşıyor.

bir de bu evlerin bakım ve temizlik sorunu var. sorun ne demek? hemen süleyman demirel'e bağlanıyoruz. meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz. usa vatandaşı öyle demiyor. bahçedeki çimler fazla uzarsa ceza ödüyorsun. evinde hamamböceği çıkarsa seni kınıyorlar. mahallenin görüntüsünü bozacak birşey yapamazsın. halı çırpmak, çamaşır asmak, turşu kurmak yasak. eyaletine göre değişmekle beraber geneli bu tarz sorunlar peşinde. boş duranı sam amca sevmez.

tabii ben alır başımı giderim teksas'a, ağaca işer, arabada içer, durakta sevişirim de diyebilirsin. bu da başka bir videonun konusu.