filmini izleyip kitabını okudum diye ahkam kesmek

bilindiği üzre kitaplar hikayeyi her zaman filme göre daha geniş ve detaylı anlatır. bir kitap okunduktan sonra filmi izlenince genelde tatmin olmaz okuyucu. bunun nedeni, kitapta hem yazarın dili ve betimlemeleri okuyanı sürüklerken hemde okuyan kişinin hayal gücü şekillendirir anlatılan dünyayı. tabi doğal olarak herkesin kafasında yarattığı dünya ve karakterlere atfettiği vizyon farklı olacaktır. bu yüzden de prodüksiyon hiç bir zaman tatmin yaratmayacaktır, çünkü izlenilen şey başka insanların vizyonu olacaktır. zaten filimin, kitabı geçtiği çok nadirdir (örnek verebilecek olan var ise portakallayabilir)

ama tabi ki de her ne kadar keyifli de olsa, okumak vakit alan bir aktivitedir. şimdi oturup suç ve cezayı okumak var (ki benim diyenin 3 günden önce bitirmesi zor) bir de 2 saat oturup filmini izlemek var.

şimdi ortamda suç ve ceza muhabbeti dönüyor, adam da daha yeni filmini izlemiş ama kitabını okumamış.
ne yapsın şimdi bu adam, katılmasın mı muhabbete. hoşlandığı kadın da masada. hiç ses etmese bu sefer de cahil sanacaklar. kadın yüz vermeyecek, yalnız kalacak, yalnız yaşlanacak, yalnız ölecek.
hadi katıldı diyelim muhabbete, o kadar muhabbetin üzerine hoşlanılan kadında " kitabından bahsediyorsun dimi, biz kitabından bahsediyoruz da yani" derse ne cevap verecek adam.
tabi ki de kitabından bahsediyorum diyecektir. başka ne diyecek.

kısacası, en yukarıda da bahsettiğim gibi kitap daha detaylıdır, filim o kadar kapsamlı olmaz.
bu yüzdende mutlaka bir noktada yalanı anlaşılacak olan, okumadığı kitabı, okudum diye anlatan, ahkam kesen adamdır.

hem izlemeyip hem de okumayıp ahkam kesmekten iyidir.

çoğunlukta kitap daha güzel bulunur ve film eleştirilir. oysa önce film izlense gayet de beğenilebilir olabilirdi ama kitabı okuyarak beklentiler arşa çıktığı için filmler diziler bunları karşılayamaz.

hem filmini izledim hem de çizgi filmini izledim demek daha havalı.
(bkz: son mohikan)

yani olaya tamamen hakimim demenin havalı bir şekli. geriye sadece oradaydım olm ben zaten olayın başrolü de bendim demek kalıyor. zaman makinesi diye bir şey olsaydı eminim onu söyleyen de bulunurdu.

üstüne başrolle unutulmaz bir gece geçirdik diye tasdiği arşa çıkarmak da mümkün.

en iyi ben bilirim tribine girmektir. tamam kardes al da basina cal banane lan banane.

cayi şekersiz içenlerle ölümüne kapışırlar.

filmi çekilen kitapların yüzde sekseni saçma kitaplardır. saçma olanlar arasında örnek vermem gerekirse
(bkz: yüzüklerin efendisi)
tanım: saçma olan şeyleri okumak da saçmalıktır.
filmini izlemeyi koymuyorum bazen çok saçma filmlerde güzel kamera açıları çekim teknikleri olabiliyor. yine alınacak bir şey yani.
bununla övünmek de ahmaklıktır.

film ve kitaba ilişkin bir durum yok.. kişiliğe dair bir defo.. okuma izleme düşüncenizi etkilemesin.
ahkamcı zavallıya boş verin, sanatla bağınızı defolu kişiliklere endekslemeyin.