filmlerde anadolu takımı tutanların hep sivassporlu olması
başlık "echabrenef7091" tarafından 19.05.2024 16:11 tarihinde açılmıştır.
1.
vardır böyle bir şey. özellikle komedi dizi ve filmlerine bir göz gezdirin; böyle anadolu'nun bağrından kopup gelmiş, köyünün kasabasının gelenek göreneklerini özümsemiş, delikanlılıktan bir an bile ödün vermeyen ne kadar karakter varsa tuttuğu takım hep (bkz: sivasspor)'dur. ve çoğu komedi dizisinde sivas'a atıfta bulunulur, göndermeler yapılır. sivas hep ön plana çıkarılır. örneğin istanbul'daki sivaslıların sivas'taki sivaslılardan bile çok olduğu gerçeği (bkz: kardeş payı) dizisinde dile getirilmiştir ve ''sivas'ın başkenti istanbul'dur.'' esprisi yapılmıştır. veya batı özentisi bir gençle anadolu'nun tozunu dumanını yutmuş gencimiz arasındaki kültür çatışması anlatılır. bu çatışmada batı özentisi gencimiz saçları jölelemiş, yanındaki son model arabasıyla uyumlu renkte bir tişört giymiş ve özgüvenini takınarak sevdiği kızı tavlamaya çalışmaktadır. bu sırada aynı kızdan daha saf, daha temiz duygularla hoşlanan anadolulu gencimiz (anadolu'dan kasıt sivas) saçlarına bir tutam jöle sürmemiş, ya asker tıraşı yapıp 3 numaraya vurmuş ya da kısa kestirip önünü yarım limonla sağa yatırmıştır.
batılı (tercihen kadıköy, cihangir veya izmir) gencimiz kızı etkilemek için akla hayale gelmeyecek işler yaparken sivaslı gencimizin yalnızca duyulduk/duyulmadık bir sivas türküsü çığırması yeterlidir. sesi de yanıksa, biraz da duygusunu katıyorsa söylediği türküye, o kızın sivaslı gençten etkilenip diğerini elinin tersiyle itmemesi için hiçbir sebep yoktur. o kıza o an söylenecek ''duydun mu aysu, maybelline new york yeni ruj çıkarmış.'', ''gel kanka nişantaşı'nda gezelim kahve içelim.'' veya ''canım çok güzelleşmişsin, kilo vermişsin. hangi diyet programını uyguluyorsan söyle de ben de yapayım aynısını.'' cümlelerinin hiçbiri ''huri melek midir kimin soyundan, salınıp gidiyor dere boyundan, sivas ellerinin hangi köyünden? yaradan allah'a kurban olurum da ölürüm, ceylanım da sevdiğim.'' nakaratının verdiği etkiyi vermeyecektir. bir sivaslı genç nelere bedeldir? saflığıyla, kendiliğinden olma hâliyle, özü sözü bir tavrıyla güzel kızları etkileyebilmektedir.
işte sivas, sivaslı ve sivaslılık nasıl ön plandaysa dizilerde, sivasspor da o denli ön planda. hatırlar mısınız bilmem, muhtemelen hatırlarsınız, çocuklar duymasın'da lakabı (bkz: sivaslı yakup) olan kıraathane çaycısı yakup da bir sivasspor fanatiği olarak bilinirdi ve kıraathanesindeki bir duvar önünde sivasspor filaması yer alırdı. biraz önce değindiğimiz üzere (bkz: kardeş payı) da sivas'ı olduğu gibi sivasspor'u da konu edinirdi. ''en son (bkz: roberto carlos) sivasspor'a gelecek dediklerinde bu kadar gülmüştüm, sonra hakikaten geldi la...'' cümlesi tüm efsaneliğiyle bu gerçeğe bir kanıttır. çok izlenmeyen, çok bilinmeyen fakat benim izleyip kısım kısım sevdiğim (bkz: sihirbazlık okulunda bir türk) isimli komedi filminde (bkz: barbaros dikmen)'in canlandırdığı mehmet karakteri de tam bir anadolu çocuğudur. hogwarts'a büyücülük okuluna gittiğinde türk kültürünün çekirdeğinde yetişmişliğini, deli dolu ama özünde delikanlı olmayı film boyunca resmetmiş, filmdeki çift kale maç sahnesinde de sivasspor formasıyla döktürmüştür.
uzun lafın kısası (ul), anadolulu olma kültürü ve anadolu'nun genel yaşayışının işlenişi futbola sivasspor olarak yansımıştır. anadolu halkının bütün siniri öfkesi, bunun yanında merhameti ve şefkati, kendi kurallarını koyması, hak araması ve delikanlı, mert duruşu dizi ve filmlerde işlenirken bu temanın başkenti sivas seçilmiştir. futbol takımı da hâliyle sivasspor :) kayseri-kayserispor değil, konya-konyaspor değil, antalya-antalyaspor hiç değil; sivas ve sivasspor'dur anadolu'nun özü. alternatif evrende film senaristi olup bütün anadolu'yu elazığ'dan kurduğumu, film karakterlerinin birbirine gakkoş, gakko, hacı diye seslendiğini, komedi film başrollerindeki karakterleri elazığspor formasıyla gösterdiğimi ve bütün seyircilerime ''kar mı yağmış şu harput'un başına, kurban olam toprağına taşına'' türküsü dinlettiğimi hayal ediyorum... ne hoş, ne tatlı bir hayaldir bu. uyandırmayın dostlar :)
batılı (tercihen kadıköy, cihangir veya izmir) gencimiz kızı etkilemek için akla hayale gelmeyecek işler yaparken sivaslı gencimizin yalnızca duyulduk/duyulmadık bir sivas türküsü çığırması yeterlidir. sesi de yanıksa, biraz da duygusunu katıyorsa söylediği türküye, o kızın sivaslı gençten etkilenip diğerini elinin tersiyle itmemesi için hiçbir sebep yoktur. o kıza o an söylenecek ''duydun mu aysu, maybelline new york yeni ruj çıkarmış.'', ''gel kanka nişantaşı'nda gezelim kahve içelim.'' veya ''canım çok güzelleşmişsin, kilo vermişsin. hangi diyet programını uyguluyorsan söyle de ben de yapayım aynısını.'' cümlelerinin hiçbiri ''huri melek midir kimin soyundan, salınıp gidiyor dere boyundan, sivas ellerinin hangi köyünden? yaradan allah'a kurban olurum da ölürüm, ceylanım da sevdiğim.'' nakaratının verdiği etkiyi vermeyecektir. bir sivaslı genç nelere bedeldir? saflığıyla, kendiliğinden olma hâliyle, özü sözü bir tavrıyla güzel kızları etkileyebilmektedir.
işte sivas, sivaslı ve sivaslılık nasıl ön plandaysa dizilerde, sivasspor da o denli ön planda. hatırlar mısınız bilmem, muhtemelen hatırlarsınız, çocuklar duymasın'da lakabı (bkz: sivaslı yakup) olan kıraathane çaycısı yakup da bir sivasspor fanatiği olarak bilinirdi ve kıraathanesindeki bir duvar önünde sivasspor filaması yer alırdı. biraz önce değindiğimiz üzere (bkz: kardeş payı) da sivas'ı olduğu gibi sivasspor'u da konu edinirdi. ''en son (bkz: roberto carlos) sivasspor'a gelecek dediklerinde bu kadar gülmüştüm, sonra hakikaten geldi la...'' cümlesi tüm efsaneliğiyle bu gerçeğe bir kanıttır. çok izlenmeyen, çok bilinmeyen fakat benim izleyip kısım kısım sevdiğim (bkz: sihirbazlık okulunda bir türk) isimli komedi filminde (bkz: barbaros dikmen)'in canlandırdığı mehmet karakteri de tam bir anadolu çocuğudur. hogwarts'a büyücülük okuluna gittiğinde türk kültürünün çekirdeğinde yetişmişliğini, deli dolu ama özünde delikanlı olmayı film boyunca resmetmiş, filmdeki çift kale maç sahnesinde de sivasspor formasıyla döktürmüştür.
uzun lafın kısası (ul), anadolulu olma kültürü ve anadolu'nun genel yaşayışının işlenişi futbola sivasspor olarak yansımıştır. anadolu halkının bütün siniri öfkesi, bunun yanında merhameti ve şefkati, kendi kurallarını koyması, hak araması ve delikanlı, mert duruşu dizi ve filmlerde işlenirken bu temanın başkenti sivas seçilmiştir. futbol takımı da hâliyle sivasspor :) kayseri-kayserispor değil, konya-konyaspor değil, antalya-antalyaspor hiç değil; sivas ve sivasspor'dur anadolu'nun özü. alternatif evrende film senaristi olup bütün anadolu'yu elazığ'dan kurduğumu, film karakterlerinin birbirine gakkoş, gakko, hacı diye seslendiğini, komedi film başrollerindeki karakterleri elazığspor formasıyla gösterdiğimi ve bütün seyircilerime ''kar mı yağmış şu harput'un başına, kurban olam toprağına taşına'' türküsü dinlettiğimi hayal ediyorum... ne hoş, ne tatlı bir hayaldir bu. uyandırmayın dostlar :)
devamını gör...