echabrenef7091 yazar profili

echabrenef7091 kapak fotoğrafı
echabrenef7091 profil fotoğrafı
rozet
karma: 10482 tanım: 671 başlık: 290 takipçi: 47

son tanımları


sevgiliyi gece 1'de dandik kanal d filmi izlerken yakalamak

ileride başıma gelebilecek ve beni kuvvetle muhtemel kahredecek bir olaydır. şimdiden düşünüyorum, düşündükçe tüylerim dikelip ruhum kararıyor. başımı hızlıca sağa sola çevirip bu aymazlıktan kurtulasım geliyor. bilirsiniz bu kanal d'nin gece yarısını kapsayan dandirik filmlerini. insanlık bir nedenle tehlikededir. işte ne bileyim yangın, sel, deprem, çığ, istila gibi olaylar aslında dünyanın bütününe o denli etki etmezken bu filmlerde tüm dünya, evren, insanlık kırmızı alarm vermektedir.

efektlerle görselliğe kavuştuğu çok net anlaşılan dev yarasalar, ayılar, kuşlar, ekranda bilgisayar marifetiyle teker teker damlayan kar taneleri, renk cümbüşü içermekle birlikte genellikle yoğun bir yeşil, mavi veya kırmızı renkteki teknoloji laboratuvarları ve o laboratuvarlarda bu insanlık tehditlerini hummalı çalışmalarla çözmeye ve gezegenin kurtarıcısı olmaya çalışan gri önlüklü bir küme insan... o insanları berbat, alakasız ve yapmacık seslendiren acemi ama potansiyelli seslendirmeciler... sıklığı film ilerledikçe artan telefon konuşmaları ve aslen çok gereksiz bir panik hâli... işte budur kanal d'nin gece kuşağında yayınlanan kıytırık yabancı filmlerinin özü. isimlerinden bellidir konuları, başlangıçları ve sonları. havada panik, karada panik, büyük buz fırtınası, mega deprem... belli işte olup bitecekler.

işte, işte sözlük! ileride olacak, belki hiç olmayacak sevgilimi düşünüyor ve bir gece yarısı ona sarılıp onun o güzel saçlarını koklamak maksadıyla odaya gittiğimde kendilerini bu dandik filmlerden birini izlerken yakalarsam diye içim içimi kemiriyor. zevkinden, film anlayışından, dünya görüşlerinden ve büründüğü karakterden böylesine bir saçmalık çıkarsa diye korkuyorum. şaka şaka, korkmuyorum :) ben de izliyorum bu filmleri. güzeller. boş vakitte sarıyorlar :)
devamını gör...

hagi ve sergen teke tek maç yapsalar kim alır sorusu

1'e 1 oynanan maçlarda her zaman savunması iyi olan kazanır. çünkü karşıda tek kişi olduğu için gol atmak daha kolaydır. mevzubahis isimlerin de kolay gol atabilecek hagi ve sergen olduğu düşünülürse hangisi 1'e 1'de iyi savunursa o kazanır. az kişi varsa kolay gol atılacağı için iyi savunma yapan avantajlıdır. çok kişi varsa gol atmak zorlaşır, o zaman da daha yetenekli olan kazanır.
devamını gör...

emre kınay'ı bu yaz evliliği sorunlu baba rolünde görememek

içten içe duyduğum sıkıntıların, hasretlerin başında gelir efendim. bilirsiniz, emre kınay son zamanlarda yazları ege'nin bodrum, marmaris, foça benzeri bölgelerinde çekilen dizilerin 4 kişilik ailesinde karısıyla sorun yaşamakta olan, tercihen önceden boşanıp çocukları bahane edip tekrar bir araya gelmiş, kızının ve oğlunun bundan kaynaklı hırçınlıklarını düzeltme uğraşındaki sorumlu baba rolünü kapmaktadır. bu rol için doğmuştur sanki. doğarken kulağına üflenmiş gibidir bu evliliği kurtarma ve çocuklarını sakinleştirip onlara huzuru buldurma görevi. sevgi adamıydı. geçmişin izlerine sürüklenip hatalarına kızardı ama o hataları tekrarlamama yolunun birliktelikten geçtiğini de kavrardı hep.

işte bu yaz eksikliğini hissettik bu rolün ve değişmek bilmez kahramanının. zapladık, zapladık kanalları, bir daha zapladık. kanal d senin fox benim, star tv senin atv benim gezdik. show tv'ye mi bakmadık, trt'ye mi? ege dizisinde basketbol kariyeri ve sevgilisiyle ilişkisi kötü giden serseri oğluyla tartışıp tartışıp duran ama onu hep törpülemeye, düzeltmeye çalışan baba figürü aradık dizilerde. yoktu. kaybolmuştu. emre kınay sanki giderken o karakteri de götürmüştü bizden, hafızalarımızdan, geçmişimizden. göremedik. seneye kısmetse.
devamını gör...

toplu taşımada müzik yapan genç terörü

bunun bir ara melodikayla (bkz: hasretinle yandı gönlüm) çalmaya çalışıp çalamayan suriyeli 6-7 yaşlarında çocuklar versiyonu vardı metroda. şimdi var mıdır bilmiyorum, tedavülden kalktı herhâlde. ya bak şarkının 4 mısralık nakaratı var, bu salak çocuklar 3 mısrayı hatasız çalıp dördüncü mısraya geçecekken nakarat öncesine dönüyorlardı. o kadar alakasız ki yani. bir de hepsi aynı hatayı yapıyor. simülasyonda bug gibi. mal mısınız olm? tamamen dinlemeden niye çalıyorsunuz şarkıyı? insan bildiğini çalar, bunlar bilmediğini çalıyor.
devamını gör...

kendi yaptığım stand up

voca.ro/15B1G8OmTSjb

(12. bölüm)

merhabalar ey dostlar, yine mizahçılığımla nüktedanlığımı aynı potada eritip potaya üçlük gönderdiğim bir stand up kaydımla karşınıza geçmiş bulunmaktayım. iyi dinlemeler, bol kahkaha tufanları efendim :)
devamını gör...

jose mourinho

yine sanki yönetim 7 yılda çok iş başarmış da teknik direktörler suçluymuş gibi teknik direktör kovuluyor. güçleri hocaya yetiyor çünkü. 2018'den beri koltukta oturana kimse ses çıkaramaz. mourinho çağ dışıdır ve defansiftir, ismail kartal naiftir, jesus yaşlıdır, ersun yanal komisyoncudur, erol bulut taktik nedir bilmez ama ali koç pür-i paktır. tarihin en büyük teknik direktörleri sıralamasında ismi ilk üçten eksik olmayacak adam türkiye'ye gelmiş, şu kulübü adam gibi sabote etmeden yönetip büyük transferler getirmek ve ligde başarılı olup avrupa'da kupa hedeflemek varken önce kötü transferler yaptın, sonra para verdiğin fedailerine sabah akşam mourinho'yu kötülettin. o fedailerden anlamsızca etkilenen taraftar da başladı mourinho'yu eleştirmeye.

şimdi gitti işte. sevinin. feyenoord'u 5 golle geçip benfica'ya karşı turu geçemese de iyi direnen, iyi bir yönetimle muhtemelen avrupa'da kupa alacak adam gitti. büyük hocadan ne anlar, avrupa hedeflemekten ne bilir bizim takımlar. bunlara vereceksin akp liginde bir şekilde başarı sağlayıp avrupa'da sıfır çeken türk hoca, izleyecekler. bir daha gelir mi ya mourinho gibi adam? sol bekte roberto carlos nasıl markaysa teknik direktörlükte de mourinho öyle markaydı. ali koç sabotajcısına kurban edildi. yazık.
devamını gör...

ali koç

yıllarca üzerinden ekmek yediğin, ününe ün kattığın takımı baltaladın. futbolcuları, teknik direktörleri, içinde bulunduğun camiayı hep sabote ettin, yenilgiye mahkûm ettin. bu kulüp defalarca başarı sağlayıp kupa alabilecekken hepsini engelledin. diğer kulüplerin yardımına yetiştin, ligi galatasaray'a peşkeş çektin. bugünkü benfica maçında benficalılar üçgenler kurup paslaşırken, etkili pozisyonlara girerken bizim 8 numara diye oynattığımız herif kütük gibi ayağıyla tüm pozisyonları mahvediyor. her şeyimiz negatif, her şeyimiz sıkıntıda. bilerek bu takımın puanını, emeğini, kupalarını, başarılarını, sevinçlerini, yıllarını çaldın. taraftara güler yüzü, mutluluğu, gururlanmayı çok gördün. önce acılar içinde ölememeni, sonra acılar içinde ölmeni diliyorum. bu takıma verdiğin zararların bedelini bütünüyle ödeyeceksin hain herif.
devamını gör...

bir yazar neden yeşil nick alır sorunsalı

merak duygusundan.

"alınca ne olacak acaba?" diye sordum kendime ve aldım. hiçbir şey olmuyormuş :)
devamını gör...

türk takımlarının en travmatik maçları

özbeöz takımım fenerbahçe için her ne kadar ben yetişemesem de denizli maçı, yanlış anons, galatasaray'ın kadıköy de kupa kaldırması gibi maçlardır. hele denizli maçını canlı canlı yaşasam şu an bir sahil kasabasında tarımla uğraşırdım galiba :) braga maçı da benim yaşayıp gördüğüm en büyük travmamdır. o hafta öyle öfkeliydim ve üzgündüm ki anlatılmaz yaşanır. benfica maçı bende travma falan değildir. o takımla ancak gurur duyulur. yarı finale kadar gelmişsin zaten, benfica'nın de gücü belli. sadece biraz üzüntüm vardı o kadar. avrupa'da asıl travmalar braga, olympiakos ve rangers maçlarıdır. basketbolda cska finali de büyük travmadır.

galatasaray için muhtemelen tromsö, hamburg, atletico madrid, real madrid, karpaty lviv gibi dramatik kaybedilen avrupa maçları vardır. ligde de şu an hatırlamasam da mutlaka kahredici maçları vardır ama avrupa'daki maçları daha travmatik bence. meselâ fenerbahçe hamburg maçını yaşasa, 2-0 öne geçip 2-3 kaybetse birkaç gün kendime gelemem herhâlde. üzücü...

beşiktaş'ın liverpool maçı, valerenga maçı çok söylenir ama 2015'te liverpool'u elemişken bir sonraki kurada club brugge çıkması ve okulda çoğu kişinin brugge'yi küçümsedikten sonra beşiktaş'ın elenmesi de üzücüydü. liverpool'u eleyen takımın bir yarı final ya da çeyrek final oynaması beklenir. ligde 2003-2004 sezonunda açık ara liderken şampiyonluğun kaybedilmesi de kötü hatırlanır. onun haricinde son yıllarda ligdeki ve avrupa'daki kötü performansları da böylesine büyük bir takım için travmatiktir.

milli takım için 2005'teki olaylı isviçre maçı ve euro 2008'deki almanya maçı çok söylenir. söylenir deme sebebim bu maçları izlememiş olmamdır. gerçi almanya maçını hayal meyal hatırlıyorum. yaprak dökümü vardı o gün. önce maçı izlemiştik, 1-0 öne geçmiştik ama annem çok umutlu değildi. haklıymış maalesef... sonra yaprak dökümü ve maç arasında dönüşümlü gidip gelmiştik. maç da biz ve almanya arasında gidip geldi, sonra almanya'ya kesin dönüş yaptı. yazık oldu.

ama benim milli takıma dair üzüntüm euro 2016'da onca sıkıntıya rağmen son maçta çek cumhuriyeti'ni 2-0 yenip gruptan çıkmayı beklemesi, italya irlanda'ya yenilmese gruptan biz çıkacakken italya'nın maçı satması, kaleci sirigu'nun çok komik ve acınası bir gol yemesidir. gruptan çıksak ne olurdu bilinmez ama böyle bitmemeliydi. o irlanda bir sonraki tur elendi gitti zaten. neye yaradı?

herkesin buna benzer üzücü anları vardır maçlara dair. yazan olursa keyifle okurum.
devamını gör...

kızılcık şerbeti ile galatasaray şampiyonluğu korelasyonu

var böyle bir şey. artık klavyeye dökme vakti geldi. fark ettim ki kızılcık şerbeti 2022 yılının eylül ayında yayına girdi. şu ana dek bir daha da çıkmadı. galatasaray da ilk kez 2022-2023 sezonunda başladı bu son şampiyonluk serisine. o sezondan beri her sezon galatasaray şampiyon oluyor.

ikisi arasında pek tabii doğru orantı yok fakat korelasyon var kesin. ben inanıyorum artık, kızılcık şerbeti'nin bittiği sezondan sonraki sezon galatasaray şampiyon olamayacak. ha bizde bu başkan varken bu sefer de beşiktaş şampiyon olur.

ama ben yetkililere ve yetkisizlere, gariplere, sessizlere, kimsesizlere bir çağrıda bulunmak, bir sesleniş gerçekleştirmek istiyorum. lütfen kızılcık şerbeti bitsin artık. zaten akıllarda mustafa'nın saflığı ve onu canlandıran emrah altıntoprak'ın süper oyunculuğu hariç hiç olumlu bir şey kalmadı bu diziye dair. çok boyutlu aşk ilişkileri ve senaristin kızının berbat oyunculuğu katlanılmaz hâlde. eminim ki kızılcık şerbeti bitince galatasaray hegemonyası yerini çok takımlı zaferlere, sarı güneşin lacivert geceye kavuşmasına, umutlu ve mutlu günlere bırakacak. bitirin lan şu diziyi, akıllı olun :)
devamını gör...

20 ağustos 2025 fenerbahçe benfica maçı

benfica'daki amar dedic'i bir gün feci döverler. dövülür o çocuk. tatsızlığa gidebilir iş. bizle ya da bizsiz. ama dayak yiyeceği belli. sahtekârlık ve iticilik seviyesi çok yüksek. itici. antipatik. rol kâbiliyeti yüksek.
devamını gör...

bir tanıdığa çok benzeyen insanla kurulan platonik samimiyet

var böyle bir şey. düşünün, siz de ikna olacaksınız. şimdi hayat var değil mi? bu hayatta biz varız. biz olmasak başımızdan geçen bu sürece hayat ismini kim verecek zaten? değil mi ismet? ismeeeettt!!! neyse efendim madem ismet derin uykuda, ben de size anlatayım. biz varız, sevdiklerimiz var.

sevdiklerimiz çoğunlukla hayatta ilk tanıdığımız, sevip saydığımız, benimseyip bağ kurduğumuz ve bir yerden sonra aklımızdan hiç çıkmayacak insanlardır. tanıdıktır bunlar. bütün zaman bu tanıdıklarla geçsin istersiniz. bir de başlıkta tanımladığım kişi ve kişi grupları mevcuttur; tanıdığa çok benzeyen bir başka insan. bu insanlarla da derin bağlar kurarız fakat bunu içimizde kurarız. platoniktir yani. karşılıksızdır. tanıdığımız insanı çok sevdiğimiz için ona benzeyen hiç tanınmadık kişiyi de severiz. hareketlerini, jest ve mimiklerini, ses tonlarını hep birbirlerine benzetiriz. birine bakınca sanki ötekini görürüz, ötekine bakınca da berikini. bu ne böyle be? belgisiz zamir kampanyası mı var? olsa iyiymiş aslında. bir belgisiz zamir kullanana ikincisi bedava :)

neyse efendim, ben bu bir tanıdığa çok benzeyen insanla kurulan platonik samimiyetin kökünü geçmişe özleme dayandırıyorum. insanlar eski şarkıları, eski dizileri, eski maçları ve eski insanları özlüyorlar. e eski insanlar da tanıdık eş dost olduğuna göre yeni tanıdıkları eskilerine benzetiyorlar, benzetmek de yetmeyip platonik samimiyetler kuruyorlar. böyle işte efendim :)
devamını gör...

normal sözlük

#3658438 sayılan özelliklerin çok büyük kısmı benim yazılarımda var, %98,3 ihtimalle benden bahsediyor burada :)
devamını gör...

12 ağustos 2025 fenerbahçe feyenoord maçı

geçen hafta 90+1'deki golle 2-1 kaybedince geçen yılki lille saçmalığı gibi bitmesinden kotktuğum fakat 5-2 gibi hayvanî bir skorla biten fantastik maç. umarım bir mucize olur ve benfica'yı da eleyip şampiyonlar ligi görürüz. başarılar fenerbahçem.
devamını gör...

filmlerde mafyaya borcunu son raddeye kadar ödemeyen adam

komedi dizi ve filmleri çoğunlukta olmak üzere diğer film tiplerinde de karşılaşılan bir adamdır. sorunsuzdur, it kopuktur biraz. haşarı tarafı terazide hep ağır basar olgun yanına göre. komiktir de. yani hem durum komedisi dolayısıyla içinde bulunduğu durum komiktir hem de adamın kendisi. çift yüzlü bir komedi madalyonudur yani bize sunulan.

genelde beyimiz içki sigara, karı kız, kumar bataklarına bir bir saplanıp zar zor çıkarken mafyaya da borç birikmiştir. e ödemek lâzım tabii. adamımız telefonun tuşlarına istemeye istemeye basar ve korka çekine o meşhur mafyayı arar.

- a a a alo! alo tekin abi buyur beni aramışsın? bizim pederle ilgileniyordum dönemedim abim hayırdır?

- kes martavalı lan! hayırsa bize de ayır. nerede lan paralar? üç hafta oldu kapına geleli hâlâ falan filan yapıyorsun. bir hafta daha şansın var senin. ödedin ödedin, ödemedin keserim gırtlağını yutaktan nefes alırsın. ona göre!

- olur mu abim? ben sana borcumu hiç aksatır mıyım? birtakım öngörülemeyen havadisler oldu da ondan şey edemedim. en kısa zamanda borcumu öderim, gönlünü de alırım. sen rahatta kal güzel abim.

- ha şöyle yola gel aslan! zaten sen gönül almayı bilmezsen biz akıl almayı çok iyi biliriz. hadi kal sağlıcakla.

- güle güle tekin abim.

bu gergin ve korkutucu konuşmadan az bir süre geçer, borçlu borcunu öder, derin derin nefes alır. kendi kendini uçuruma sürükleyecekken son anda kurtarmanın şansı ve biraz yorgunluğu vardır üzerinde. bundan kelli daha akıllı bir adam olacaktır. tekin abi ve türevleri aklını alır yoksa. ona göre!
devamını gör...

kanal d'nin gece yarısı filmleri

büyük buz fırtınası adlı filmle son hızında devam etmektedir. filmi imdb'de bulamadım bile. ımdb puanı 0 olan film izliyorum, evet.
devamını gör...

ağlamaklı karadeniz dizilerinin en çok atv'ye yakışması

daha dün tespit ettiğim bir durum. evet beyler bayanlar, siz de bir düşünün, bana hak vereceksiniz. bilirsiniz bu kasvetli ve ağlamaklı karadeniz dizilerini. başrolde bir kadın bir erkek, yanar kavrulurlar birbirlerini severek, e ne yaparsınız efendim hayat müşterek :) bu kadın ve erkek gençtir, güzel ve yakışıklıdır, sürekli birbirlerine susarak bakma ve öpüşme modundalardır. çok konuşturmazlar bunları. konuşunca kötü oyunculukları açığa çıkar çünkü. e tecrübesizler, biri dünkü diğeri bugünkü :) sürekli yağmur yağar bu dizilerde. karadeniz'in o gözü yaşlı bulutları dizinin ve karakterlerin yaşlı gözlerinden ilham almıştır sanki. ayrılıklar boldur, her ayrılıkta da (bkz: kazım koyuncu)'dan bir şeyler çalar.

"işte gidiyorum bir şey demeden, arkamı dönmeden, şikâyet etmeden, hiçbir şey almadan, bir şey vermeden, yol ayrılmış, görmeden gidiyorum."

bu mısraları bu kategorideki her dizide duyarsınız. duymamanız mümkün değildir. bir de sert karakterler vardır bu dizilerde. höt zöt diye bağırır dururlar. ya da durmazlar. bunlar genelde aşktan ölüp biten o iki gencimizi engellemek, bu aşkı başlamadan bitirmek amacıyla diziye konmuştur. beli silahlı, dili sivri, gözü öfkeli, şiddeti ne hoştur, ne güzeldir şefkati :)

bu ağlamaklı karadeniz dizilerini bu denli anlattık, konuyu dağıttık, gelin toparlayalım şimdi. bu diziler başlıkta dediğim gibi en çok atv'ye yaraşır. bakın (bkz: kanal d)'de böyle bir dizi çıksa katiyen izlemem. (bkz: show tv) mi? asla. ne dediniz? (bkz: star tv) mi dediniz? yok efendim yok. ama atv'deyse şöyle bir 15-20 dakika bakarım işte. atmosferiyle, aksiyonlu sahnelerde coşkunlaşıp duygusal sahnelerde ağlatan ve kemençenin hızının sürekli değiştiği o mükemmel müzikleriyle, oyuncu ve karakter tipleriyle bu diziler en çok (bkz: atv) ile kan uyuşması yaşar. size iki tane dizi ismi vereceğim şimdi. (bkz: benim için üzülme) ve (bkz: sen anlat karadeniz). hatta yakında bir dizi daha çıkacak böyle, adı da (bkz: gözleri karadeniz). bu dizilerin ortak bir özelliği mevcuttur. evet, üçü de atv dizisidir. bakın bir düşünün bu dizileri tek tek başka kanallarda, asla özdeşleştiremezsiniz. kafiyeyi bozmayalım efendim, atv eşittir karadeniz :)
devamını gör...

yedi büyük günahtan hangisi sizi tanımlıyor sorunsalı

oburluk. aksi gibi çoğu yiyecek maddesi de hayvan gibi güzel :)
devamını gör...

fatih bulut'un arabeskten roman havasına anlamsız geçişi

beni üzen, beni kıran ve beni yerden yere vurup kaldırıp bir daha vuran acı olaydır. bilirsiniz, fatih bulut yoluna arabesk okuyarak başlamıştı ve güzel de okuyordu. azer babadan, müslüm babadan pek farkı yoktu sesinin, tavrının ve şarkıyı yorumlayışının. sonra nedendir bilmem, roman havasına döndü birden. roman havasına lafım yok. güzeldir, keyiflidir ve niteliklidir. lâkin; fatih bulut'un kayserililiğine, bozkır adamı duruşuna, kendini acıdan kedere koşturan o derbeder hâline yakışmıyor kardeş.

roman havasına gitmez fatih bulut'un hareketleri. söyleyecekse ankara oyun havası söyleyecek, arabesk okuyacak, damardan girip çıkmayacak bir daha. buradan tüm yetkililere sesleniyorum, bir tüzük çıkarılsın ve fatih bulut'un roman havası söylemesi katî suretle engellensin. kötü de söylemiyor ama arabeskteki o kendine has atmosferini yaşayamıyoruz bu adamın. olmuyor. arabeskçisin sen arabeskçi kal, iç dedi sigaranı.
devamını gör...

serik belediyespor

rusların sıcak denizlere inme isteğini yıllar sonra gerçekleştiren takım. kadrolarında 6 rus futbolcu var, hocaları rus, sahipleri azeri. türk futbolunda hiç görülmemiş bir model.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim