fularlı entel

entelin bir üst versiyonudur. çeşit çeşit, renk renk fularları vardır. 5 yıldır elinde taşıdığı kitabı, 8 yıllık ve hiç yıkanmamış fuları, sırf tarz olsun diye taktığı okuma gözlükleri ve bütün entelliği ile bir kafeye gider; önce bir mekanı süzer ve her yeri gören o meşhur köşeye geçer. bir adet kahve söyler, kitabın kapağını yavaşça açar ve okuyormuş gibi yaparak etrafı kesmeye başlar; gözüne kestirdiği avını ince ince süzer ve hayaller kurmaya başlar. sonrasında ise kalkar, hesabı öder ve yeni bir av alanı aramaya başlar.

"bu şimdi ne ki?" dedirten başlık. kaç entel tanıdınız ya da fularına ve gözlüğüne bakınca entel olduğunu nasıl anladınız? standart bir entel prototipi mi var ki hemen o kalıba soktunuz? bunun bir adım sonrası kibariye'nin o ünlü, "entel de olsa insandır." sözü. kalıp yargılar bütün toplumların, özellikle bizim toplumumuzun afyonudur. acelesi olanlar için, kolay etiket kolay şablon. ee şimdi sırada kim var? kaşkolünü çift sıra boynuna dolayan tipler mi? peki ya kapalı mekanda bile bere takanlar? durun durun, bermuda pantolon üzerine kapüşonlu sweatshirt giyenleri de unutmayın! başı kapalı olduğu için gerici diye yaftalananlar peki?

t: ne anlatmak istediği anlaşılamayan başlık.

sözlüğü size bırakmayacağız!
burası elbet bir gün seks cehennemi olacak ve sizler de burada yanıp kavrulacaksınız.

fularsız entel olmaz zaten. yani öyle kazınmış beynimize.

yuvarlak gözlük yanında hediye sanırım.

normal sözlük'ün temel taşlarından.

burada da bir tane var bunlardan kadınlarla ilgili her başlığa girip meriçlik yapmadan duramıyor. bu kadar mı yokluktasın be qwshqwsh.

istanbul'un malum yerlerinin bitki örtüsü. çoğunun bir halt bildiği de yok, hep aynı kişilikteler:

-> tuhaf tuhaf şiirler yazarlar, yani şiir demeye bin şahit. dümdüz cümle kuruyor adam. paragraf yazmış, kafasına göre dizelere bölmüş. saçma sapan betimlemeler, anlamı yok eden devrik cümleler... insanı şiirden soğuturlar. bir de bunun postmodern olduğunu söylerler. belki bir iki laf daha fazladan biliyorlarsa kesinlikle sembolistlerdir. öyle demeyin canım, onlar da çağımızın birer paul valery'si.

-> oğuz atay överler, ellerinde tutunamayanlar ile dolaşırlar, içinden pasajlar ezberlerler ama çoğu aslında tehlikeli oyunlar'dandır. albay hangi kitapta, olric hangi kitapta bilmezler.

-> aynı anda nihilizm ve varoluşçuluk felsefesine saçma derecede takıktırlar, bunu nasıl beceriyorlar cidden anlamıyorum.

-> göğe bakarak boğuk ve yavaş konuştuklarında daha bilge durduklarını düşünürler. mutlaka bir el çeneyi avuçlar.

-> hitchcock ve kubrick filmlerine saplantılıdırlar.

-> klasik müzik ve cazdan başka bir şey dinlemediklerini iddia ederler*


(bkz: sanat azizim sanat yahu)

faşist / ap'li / özalcı / memeci/spor yazarı / şiirci/ herbokolog ve nalları dikmeden giderayak tayyipçi hıncal uluç alamet-i farikasıdır. onunla ilgili de bir yazı #2572830 yazılmıştır.